Luke: Ee?
Colleen: Sadece birkaç dakika oldu, bana biraz zaman ver
Luke: Ne? Ne için?
Colleen: Heyecanımı üzerimden atabilmem için, Luke
Luke: Üzgünüm, bir şeyler yazmana ihtiyacım var
Luke: Mesela...
Luke: Hoşuna gitti mi?
Colleen: Elbette, hoşuma gitti. Güzel bir sesin var. Sahi, bir yerlerde filan söylüyor musun?
Luke: Solist gibi mi yani?
Luke: Hayır, bu... Bilirsin, sana özel bir şeydi.
Colleen: Bana mı?
Luke: Evet, kolay kolay birilerine şarkı söylemem
Colleen: Sana bir ipucu için yalvardım ve sen de delirdin. Söylemenin sebebi buydu, değil mi?
Luke: Şey... Evet, tabii ki.
Colleen: Şarkıyı sen mi yazdın? Daha önce hiç duymamıştım.
Luke: Evet, nakarat kısmıydı. Diğer sözler üzerinde hâlâ çalışıyorum
Colleen: Luke, neden benimle ilgili bir şarkı yazıyorsun?
Luke: Ne? Ben...
Luke: Bilmiyorum
Luke: Kafam çok karışık, tamam mı?
Luke: Delirdim mi yoksa?
Colleen: Korkarım evet.
Colleen: Tamamen kafayı sıyırmışsın.
Colleen: Ama sana bir sır vereyim,
Colleen: tüm iyi insanlar öyledir.
Luke: Col, ben...
Luke: Ben...
Colleen: Bana taksit taksit mesaj atman kadar sinir bozucu bir şey yok, Luke
Luke: Biliyorum, ama ben...
Colleen: Cümlenin sonunu getirir misin artık?
Luke: Ben...
Colleen: ?
Luke: Gitmeliyim
Luke: Hoşçakal

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the mad hatter // Hemmings
ФанфикColleen gizemli olan şeyleri görmek için fazla kördü, Luke ise onun gözlerini açmak için fazla çekingen. --texting--