Luke: Onunla takılmandan nefret ediyorum!
Luke: Kes şunu.
Luke: Başka bir yere otur. Hemen.
Colleen: Luke?
Colleen: Beni mi izliyorsun?
Colleen: Aman Tanrım, burada, kütüphanede misin?
Luke: Evet, bu soktuğumun yerindeyim ve yanındaki lanet olasıca herifi seyrederken sinirden deliye dönüyorum.
Luke: Yeterli bir açıklama oldu mu?
Colleen: Oldukça.
Colleen: Şimdi bir pislik gibi davranmayı kesip bana görünebilirsin
Luke: O kadar kolay mı sanıyordun? ;)
Luke: Beni asla bulamayacağın bir yerdeyim
Luke: Ve ben pislik filan değilim
Colleen: Bana bir ipucu verirsen, pislik olmadığını kabul edeceğim
Luke: O kıç deliğinin yanından kalkıp başka bir yere oturursan sana istediğin ipucunu vereceğim
Colleen: Ben...
Colleen: İyi.
Colleen: Bana tatmin edici bir ipucu versen iyi olur çünkü az önce en yakın arkadaşımın kafasını oldukça karıştırarak, ona en uzak masaya oturdum.
Luke: Sana çok hoşuna gidecek bir ipucu vereceğim, Colleen.
Luke: Ve bunu sonsuza dek unutamamanı sağlayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the mad hatter // Hemmings
FanfictionColleen gizemli olan şeyleri görmek için fazla kördü, Luke ise onun gözlerini açmak için fazla çekingen. --texting--