seventeen

355 29 8
                                    

Colleen: Luke

Colleen: Bir şey soracağım

Colleen: Ama sinirlenmenden korkuyorum

Luke: Hayır, bu gece Dustin'lerdeki partiye gidemezsin.

Colleen: Ne?

Colleen: Onu sormayacaktım

Colleen: Ben partiye gitmem

Luke: Ah.

Luke: Doğru, unutmuşum. Ee sen ne diyecektin?

Luke: Bundan başka neye sinir olabileceğimi bilmiyorum

Colleen: Şey, aslında şu an biraz tuhaf hissediyorum

Luke: Ne hakkında? Dün gece mi?

Luke: Bir sorun olmadı, değil mi? Yani seni odana bıraktıktan sonra

Colleen: Hayır, hayır, bunun dün gece ile bir ilgisi yok, inan bana

Luke: Pekâlâ?

Luke: Söylemeyi düşünüyor musun, Col?

Colleen: Tamam, lanet olsun, bana acele ettirme. Panikliyorum!

Luke: Bak, sakin ol. Tamam mı, güzelim? Her şey yolunda. Sadece bana şu lanet soruyu sor ya da ne halt söylüyorsan söyle de bu gerginlikten kurtulayım

Colleen: Ashton bana çıkma teklifi etti!

Luke: *Ekrana bakarken donup kalır ve uzun süre bir şey yazamaz*

Colleen: Luke?

Colleen: İyi misin?

Luke: Ne? Şey, evet. İyiyim

Luke: Sen şey yapacak mısın... Onu... Kabul edecek misin?

Colleen: Ben de bunu sana soracaktım

Colleen: Biliyorum, anlamadığım bir sebepten ötürü ondan haz etmiyorsun ama bu benim için önemli

Colleen: Ne yapmam gerekiyor?

Luke: *Gözleri dolar ve çenesi titrer*

Luke: Sadece kendine onu sevip sevmediğini sor.

Colleen: Bu işe yarayacak mı?

Luke: Ancak duygularından eminsen

Luke: Peki, sen... Sen ondan hoşlanıyor musun?

Colleen: Bilmiyorum

Luke: *Bir damla yaş gözlerinden düşer ve ekranın bir kısmı suyla kaplanır*

Colleen: Ona ne cevap vereceğim, Lukey?

Luke: *Ona taktığı isme gülümser ve bir yandan da sessizce ağlamaya devam eder*

Luke: Kendini hiçbir şey için zorunlu hissetme, güzelim

Luke: Bu senin kararın ve buna hemen şimdi cevap vermen gerekmiyor

Luke: Duygularından emin olmadan hareket etme

Colleen: Anlıyorum, ama offff

Colleen: Onu kırmak istemiyorum

Luke: Hayatını diğerlerini memnun etmek için yaşayamazsın

Luke: Yaptığın seçim sana ait olmalıdır.

Colleen: Hey, bu, Şapkacı'nın repliği değildi ;)

Luke: Evet, bu, Beyaz Kraliçe'ye aitti

Luke: Umarım ne demek istediğini anlamışsındır

Luke: Çünkü, ben anladığım gün, sana mesaj atmaya karar vermiştim.

the mad hatter // HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin