Ep 5.

334 20 6
                                    

*Multi tam olarak beni 2012'ye ışınlayın dedirttirmiyor mu?

-

"Hadi ama Sel, her şeyi anlat artık."

"Anlatacak başka bir şey yok Tay."

"Başka bir şey yok mu? Dün gece Justin Bieber'la birlikteydin ve anlatacak başka bir şeyin yok mu?! Hadi ama Sel, bari ona şarkı söyleyip söylemediğini anlat."

"Ben söylemedim." dedim gözlerimi devirerek. "O söyledi, oldu mu? Ve onu ele vermememi söyledikten sonra beni öptü o kadar. Bunun bir önemi yok Tay. O adamı bir daha asla görmeyeceğim."

Sanırım yüzümdeki ciddiyetten ve sesimdeki sakinlikten etkilenmişti çünkü başka bir şey söylemeden gelip bana sarıldı.
"Justin Bieber'la öpüşmüş olduğun için senden nefret etmem gerekir ama sen benim değer verdiğim tek insansın ve seni çok seviyorum. O yüzden hazırlanda sınıfa gidelim aptal."

Önce kıkırdadıktan sonra başımla onayladım ve üzerime düzgün bir şeyler geçirdikten sonra sınıfa doğru yürümeye başladık.

"İleride ünlü bir şarkıcı olabilirsin."

"Ünlü bir şarkıcı olmak istemiyorum. Hiçbir şey istemiyorum Taylor. Kapat artık şu konuyu."

Omuz silkti ve önden hızlı bir şekilde yürümeye başladı.

##

Matematik dersinden nefret ediyordum. Sayısalla hiç aram yoktu. Bu yüzden başımı sıraya yaslamış uyukluyordum. Kapının açılıp içeriye başka birinin gelmesiyle kafamı kaldırdım.

"Lise son sınıflar arasında yapılacak olan bir müzik yarışması düzenlenecektir. Katılmak isteyen gönüllü öğrenciler müzik öğretmenine danışmalıdır."

Nöbetçi öğrenciye göreceği takdirde rahatsız olacağı bir bakış attıktan sonra tekrar kafamı sıraya yasladım.

Niye hep beni buluyorlardı bunlar?

"Bayan Lee, Selena'nın sesi güzeldir kesinlikle aday olmalı."

Kendi adımı duymamla ani bir hareketle başımı kaldırdım ve Taylor'a kötü kötü baktım.

"Öyleyse gidip müzik öğretmeniyle konuşsun." diyen matematik hocamıza karşı ilk kez bir sempati beslemiştim.

Neyseki gamsız bir adamdı.

Ama Taylor'ın bu işi bu kadar kolay bırakacağını sanmıyordun.

##

(2 hafta sonra)

"Ama daha şarkımı seçmedim ki." diye haykırdım adeta.

"Çık şu sahneye ve şarkını söyle Selena Marie Gomez. Senin nazını çekecek değiliz." diyen müzik öğretmenine ters bir bakış attım ve aynı bakışlarımı Taylor'a da çevirdim. Ama o gülümseyerek bana bakıyordu.

Kafamı iki yana sallayarak sahneye çıktım. Her şey üstüme geliyordu.

Hangi şarkıyı söyleyeceğimi bilmediğim için aklıma ilk gelen şarkıyı söylemeye karar verdim. Şarkı bittiğinde Taylor'ın imalı bakışlarını çekmek zorunda kalacaktım. (Justin Bieber ft. Halsey-The Feeling dinleyerek okuyabilirsiniz, Halsey'i Selena olarak hayal edin.)

You are to me a part of me just like anatomy.
You're pulling me.
You're pulling me in like you're gravity.
(Sen bana göre anatomi gibi benim bir parçamsın.
Çekiyorsun beni.
Beni sanki yerçekimiymişsin gibi içine çekiyorsun.)

I'm notorious for thinking you're full of beautiful instead of hollow.
Sugar on your lips, it's hard to kill.
Jagged like a pill, so hard to swallow.
(Senin sahte olman yerine güzelliklerle dolu olduğunu düşündüğüm için adım kötüye çıkmış durumda.
Dudaklarındaki şeker, yok etmek zor.
Hap gibi sivri, yutmak çok zor.)

Am I in love with you? Am I in love with you?
Or am I in love with the feeling?
Trying to find the truth, trying the find the truth.
Sometimes the heart is deceiving,
Can't get out of my head, I need you to save me.
If I am delusional then maybe I'm crazy.
In love with you, am I in love with you.
Or am I in love with the feeling?
(Sana aşık mıyım? Sana aşık mıyım?
Yoksa bu hisse mi aşığım?
Doğruyu bulmaya çabalıyorum, doğruyu bulmaya çabalıyorum.
Ama kalp bazen dolandırıyor.
Aklımdan çıkaramıyorum ve beni kurtarmana ihtiyacım var.
Eğer kuruntu yapıyorsam belkide deliyimdir.
Sana delice aşığım.
Sana aşık mıyım yoksa bu hisse mi aşığım?)

Şarkının ikinci bölümüne geçmek için ağzımı açmıştım ki, belimde hissettiğim ellerle olduğum yerde sıçradım. Bunun olduğuna inanamıyordum.

You give to me, everything, anything that I could dream.
And at least that's what it seems,
Could it be I don't know what's good for me?
(Bana hayal edebileceğim her şeyi verdin.
En azından bu göründüğü gibi,
Benim için neyin iyi olduğunu bilmediğimden olabilir mi?)

I'm notorious for thinking you're full of beautiful instead of hollow.
Sugar on your lips, it's hard to kill.
Jagged like a pill, so hard to swallow.
(Senin sahte olman yerine güzelliklerle dolu olduğunu düşündüğüm için adım kötüye çıkmış durumda.
Dudaklarındaki şeker, yok etmek zor.
Hap gibi sivri, yutmak çok zor.)

Am I in love with you? Am I in love with you?
Or am I in love with the feeling?
Trying to find the truth, trying to find the truth.
Sometimes the heart is deceiving,
Can't get out of my head, I need you to save me.
If I am delusional then maybe I'm crazy.
In love with you, am I in love with you?
Or am I in love with you?
(Sana aşık mıyım? Sana aşık mıyım?
Yoksa bu hisse mi aşığım?
Doğruyu bulmaya çabalıyorum, doğruyu bulmaya çabalıyorum.
Ama kalp bazen dolandırıyor.
Aklımdan çıkaramıyorum ve beni kurtarmana ihtiyacım var.
Eğer kuruntu yapıyorsam belkide deliyimdir.
Sana delice aşığım.
Sana aşık mıyım yoksa bu hisse mi aşığım?)

Son bölüme geçerken gülümseyerek Bieber'a eşlik etmeye başladım.

I'm sinking faster and faster,
Between heaven and disaster,
Sorry if I made you feel like, I'm standing on the borderline.
(Hızla ve hızla batıyorum.
Cennet ve cehennemin arasında.
Eğer sana sınırda duruyormuşsun gibi hissettirdiysem özür dilerim.)

Am I in love with you? Am I in love with you?
Or am I in love with the feeling?
Trying to find the truth, trying to find the truth.
Sometimes the heart is deceiving,
Can't get out of my head, I need you to save me.
If I am delusional then maybe I'm crazy.
In love with you, am I in love with you?
Or am I in love with the feeling?
(Sana aşık mıyım? Sana aşık mıyım?
Yoksa bu hisse mi aşığım?
Doğruyu bulmaya çabalıyorum, doğruyu bulmaya çabalıyorum.
Ama kalp bazen dolandırıyor.
Aklımdan çıkaramıyorum ve beni kurtarmana ihtiyacım var.
Eğer kuruntu yapıyorsam belki de deliyimdir.
Sana delice aşığım.
Sana aşık mıyım yoksa bu hisse mi aşığım?)

Şarkıyı bitirdiğimizde hafifçe kulağıma eğildi ve şaşkınlıktan donmamı sağlayan sözlerini söyledi. Ben şaşkınca suratına bakarken de o önüne dönüp bizi izleyenlere küçük bir baş selamı verdi. Benim aklımsa hala söylediklerindeydi.

"Üzgünüm, sanırım seni aklımdan çıkaramadım Gomez. Küçük bir akşam yemeğine var mısın?"

perfect // jelena fanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin