Yutkundum. Dudakları öyle güzellerdi ki, dikkatimi dağıtıyorlardı ve ben dediği şeyi zar zor algılayabilmiştim. Nefesini bıkmış bir şekilde yüzüme üfledi. İçimden bir ürperti geçti. Şuan onu öpsem ne kaybederdim? Belki onu.Ama ona hiç sahip olmamışt...
Kucağımda daha rahat bir konum alırken dudaklarını büzdü.
"Neden?"
Ellerini boynuma sarıp kendini bana bastırdığında inledim. Dudaklarını boynuma götürüp oralara öpücükler kondurmaya başladı. Hiç utanmadan bana kendini becertmek istiyordu fakat bunu yapmak istemiyordum. Dişlerini derime geçirdiğinde acıyla zevk karışımı bir inleme daha çıktı ağzımdan.
Ellie'nin sarı saçları bana onu hatırlatıyordu ve ben onu her hatırladığımda aklım karışık bir şekilde bir uçurum kenarına sürükleniyordum. O gece bana söylediği şeyler kalbimde ufak bir yaranın açılmasına neden olmuştu. Ben gerçek bir arkadaş bulduğuma inanmıştım, kimseyi götürmediğim o tepeye onu götürmüştüm ama o tıpkı etrafımdaki diğer insanlar gibi sahteydi. Ellie'nin elini pantolonumda hissettiğimde beyaz duvardaki bakışlarımı gözlerine getirdim ve ellerini itip onu üstümden kaldırdım. Kaşlarını çatarak elbisesinin eteklerini düzeltirken güldüm. Eğer giydiği elbisenin boyu onu rahatsız edecekse neden kalçalarında biten bir elbise giyiyordu ki? Ona boş bir bakış atıp oturduğum koltuktan kalkıp merdivenlere ilerledim. Her bir basamağı döve döve çıkarken konuştum.
"Ben yatıyorum. Sen de gitsen iyi olur."
Arkama bakmaya tenezzül bile etmeden odama girip kapıyı sert bir şekilde kapattım. Birkaç dakika sonra evin kapısının sesli bir şekilde kapandığını duyunca tuttuğum nefesimi dışarı verdim ve kendimi yatağa attım. Aklımda dönüp duran milyonlarca soru vardı. Dün onunla kısa bir mesajlaşmamız olmuştu, ilk başta sanki dediklerinden pişmanmış gibiydi ama ne olduysa bir anda beni tersleyip bana görüldü atmıştı. Ondan nefret edemiyordum, sanki beni o kullanmamış gibi hissediyordum ama öyleydi. Arka cebimden telefonumu çıkardım. Kafamı dağıtmak için biraz İnstagram'da gezebilirdim. Uygulamayı açıp ana sayfamda biraz gezindikten sonra sayfayı yeniledim. Bir erkeğin sırtına binmişti ve ikisi de gülüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerim alttaki açıklamaya kaydı.
"Günün en güzel yanı seninle karşılaşmaktı!! Eski zamanları özlediğimi hissediyorum. xx "
Ne kadar da mutlu gözüküyorlardı. Eski sevgilisi olduğunu anlamak o kadar da zor değildi. Fotoğrafı beğenip uygulamadan çıktım. Ona kendimi hatırlatmak istiyordum, kırılan kalbimi hiç unutmamasını ve pişman olmasını istiyordum.
Kelly'nin ağzından
Sürekli bardağın içinde döndürüp durduğum pipeti rahat bırakıp Faith ve Jonathan'ın sohbetini dinlemeye başladım . Yine magazinlerde görüp dergilerde okudukları haberleri tartışıyorlardı. Onlar burayı bıraktığımdan beri aynılardı, birilerinin hayatını karıştırmayı fazlasıyla seven iki yakın dost. Onları en son altı sene önce buradan taşınmadan önce görmüştüm. Bu altı sene içinde birkaç kere buraya gelsem de onlar Fransa'da yaşadıkları için buluşamamıştık. Faith aklına bir şey gelmiş gibi bana bakıp heyecanla konuştu.
