Ep 1.

645 29 6
                                    

İyi mi yazıyorum, kötü mü bilmiyorum bu yüzden sadece beğenmeniz umuduyla qlhsgklwjs

-

Yalnız olmayı seviyordum. Yalnızlık benim için bir lütuftu. Herkesle arkadaş olabilen birisi değildim. Yıllardır arkadaşım olarak hayatımda olan tek bir insan vardı, o da Taylor'dı. Onu seviyordum. Onu gerçekten sevdiğimi hissediyordum.

O her daim beni koruyan ve ne olursa olsun arkamda duran tek kişiydi.

Hiç sevgilim olmamıştı, zaten bende ihtiyaç duymamıştım. Kendimi güzel bulmuyordum ama etraftaki herkes güzel olduğumu söylüyorlardı. İnsanlara da pek güvenmediğimden onlara da inanmıyordum.

Annem ölmüştü, babam ise başka birisiyle evlenmişti ve üvey annem beni istemediği için kapı dışarı edilmiştim. Buna üzülmüyordum, eğer beni gerçekten sevseydi yanında tutardı sonuçta değil mi?

Yatılı bir okulda kalıyordum. Bu lanet okula geldiğimde hayatımda ilk kez şans yüzüme gülmüştü ve karşıma çocukluk arkadaşımı çıkarmıştı.

Zaten Taylor'ın da pek arkadaşı olmadığından kısa sürede birbirimize kenetlenmiştik.

Ama arada yalnız olmak iyi hissettirebiliyordu, bu yüzden okuldakilerle birlikte şenliklere gitmek yerine yatağımda yatmayı seçmiştim. Bir gün bu yatakla evlenebilirdim.

Hem şenliklere gitsem bile ne olacaktı ki? Aptal bir adamın konserine katılıp dinleyebilmek için saatlerce ayakta duracaktım. Hadi ama, ben onun konserine gideceğime Justin Bieber benim ayağıma gelsin. Öyle değil mi?

Sonuçta Selena Marie Gomez kimsenin ayağına gitmez.

Kendi düşündüklerime dışımdan sesli bir kahkaha attıktan sonra saçmalama kotamı doldurduğuma karar verip, yatağımın içine girdim. Belki biraz uyursam bu saçma ruh halimden kurtulabilirdim sanırım.

Ama her zamanki gibi, uyuyamadım.

Aklımda dönüp duran sesler beni çılgına çeviriyordu. Bu halde uyuyamayacağımı biliyordum. Genede gözlerimi sıkıca kapatıp denedim.

Başarabildiğim tek şey sol yanağımdan bir damla gözyaşı düşürmek olmuştu. Ama ağlamak istemiyordum, daha fazla üzülmek istemiyordum.

Ani bir hareketle yatakta doğruldum ve ne yapacağımı düşünmeye başladım. Müzik? Müziği severdim. Şarkı söylemeyi de severdim. Sesim güzel miydi en ufak bir fikrim yoktu, çünkü daha önce insanların içinde hiç söylememiştim. Ama şuan okulda kimse olmadığına göre bir sıkıntı da yoktu.

Kendi kendime şarkı sözleri yazdığım defterimi çekmeceden çıkarıp önüme koydum. Birini seçip söyleyecektim. Rastgele bir sayfa açıp yazdığım şarkının adına baktım, hepsinin sözleri ezberimdeydi.

Komodinin üzerinden de bir saç fırçası aldıktan sonra aynanın karşısına geçtim.
Sanırım bu iyi hissettirebilirdi. (Selena Gomez-Sober dinleyerek okuyabilirsiniz.)

We fall for each other at the wrong time.
Only for a moment, but I don't mind.
Guess,  I don't know where to draw the line, the line, the line.
We're playing the same game every night.
(Biz başkaları için yanlış dönemde düşmüş olacağız.
Sadece bir zaman için, ama ben umursamıyorum.
Sanırım ben nerede sınır çizeceğimi bilmiyorum.
Her gece aynı oyunu oynuyoruz.)

Up in the clouds,
Yeah, you know how to make me want you.
When we come down,
Oh I know, yeah I know, it's over.
(Bulutlarda yukarı,
Evet, benim seni nasıl isteyeceğimi biliyorsun.
Aşağı indiğimizde,
Oh biliyorum, evet biliyorum, bu bitti.)

You don't know how to love me when you're sober.
When the bottle's done you pull me closer,
And you're saying all the things that you're supposed to,
But you don't know how to love me when you're sober.
(Sen ayıkken beni nasıl seveceğini bilmiyorsun.
Şişe bittiğinde beni yakınına nasıl çekeceğini,
Ve sen, seni desteklediğinde,
Ama sen ayıkken beni nasıl seveceğini bilmediğini söylüyorsun.)

Why is it so different when we wake up?
Same lips, same kiss but not the same touch. Don't you know that you're doing just enough, but not enough.
But i know what's next, and i want so much.
(Neden biz uyandığımızda çok değişik oluyor?
Aynı dudaklar, aynı öpüş ama aynı dokunuş yok.
Bunun yeterli yapmadığını biliyor musun, ama yeterli değil.
Ama sıradakinin ne olduğunu biliyorum ve çok istiyorum.)

Up in the clouds,
Yeah, you know how to make me want you.
When we come down,
Oh I know, yeah I know, it's over.
(Bulutlarda yukarı,
Evet, benim seni nasıl isteyeceğimi biliyorsun.
Aşağı indiğimizde,
Oh biliyorum, evet biliyorum, bu bitti.)

You don't know how to love me when you're sober.
When the bottle's done you pull me closer.
And you're saying all the things that you're supposed to,
But you don't know how to love me when you're sober.
(Sen ayıkken beni nasıl seveceğini bilmiyorsun.
Şişe bittiğinde beni yanına nasıl çekeceğini,
Ve seni desteklediğinde,
Ama sen ayıkken beni nasıl seveceğini bilmediğini söylüyorsun.)

I know I should leave, I know I should, should, should.
But your love's too good, your love's too good, good, good.
I know I should leave, I know I should, should, should.
But your love's too good, your love's too good, good, good.
Yeah!
(Biliyorum bırakmalıyım, biliyorum yapmalıyım, yapmalıyım.
Ama senin aşkın çok iyi, aşkın çok iyi, iyi, iyi.
Biliyorum bırakmalıyım, biliyorum yapmalıyım, yapmalıyım.
Ama senin aşkın çok iyi, aşkın çok iyi, iyi, iyi.
Evet!)

You don't know how to love me when you're sober.
When the bottle's done you pull me closer.
And you're saying all the things that you're supposed to,
But you don't know how to love me when you're sober.
(Sen ayıkken beni nasıl seveceğini bilmiyorsun.
Ve şişe bittiğinde beni nasıl yakına çekeceğini,
Ve sen, seni desteklediğinde,
Ama ayıkken beni nasıl seveceğini bilmediğini söylüyorsun.)

You've got a hold on me,
You're like a wasted dream,
I gave you everything,
But you don't know how to love me when you're sober.
(Bana sarıldın,
Harcanmış bir rüya gibisin,
Sana her şeyi verdim,
Ama sen ayıkken beni nasıl seveceğini bilmediğini söylüyorsun.)

Şarkının sonuna doğru sesim kısılmıştı, ve ağladığımı daha yeni farkediyordum. Ne kadar da aptaldım. Oysaki yataktan ağlamamak için kalkmıştım değil mi?

Hayatım berbattı. Annemi özlüyordum, babama kızıyordum, kendimden nefret ediyordum. Herhangi bir yaşama amacım yoktu. Neden nefes aldığımı bilmiyordum.

Yaşamak çok saçma geliyordu. Eninde sonunda ölmeyecek miydim zaten? Niye zorluyordum ki?

Keşke o lanet konsere gitseydim diye geçirdim içimden. Yalnız olmayı seviyordum. Ama yalnızken her şey daha zor geliyordu ve bu histen nefret ediyordum.

perfect // jelena fanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin