"Yağmur! Kaç dakikadır aşağıdasın haberin var mı senin? Kime diyorum ben?" "Anne sen misin?" Kafama gelen şeyle elimi kafama götürdüm. "Anne ne terlik atıyorsun ya?" "Hadi eve!" Gülüp "Tamam!" diye bağırdım. Apartmana girip merdivenlerden çıkmaya başladım. "Ne salak salak sırıtıyorsun kız ergen?" Kafamı sevinçle kaldırdım. "Emir!" diye bağırdım. "Bağırma cingit!" "Nerelerdesin sen ya?" dedim merdivenleri hızlı hızlı çıkarak. Yanına gelince omzuna yumruk attım. "Beni neden görmeden gidiyorsun?" dedim. Susarak yüzüme baktı. "Ne bakıyorsun oğlum melül melül?" "Yağmur ne oldu lan sana?" Kaşlarımı çattım, üstüme bakmaya başladım. "Ne olmuş da?" Güldü. "Güzelleşmişsin." diye mırıldandı. "Eh işte şimdilik bu kadar oldu." dedim. Gülüp saçlarımı karıştırdı. "Ya Emir!" diye bağırdım. Sesim apartmanda yankılandı. "Hih!" deyip elimle ağzımı kapattım. Hemen merdivenlerden çıkmaya başladım. "Bu akşam annenle çay içmeye gelin! Babam evde olmayacak." diye bağırdım. Kapının oraya varınca annemi gördüm. Annem ellerini beline koymuş beni bekliyordu. Ve de elinde terlik vardı. Yutkundum. "Annem!" diye cıvıldadım. "İçeri gir Yağmur." dedi sakinlikle. Fırtına öncesi sakinlikti bu belli ki. "Emir!" diye bağırdım. Aşağıdan Emir'in gülüş sesi geldi. "Ne gülüyorsun ya! Gel de yardım et." Emir yanıma gelip kolunu omzuma attı. "Dilek teyze benle konuştuğu için geç kaldı. Niye ona haber vermedim diye kızdı da." deyip burnumu sıktı. "Ya! Ayı." dedim acıyan burnumu ovuştururken. "Bu arada anne, akşam davet ettim Emirleri." dememle "Bana şimdi mi diyorsun bunu?" deyip mutfağa hızlı adımlarla gitti. Derin nefes alıp verdim. "Sağ ol." dedim. "Önemli değil. Akşam görüşürüz." deyip gitti. Bende eve girdim.
☂ ☂ ☂
"Anne, çok acıktım ben ya." dedim karnımı ovuşturarak. Annem bu halime güldü. "Anne ne gülüyorsun ya! Kızın burada çok aç." deyip kendimi koltuğa attım. "Oy oy benim kuzum mu acıkmış." diye yanımıza geldi babam. "Baba, midem karnıma yapıştı," deyip ayağı kalktım. "Baksana bir deri bir kemik kaldım." dedim. "Hem açlıktan nefesim falan kokmaya başladı." dedim. Annemin dizini tutup yere oturdum. "Ne olur sanki bir dilim ekmek yesem? Üstüne sarelle." Hayali kafamda uçuşmaya başlayınca derin nefes alıp verdim. Annem gülerek kafamı karıştırdı. "Anne ya!" diye mırıldandım. Annem ayağı kalkıp "Ben atıştırmalık hazırlayım bari." deyip mutfağa gitti. Derin bir nefes alıp verdim. "Baba, açlıktan öleceğim sandım." dedim. "İstersen diyeti bırak kızım zorlanıyorsan." deyince gözlerimi kocaman açıp babama baktım. "Ne demek bırak? Bu saatten sonra bırakamam." dedim. "İşte benim kızım." deyip saçlarımı karıştırdı. "Baba ya!" deyip dudağımı büzdüm. Babam bu halime gülüp, "Ben çıkıyorum!" diye bağırdı evin içinde. Babamın yanına gidip "İyi de baba daha saat erken." dedim. Annem elinde havluyla çıktı. Buruk bir gülümseme vardı yüzünde. "Bu aralar işler yoğun kızım." deyip alnımdan öptü. Bu duruma sadece kafa sallayabildim. Eren de babama sarılınca gözlerim doldu. Evde hüzünlü bir hava vardı. Sanki babam gidip de dönmeyecekmiş gibiydi. 'Tövbe estağfurullah.' diye söylendi iç sesim. Hepimiz babamı uğurlayınca Eren odasına geri girdi. Bende annemi takip edip mutfağa girdim. "Anne!" diye bağırmam ile annem bana döndü. "Ne bağırıyorsun kız!" deyip kolumu cimcikledi. Gülümseyip fırının başına gittim. "Allah be çok güzel kokuyor!" deyip elimi çırptım. Annem kolumu tutup beni masanın oraya çekti. "Senin yemeğin burada." deyip masayı gösterdi. Cidden biri beni öldürebilir miydi? "Anne ya!" dedim ağlamak üzere olan sesim ile. Eliyle masayı gösterip "Bulgur pilavı, ve 1 kase yoğurt. Sen seversin Yağmur." deyip beni oturttu. "Ama poğaçalar, kısırlar.." deyip kafamı masaya koydum. "Cidden ağlayacağım!" diye mırıldandım. Annem bu halime güldü. "Anne ya.." dedim. Zil çalınca annem gülerek mutfaktan çıktı. Emine teyzenin sesini duyunca Emir'lerin geldiğini anladım. "Yağmur nerede Dilek teyze?" Annemin gülüş sesi ve "Mutfakta." deyişi. "Yağmur ne oldu lan bayıldın mı?" Omzumu dürtmesiyle kafamı yana çevirdim. "Emir intihar edeceğim." dedim. "Ne oldu? Bir şey mi oldu?" Kafamı kaldırıp "Siz poğaça yiyeceksiniz ben bunları ya! Where is the adalet? Cidden çıldıracağım." deyip kafamı geri masaya koydum. "Please kill me!" diye mırıldandım. Emir kafasını yana yatırıp gülmeye başladı. "Cidden bir yemek için mi bunları yapıyorsun?" Kafamı masadan kaldırıp kaşlarımı çattım. Bakışlarımı Emir'e çevirdim. "Hayat felsefemi tekrar et Emir!" dedim. Hazır ola geçip "Emredersiniz komutanım! Yaşamak için yeme, yemek için yaşa!" deyip rahat ola geçti. "Aferim!" deyip kafamı geri masaya gömdüm. "Depresyondayım ben, dokunma bana." dedim. Kolumdan tutup çekmeye başladı. "Kalk hadi ben sana bir kıyak geçerim." deyince heyecanla Emir'e baktım. "Valla mı lan?" deyince güldü. "Gözlerin ışıldadı lan." "Tabi ışıldar be!" deyip odama koştum. Emir de arkamdan odaya girdi ve kapıyı kapattı. "Ee anlat bakalım şu Değişme Hikayesini." dedi Emir. Gülümseyip pufun birine ben yerleştim birine de o derin nefes alıp hikayeyi en başından anlatmaya başladım.
☂ ☂ ☂
"Tamam Dilek teyze vermem Yağmura!" "Burada yeseydin Emir oğlum." "Sizinle gıybet yapmayı çok isterdim de Yağmur'la konuşmam bir konu var." "Tamam o zaman oğlum." sesi ve Emir'in kendini odaya atması. Gülerek yanına koştum. "Seni çok seviyorum Emir! Teşekkür ederim, teşekkür ederim!" deyip tabağı elime aldım. Emir bu halime gülüp laptobun başına geçti. Bende yatağın üzerine oturdum. Elime poğaçayı alıp tam ısıracak iken geri tabağa bıraktım. "Ne oldu niye bıraktın?" deyip tabaktan bir poğaça da o aldı. "Yiyemem ya!" deyip kendimi geriye doğru attım. "Niye?" diye şaşırarak sordu Emir. "O kadar uğraştım kilo vermek için şimdi yersem verdiğim kiloları alırım diye korkuyorum." deyip kafamı yastığa bastırdım. "Ölmek istiyorum!" dedim. "Sesin boğuk geliyor." deyince kafamı bir anlık kaldırıp "Ölmek istiyorum!" diye bağırdım. Sonra geri yastığa bıraktım kendimi. "İyi o zaman sen yemiyorsan ben yerim." dedi. "Hayvan!" dedim. "Sesin boğuk geliyor anlamıyorum." deyip güldü. Yatağın üzerinde oturur vaziyete gelip yatığı ona fırlattım. Kafasına gelince yediği lokma boğazında kaldı. Öksürmeye başlayınca ona doğru koştum. "Ya ben ölecektim sana ne oluyor?" deyip sırtına vurmaya başladım. "Yağmur?" sesiyle ikimizde laptoba baktık. "Elif!" diye bağırdım bende. Emir'i sandalyeden itip ben oturdum. O yerden bana anlamsızca bakarken ben Elif'e baktım. "O kimdi?" "Komşumuz." dedim. Kameranın arkasından Emir belirip "Merhaba!" diye bağırdı.
☂ ☂ ☂
Mutfaktan bir elma alıp televizyonun karşısına geçtim. Elif'le Emir'i tanıştırmıştım. İyi anlaşmışlardı. Sonradan konuşma bitince Emir evine gitmişti ve şuan saat gece 1'di. Zaman çabucak akıp gitmişti. "Ana! Bir tartılsam mı ki?" diye kendi kendime konuştum. Elmayı masaya koyup banyoya koştum. "Bismillahirrahmanirrahim!" deyip tartıya çıktım. Gözlerimi sımsıkı yumdum. "İnşallah kilo vermişimdir." deyip kafamı tartıya çevirdim. 75 rakamını görünce gözlerimi açıp tekrar kapattım. "75 ne be? Kilo vermem gerekirdi benim." deyip tartıdan indim. Eğilip tartıyı elime aldım. "Bozuldu mu ki?" deyip vurmaya başladım. "Kesin bozuktur." deyip odama ilerledim. Bozuktur diye kendimi avutup durdum yatana kadar. Çünkü başka açıklaması olamazdı.
☂ ☂ ☂
Merhabalarr! Yeni bir bölümle karşınızdayım. Beğendiyseniz oylamayı ve benim sevilen bir yazar olmamı istiyorsanız takip etmeyi unutmayın! Bu konuşma biraz şeye benzedi sanki Youtubercılara?☺ Ve de şuraya instagram adresimi bırakıyorum. Ulaşmak isteyenler oradan ulaşabilir. ♥
İnstagram ♠ irembs_
![](https://img.wattpad.com/cover/42762079-288-k448887.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğa Uçuş
Novela Juvenil"Kanatları olmayan bir meleğin sonsuzluğa uçuş hikâyesi.." ☂ ☂ ☂ "Acı neydi? Kimine göre acı yalnızlıktı. Kimine göre sevilmemekti. Bana göre acı yaşamaktı."