Baran beni seviyordu fakat bir sorun vardı...Ben onu sevmiyordum.
"Ben gitmeliyim..." diye mırıldanarak ondan uzaklaşmaya başladım. Arkamdan ne kadar seslense de dönecek mecalim kalmamıştı.
Baran az önce bir sürü şey itiraf etmişti. Onun için bu fazlaydı ve zordu farkındaydım. Fakat benim için daha da fazlaydı. Değer verdiğim bir arkadaşımın beni sevmesi bana ağır geliyordu. Üstelik ben onu sevmezken. Tamam, arkadaş sıfatına girmiyorduk. Hiç bir zaman arkadaş olmamıştık. Önce kanlı bıçaklıydık. Sonra birden takılmaya başladık. Ama bu az önce duyduğum şeyleri unutma isteğimi engellemiyordu. Bir şekilde hafızamı falan kaybedeyim istiyordum. Bana göre fazla erkendi birbirimizi ne kadar tanıyorduk ki? Sadece bir kaç ay olmuştu.
Kimseye görünmeden hızla sokağa çıktım. O kadar hızlı yürüyordum ki. Kaçmak ister gibi bir halim vardı... Önüme gelen ilk taksiyi durdurarak evimin adresini tarif ettim. Beynim kalbimle savaş veriyordu sanki. Kafamı içinde bir savaş vardı. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Uyuyup bunları unutmak...
Mesaj sesiyle düşüncelerimden arınarak okumaya başladım.
Gönderen: Göbekli orangutan yavrusu
Mesaj: Özür dilerim
Kaydettiğim isime gülümserken mesajı ile somurttum ve hızla cevap yazmaya başladım.
Gönderilen: Göbekli orangutan yavrusu
Mesaj: Dileme.
Telefonu kapatıp. Çantama attım. Özür dilemesi gerekmiyordu. dilememeliydi. Sevmek hiç bir zaman suç olmamıştı. Suçmuş gibi davranamazdı. Başımı cama yaslayıp kendimi düşüncelerle boğmaya devam ettim.
*
Yatağımda öylesine yatıp tavana bakıyordum. Gece bir türlü uyuyamamıştım. Güneşin doğmasını görmüştüm bile. Birazdan okula gidecektim. Bu yüzden daha fazla oyalanmadan ayağa kalktım. O sırada gözüme aynadaki yansımam takıldı. Bu ben değildim... Bir Gece Arslan, sürekli eğlenirdi. Morali bozuk olmazdı. Bunları kafaya takmazdı. Hep gülerdi. Bazen salak saçma şeyler söylerdi Eskisi gibi iyi görünmeliydim. Ama bu mor göz altlarıyla olmazdı. Aklıma sıçayım neden bütün gece uyumamıştım ki... İki işaret parmağımı ağzımın kenarlarına getirip biraz çektim. Sonra işaret parmaklarını yüzümden çekip içten bir şekilde gülümsemeye başladım. "İşte...Gece bu." Diye mırıldandım.Hızla yüzümü yıkayıp gerekli makyajı yaptım. Sadece rimel ve kapatıcı olmasına rağmen beni daha canlı göstermişti. Okulun eteğinin giymek yerine. Lacivert bir jean ve okulun beyaz gömleğini giydim. Rahat etmem açısından spor ayakkabılarımı da giyip evden dışarı çıktım. Rüyanın kapısını neşeyle çaldım. Kapı açılınca korkuyla yerimde sıçradım. "Lan bu ne hal ? Ne yaptın kendine geri zekalı ? O gözlerin altı ne ? " diye bağırdım. Tam cevap verecekken, yandaki kapıyı Sümeyye teyze açınca dudaklarını birbirine bastırdı. "Kızlar bu ne gürültü ? Sizin yüzünüzden uyuyamıyoruz. Bir evlenemediniz gitti haa" diyerek kapıyı kapatınca gülmeye başladım. Sümeyye teyze ve atar yapmak... O kadar uzak kelimelerdi ki... "Ya rimel sürüyordum kurumadan hapşurdum. Temizleyip çıkacağım." Göz devirerek kafamı tamam anlamında salladım. Rüyanın her zaman yaşadığı sorunlardan biriydi. Ve her zaman çığlık atmak zorunda kalıyordum. Korku filmlerindeki kadınlardan daha korkunç oluyordu. Ve ben korku filmlerinde korkmayan bir insanım. Orasını siz düşünün.
Yaklaşık on dakika sonra, sonunda evden çıkmıştı Rüya hanım. Bir de onun makyajını tazeleyip gelmesini beklemiştim. Aynı zamanda yukarıdan inen Güneye baktım. "Hop hop bekle beraber gidelim. " dediğimde itiraz edecek gibi oldu. Ama elimle onu iteklemem üzerine bir şey diyemedi. "Ya şey ben gideyim. " Tek kaşımı kaldırarak "Bir işin mi vardı ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abrazo #Wattys2017
HumorHayatını tatile dizi izleyerek geçiren, arkadaşlarıyla olunca epeyce saçmalayan, annesinden terlik yiyen, Sınavlardan yüksek not almak için kopyaya başvuran, bir kız, Gece. Peki bu kızın hayatına bir youtube fenomeni girerse ne olur? ** Genç Kurg...