Kahvemi kenara koyup sandalyeme oturdum. Saat bire yaklaşıyordu ve Neymar'ın hazırlanmasını bekliyorduk. Cidden zor biriydi. Sanki tüm dünya onun etrafında dönüyormuş gibi davranıyordu. Derin bir nefes aldım ve sakinleşmeyi bekledim. İş hayatımda ilk defa bu kadar şımarık biriyle karşılaşıyordum. Cidden ona göre normal bir insan olmak bu kadar mı zordu? Yanımda telefonuyla oynayan Ellie'ye döndüm.
"Neymar hâlâ hazır değil mi?"
Kafasını telefondan kaldırıp bana baktı.
"Bilmiyorum ama gidip bir bakayım."
Yaslandığı yerden ayrıldı. Tam gidecekken arkasından seslendim.
"Bekle! Ben giderim."
Hırsla ayağa kalktım ve onu es geçerek soyunma odasına ilerledim. Şu lanet olası futbolcu beni delirtmek için uğraşıyor olmalı. Onun olduğu odanın kapısını açmaya yeltendiğimde birisi kolumdan tuttu. Arkama döndüğümde Neymar'ın menajeri ile karşılaştım. Ne yapmaya çalıştığını anlamadığımı belirtmek için tek kaşımı kaldırdım.
"Neymar şuan giyiniyor ve kimsenin onu rahatsız etmesini istemediğini söyledi."
Kolumu ondan kurtardım. Kimsenin keyfini bekleyemezdim, özellikle de şımarık bir futbolcunun. Kız arkamdan seslense de umursamadan odaya girdim.
"Tanrım! Ne kadar da görgüsüzsün. İnsan bir kapıyı çalar."
Üstünde sadece bir boxer vardı fakat bunu fazla üstelemedim çünkü işim gereği böyle çok erkek görmüştüm.
"Çabuk hazırlan. Cidden şu rahatlığın beni çıldırtmaya başladı."
Kendini arkasındaki pufa attı. Yumruklarımı sıktım. İki günde sinirlerimi alt üst etmişti.
"Üstümde sadece bir boxer var ve sen hiç hoş olmayan bir şekilde bana bakıyorsun, korkmalı mıyım?"
Alt dudağını sarkıttı. Dediği şeyi yavaş yavaş idrak ettiğimde kaşlarımı çattım. Edepsizliğine tahammül edemezdim artık. Komidinin üzerine özenle katlanarak koyulan kıyafetleri aldıp üzerine attım ve bağırmaya başladım.
"Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun? Ben burada işimi yapmaya çalışıyorum ve sen ise şımarık bir çocuk gibi işimi aksatmaktan başka bir şey yapmıyorsun! Çabuk şunları giy ve gel."
Arkamı dönüp kapıya ilerledim. Biraz olsun rahatlamıştım. Normalde çekimini yaptığım kimseye bu kadar kaba davranmazdım fakat o nasıl davranıyorsa ben de ona aynı şekilde davranıyordum. Ona dönerek tekrar konuştum.
"Beş dakika içinde hazır olursanız sevinirim Bay Junior."
Yalandan gülümsemeyi de unutmamıştım. Eğer bu kadar çok yüksek sesle konuşmanın işe yarayacağını bilseydim çoktan çekimlere başlamış olurduk.
°•○°•○°•○°•○°•○
"Ah, hayır! Lütfen biraz içten güler misin?"
Yüzündeki sahte gülümsemeyi bozarak konuştu.
"Gülmekten yanaklarım ağrıdı! Daha nasıl gülebilirim?"
Fotoğraf makinemin arkasından çıkıp onun yanına yaklaştım ve ellerimi dudaklarının kenarlarına getirdim. Gülümsemesini sağladım.
"Şimdi bana gerçek bir gülümseme ver."
Ellerimi dudaklarından çekip onu bekledim. Öylece bakıyordu. Gözlerimi devirdim. Elimi gözlerinin önünde sallayarak konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Photographer || Neymar Jr.
FanfictionYutkundum. Dudakları öyle güzellerdi ki, dikkatimi dağıtıyorlardı ve ben dediği şeyi zar zor algılayabilmiştim. Nefesini bıkmış bir şekilde yüzüme üfledi. İçimden bir ürperti geçti. Şuan onu öpsem ne kaybederdim? Belki onu.Ama ona hiç sahip olmamışt...