Ep 3.

356 19 3
                                    

Multi; Selena'nın kıyafeti(daha uygununu bulamadım olsundu wldk)

-

Ben kimsenin beni bunu yaptırmaya zorlayamayacağını söylemiştim, değil mi?
Unut gitsin. Şuan üzerimdeki elbiseyle, Taylor bana makyaj yapıyorken kimse bana o lafları söylediğimi kabul ettiremez.

Hadi ama, sanki ne işe yarayacaksa!

Kim ne derse desin, elbette bunu yapmayacaktım. Asla o adama yalvarmayacaktım. Hem, adam mı? Kaç yaş büyüktü ki benden? İki, üç? Kimin umrunda, asla ona yalvarmayacağım.

##

Ses çıkarmamaya özen gösteriyordum ama Taylor'un bana giydirdiği bu topuklularla pek de mümkün olmuyordu. Bu yüzden ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve okulun arkasına doğru yürümeye başladım.

Okulun arkasına genelde bile pek kimse uğramıyordu, bugün 'Ünlü Dünya Yıldızı Justin Bieber' buraya geliyorken de hiç kimse gelmezdi.

Sanırım yarın sabah Taylor beni öldürecekti ama umursamadım.

Üzerimdeki yarım kot ceketide çıkarttım ve üzerimdeki yarım siyah kazakla kaldım. Biraz soğuktu ama soğuğu severdim.

Çimlerin üzerine uzandım ve bakışlarımı gökyüzüne çıkardım. Sanırım konseri buradan da dinleyebilirdim.

"Sikeyim!" diye bir ses gelince korkuyla yerimden sıçradım. Halbuki daha az önce buranın huzurlu bir yer olduğunu düşünüyordum. Bir kere de bir şey istediğim gibi olamaz mıydı?

Kafamı arkaya doğru çevirip kimin geldiğini görmeye çalıştım ama karanlıkta yüzünü seçemiyordum.

"Sikeyim, sikeyim, sikeyim. Nefret ediyorum." diye bağırmaya devam ettiğinde merakımı bir kenara bırakıp burdan gitmek için ayağa kalktım. Belki de benim duymamı istemiyordu.

"Neden ben lan neden?" diye öyle bir bağırdı ki, tüylerim ürperdi. Daha fazla zorlamadan gitmek en iyisi diye düşünüp yavaş yavaş yürümeye başladım. Ama benim yavaş adımlarıma karşı, artık her kimse o benim olduğum tarafa hızlı adımlarla geliyordu.

Ve her zaman ki sakarlığımla ben yapacağımı yaptım ve lanet olasıca bir taşa takılıp yere yuvarlandım.

Sanırım bu sefer neden ben lan neden diye düşünen kişi bendim.

Çünkü her kimse duymamasına imkan yoktu ve adımlarını hızlandırmasından da duyduğunu biliyordum. Bu yüzden hemen kalktım ve koşmaya başladım.

Bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama bir nedenden beni görmesini istemiyordum.

"Hey sen dur, dur dedim sana." Sesi, fazla tanıdık geliyordu. Tahmin ettiğim kişi olmaması için dua ederken adımlarımı hızlandırmaya çalıştım ama sadece çalıştım çünkü bacağım fazlasıyla ağrıyordu. Sanırım burkmuştum.

"Sana dur dedim yoksa çok kötü olur." diye bağırdığında kaçamayacağımı anlayarak olduğum yerde durdum.

Ve tahmin ettiğim kişinin tam karşımda durmasına izin verdim.

Gözleri tam gözlerimin içine bakarken sinirli olduğunu anlayabiliyordum. Bu yüzden sinirininin bana olmamasını umdum.

"Ne yapıyorsun sen burada?" dediğinde neredeyse gülecektim, neredeyse.

"Benim okulum burası, sana mı soracağım nereye geleceğimi?" dediğimde bir an kendimi aptal gibi hissettim. Ben Justin Bieber'a posta mı koymuştum?

Yüzünden belli belirsiz bir gülümseme geçti gibi oldu ama daha sonra tekrar eski ciddi ve sinirli ifadesi geri geldi.

"Tanımadın mı beni?" diye anlamlandıramadığım bir sesle sordu.

"Tanıdım Bay Bieber." dediğimde kendi ciddiyetime gülmemek için kendimi sıktım.

"Ah cidden mi? Üstüme atlayıp fotoğraf çekilmek istemeni beklerdim."

Aslında bunu yapmak aklımdan geçmemiş değildi. Yani o bunu demeden bir kaç saniye önce felan hani.

Kinayeli bir şekilde cevap vermek için ağzımı açmıştım ki, arkadan başka sesler de gelmeye başladı.

Ben güya bugün buraya yalnız olmak için gelmiştim değil mi?

Karşımda duran, altını çiziyorum karşımda duran Justin Bieber tekrardan "Siktir." dediğinde gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

Ne çok küfrediyordu böyle?

Telaşlı bir şekilde etrafına bakındıktan sonra gözleri tekrardan gözlerimi buldu. Aynı anda da gözlerine bir parlama ilişti.

"Yardım et bana." dedi umutlu bir sesle. Ne olduğunu anlamamıştım ama bir anda kendimi başımı sallarken buldum. Sanki bunu bekliyormuş gibi kolumdan tuttu ve arka duvarın kenarına getirdi.

"Yalnızca duvar kenarında yiyişen iki sevgili gibi yapacağız ve benim Justin Bieber olduğumu belli etmemeye çalışacağız. Anladın mı?"

Gözlerimi şaşkınlıkla açmış suratına bakarken nasıl görünüyordum bilmiyorum ama garip bir bakış attıktan sonra "Tanrım, Justin Bieber'la öpüşeceksin daha ne istiyorsun?" dedikten sonra ceketini çıkardı ve duvarın öbür tarafına fırlattı.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan dibime kadar gelip, ellerini bel boşluğuma yerleştirdi. Arkadaki sesler fazlasıyla yakınlaşmıştı.

Son kez "Yardım edersen karşılığını alacaksın." dedikten sonra dudaklarını yavaşça yaklaştırdı.

"Dur." diye fısıldadım birden. "Ben..ben daha önce çok öpüşmedim,biraz beceriksizim." dedim çekinerek.

Önce yüzüme 'ciddi misin sen' dermiş gibi baktı ama ciddi olduğumu anlayınca yüzü garip bir hal aldı.

"Pekala, merak etme. Canını yakmayacağım bebeğim, benden korkma." diye dudaklarımın üzerinde fısıldadığında gözlerimi dudaklarından çekmeden başımı onaylarcasına salladım.

Ve o an karşımdaki adam hayatımda hissedebileceğim en güzel duyguyu bana yaşattırdı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

perfect // jelena fanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin