Drunk memories • Yoonkook

[m]onster

••

Belini kavradığı bedeni ani bir hareketle kucağına çekmiş ve arkalarında duran masaya yatırmıştı.

İkiside dudaklarını ayırma ihtiyacı hissetmiyor ve içinde bulundukları durumun saçma olduğunu bilerek devam ediyorlardı.

Yoongi, bacaklarını uzun olanın beline sarmış ve erkekliğini üstündeki bedenin erkekliğine sürtmeye başlamıştı.

Kısa bir süre sonra üstündekilerden kurtulduklarında Jungkook sevdiği adamı ezberlemek istercesine her bir köşesine dokunmaya başlamıştı.

Kesinlikle masum değildi.

Aynı zamanda şefkat ve hüzün doluydu.

••

Parmak uçları kucağındaki bedenin yüzünde ve belinde oyalanırken Yoongi başını Jeon'un omzuna koymuştu.

"Adın ne?"

"Jungkook."

"Özür dilerim Jungkook."

"Kes sesini."

Ağlamamak için yumduğu gözlerini usulca aralamış ve kucağındaki bedenin üyesini tutup çekmeye başlamıştı.

Boğuk iniltiler birbirine girerken siyahlı Yoongi'yi yavaşça kaldırmış ve arzuladığı aynı zamanda sahip olmaktan korktuğu benliğine karışmıştı.

Ne hissettiğinden emin olmayan bir pislik ve o pislikten ölümüne nefret eden iki kişiydiler.

Birbirlerini kırmışlardı.

Kırıklar yanlış kaynamıştı.

Ama şuan,

Başka bir boyuttaydılar.

Ve bu boyutta kırılmışlıkların hiç bir değeri yoktu.

••

Ritmik hareketlerle işlerine devam ederken Jungkook virgüllünün tatlı noktasını bulmuş ve sıcak çığlığın kulağını okşamasına izin vermişti.

Tırnakları çıplak tenlerinde imza bırakmaktan hoşlanırken birbirlerinin derinliklerine bakıyorlardı.

Sanki iki çift kahve birbirinden ayrılsa tüm büyü bozulacaktı ve gerçekliğe döneceklerdi.

Kırılmışlıkların önemli olduğu gerçekliğe.

••

Yoongi yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirmiş ve dudaklarını adını yeni öğrendiği o yabancının dudaklarına sürtmeye başlamıştı.

"Çok güzelsin."

"Ağlayasımı getiriyorsun."

Siyahlıda gülüşüne karşılık vermiş ve kucağındaki bedeni havaya kaldırarak hızlanmıştı.

Ani hazla titreyen grili diğerinin alt dudağını ısırmış ve konuşmaya devam etmişti.

"Nefretini mi kusuyorsun yabancı?"

"Bana yabancı demeyi kes."

"Seni tanımıyorum ama."

"Tanı o zaman."

"Tanımak için bir şeyler yap."

"Diğerlerinden farklı olmama izin ver Yoongi."

Yoongi cevap vermek yerine uzun bedenin omzuna küçük bir öpücük kondurmuş ve tatlı noktasında gezinmeye devam eden üyenin üzerinde hızlanmaya başlamıştı.

Bir süre sonra karışmış duyguların bıraktığı artıklar tenlerinde gezinirken nefeslerini düzene sokmaya çalışıyorlardı.

"İzin veriyorum."

"Ama kafamın içindeki canavar izin vermiyor Jungkook."

"Mutlu olmamı istemiyor."

"Düşüncelerimle besleniyor."

"Ve kötülüklerimle."

"Eğer onu aç bırakırsam,"

"Eğer kendimi sana adarsam..."

"Beni öldürür."

••

Smut ya za mı yor um

İdare edin bok gibi oldu ;; ((