Bölüm-9

204 14 10
                                    


O gün ki gördüm seni yaktın ah, yaktın beni..

***

Kafamı sıraya koyup dersi dinleyen Deniz'i izlemeye başladım. Ela gözleri, açık kahverengi saçları vardı. Her kızın gönlünü çalabilecek yakışıklılığa sahipti. Dolgun dudakları ve düzgün güzel kaşları vardı. Burnu da güzeldi. Yüzü sert duruyordu. Çenesi kemikliydi ve elmacık kemikleri çıkıktı. Dediğim gibi her kızın gönlünü çalabilecek yakışıklılığa sahipti. Dışarıdan soğuk biri gibi dursa da eğlenceli ve güler yüzlü biriydi. Sonra yan oturmuş Yağız'a baktım. Dizlerine koyduğu telefonu ile ilgileniyordu. Siyah saçları ve koyu kahve gözleri vardı. Yüzü Deniz'e benzese de dudakları onunkine göre küçüktü. Yağız'da güler yüzlü biriydi ve eğlenceliydi. Kafama konan kafa ile Yağız'ı incelemeyi bıraktım. "Ne düşünüyorsun meleğim?" sorusuna gülümsedim. "Hiç sadece sizi inceliyordum." Dedim. "Yakışıklı biriyim değil mi?" deyince güldüm. "Evet fazlaca yakışıklısın." Dedim. Oda gülünce hocanın uyarısı ile sustuk.

☂☂☂

"Yağmur.." sesi ile önümde sallanan çikolatalı süte baktım. Gülümseyip çikolatalı sütü sallayana çevirdim bakışlarımı. "Yağız?" dedim. "Al bakalım." Deyip açtı ve bana uzattı. Çikolatalı sütü alıp içmeye başladım. "Teşekkür ederim." Deyince oda kendisininkini açıp "Rica ederim." dedi. "Tokuşturmaya ne dersin?" deyince "Neye?" diye sordum. "Geleceğimize." Deyince gülümseyip "Geleceğimize." Dedim ve onun çikolatalı sütüyle kendiminkini tokuşturdum. İkimiz de gülümseyip kantine ilerledik. "Elif nerede?" diye sordum. "Müdürün yanında." Deyince "Neden?" diye sordum. Omzunu silkip "Sordum ama söylemedi." Dedi. "Nedense canım çikolata çekti." Dedi Yağız yaramaz bir şekilde gülerek. "Kilo ver diyen sen bugün bana kilo aldırmaya çalışıyorsun." Dedim. "Dünün intikamı bebeğim." Deyip kantine ilerledi. Bu dediğine gülüp bir masaya oturdum. 1-2 dakika sonra önüme 10 ayrı çeşit çikolata ile geldi. "Hangisini sevdiğini bilmediğim için hepsini alayım dedim." deyip karşıma oturdu. "Sorsaydın söylerdim." Dedim. "Hangisini seviyorsun?" diye sorunca gülüp "Hepsini." Dedim. İkimizde gülüp çikolatalarımızı alıp yemeye başladık. "Fazla masumsun." Sesiyle sessizliğimiz bozuldu. "Ne?" diye sordum ağzım doluyken. "Bu dünyaya göre fazla masum ve güzelsin." Deyince çikolata boğazıma takıldı. Öksürmeye başlayınca Yağız hemen sırtıma vurmaya başladı. Kantinde ki gözler bize dönünce yanaklarım kızardı. Bu şaşkın hallerime gülüp kulağıma doğru eğildi. Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirip "Akşam saat 8'de seni alacağım. Normal giyin." Dedi ve eski haline döndü. Gözlerim kocaman kocaman olurken o masadan kalktı ve çikolatasını yiye yiye gitti. Arkasından baka kalırken çikolatamdan bir ısırık aldım. Daha demin neler olmuştu öyle?

☂☂☂

Elif çığlık atarken ben onu arkamda bırakarak hızlı hızlı yürümeye başladım. Etrafa 'Onu tanımıyorum.' imajı vermeye çalışıyordum. Ancak fayda etmiyordu. Etrafta ki gözler bir ona bakıyordu bir bana. Elimde ki kitabı göğsüme bastırıp iki elimle etrafını sardım ve yere bakarak yürümeye başladım. "İnanamıyorum! Yoksa yoksa seni mi seviyor! Ulan birde kuzeni olacaktım!" bu dediklerine gülerken hızlı hızlıda yürüyordum. "Kızım beklesene!" kolumdan tutulmam ile bana gülerek bakan Elif ile göz göze geldim. Onun gülümsemesi otomatik olarak bana da bulaşırken "Geri çevirmedin değil mi?" diye sorunca "Cevap vermeme izin vermedi ki.." dedim. Gülüp beni süzdü. "Normal giyin derken neyi kast etti ki acaba? Sen normal nasıl giyinirsin?" deyince "İnsanlar nasıl giyiniyorsa öyle Elif." Dedim. Kolumdan tutup çekmeye başladı. "Ne yapıyorsun Elif?" diye sordum ona ayak uydurmaya çalışırken. "Seni akşam prenses yapacağım prenses!" dedi bağırarak. "Kızım saçmalama. Normal giyin dedi ya çocuk. Ne prensesi? Hem benim gibi bir kız nasıl prenses olur ki?" dedim gülerek. "Saçmalamayı kes ve hızlı yürü." Dedi kıkırdayarak. Kim bilir aklında neler vardı? Bu haline gözlerimi devirip ona ayak uydurdum. Bir kaç dakika sonra evin önüne gelmiştik. "Annemden nasıl izin alacağım." Dedim kapıyı çalmadan önce. "Merak etme ben halledeceğim." Dedi ve zile bastı. Annem kapıyı açınca "Hadi Yağmur, acele et." Dedi o içeri girerken. Annem bize "Hoş geldiniz kızlar." Deyince Elif hemen anneme sarılıp "Hoş bulduk Dilek teyzeciğim." Dedi. Kapıyı kapatıp annemin yanağından öptüm. "Hoş bulduk anne." Dedim. Ben montumu çıkarırken Elif "Dilek teyze.." dedi. Sanki annesinden izin isteyen küçük çocuklar gibi söylemişti bunu. Annem "Efendim kızım." Dedi. "Yağmur ile alışverişe oradan da bize gidebilir miyiz?" deyince kaşlarım havalandı. Annem ilk bana baktı sonra yalvaran gözlerle bakan Elif'e baktı. "Babasına sorayım. Siz mutfağa geçin yemek hazırdı zaten." Deyince "Tamam anne." Dedim ve mutfağa doğru yürüdüm. Çantamı ve kitabımı yere bırakıp lavaboda ellerimi yıkadım. Annem görse kızardı. Elif'te yıkayınca masaya oturduk. "Dua ette babam izin versin." Dedim fısıldayarak. "Amin." Deyince güldüm. Çorbamı kaşıklarken annem mutfağa girdi ve "Gidebilirsin Yağmur." Dedi. Elif çığlık atınca elimle hemen ağzını kapattım. "O zaman biz hazırlanalım." Dedi. Kolumdan tutup çekmeye başlayınca zorla da olsa masadan kalktım. "Yemek yeseydik. Ben daha doy-" dememe kalmadan "Aa saat 6 olmuş. Geç olmadan gidelim." Dedi yalandan. Elif beni çekiştirirken kenardan çantam ile kitabımı aldım. Odama girince hemen dolabımı açtı. Çantamı masanın altına koyup Elif'i kendime çevirdim. "Elif boşuna kıyafet bakma. Yağız'ın beni seveceğini de sanmıyorum. Şişkoyum ve gözlüklüyüm. Diş tellerim var ve yeni ergenliğe giriyor gibi hala yüzümde sivilceler çıkıyor. Kıyafet bakma çünkü dolabımda bir tane elbise var oda şuan bana olacağını sanmıyorum. En iyisi pantolon ve kazak giymek. Elbisem olsa bile bu havada ben giymem." Deyip gülümsedim. Elif yüzünü asıp yatağımın üzerine oturdu. "Kendini fazla küçümsüyorsun." Diye mırıldandı ve "Hadi giyin. Saçını ben yapacağım ama." Dedi ve gülümsedi. Dolabımdan buz mavisi pantolonum ile siyah boğazlı kazağımı aldım. Odadan çıkıp banyoya girdim ve üstümü giydim. Bozuk olan örgümü açıp taradım. Odaya geri girince Elif'in okuduğum kitabı okuduğunu gördüm. "Geldim." Deyince kitabı bırakıp bana baktı. Ayağa kalkıp "Güzel olmuşsun." Dedi gülümseyerek. Bilgisayar sandalyemi dolabın önüne çekerek "Otur ve kendini bana bırak." Dedi. Bu dediğine gülümseyip sandalyeye oturdum ve aynadan düşünen Elif'e baktım. Benden çok o heyecanlıydı. Titreyen ellerime baktım. Heyecandan titriyorlardı. İyiydim ama, yani, sanırım..

Sonsuzluğa UçuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin