3. Bölüm

136 23 7
                                    

   Multimedya; Aytu

İYİ OKUMALAR ...

 İlk iş günüme geç kalmamak için alelacele hazırlanıp dışarı çıktım. Biraz da olsa heyecanlıydım. Otobüsten indiğimde kitabevinin yanında ki dükkandan kendime bir kahve aldım. Sanırım kahve beni dinçleştirirdi. O şirin kitabevine girdiğimde yaşlı amca ve Görkem kasa da bir şeyler konuşuyorlardı.

''Günaydın '' dedim hafifçe gülümseyerek. Geldiğimi görünce onlar da bana dönerek ''Günaydın '' dediler.

''Kızım sen bugün alt katta başlayacaksın. Takıldığın bir şey olursa Görkem'e de, bana da sorabilirsin. Zaten tüm kitap türleri raflarda yazıyor. Bulamadığın kitap olursa gelir bana söylersin, bende depodan bakarım'' dedi yaşlı amca.

    Bende onaylarcasına başımı aşağı yukarı salladım. Görkem de gülerek ''İlk iş gününüz hayırlı olsun Aymira Hanım'' dedi. Bu çocuk gerçekten garipti. Aymira HANIM da neymiş? Bende gülerek '' Teşekkürler Görkem Bey'' dedim ve kahvemin bitmiş kabını elime alıp çöpe attım.

                                                ********************

    Görkem yukarı çıkmış, bende raflarda ki kitapları düzeltiyordum. İşe başlayalı 4 saat ne ara olmuştu? Doğrusu hemen alışmıştım. Kitaplar benim alanımdı. Hiç yorulmadan saatlerce çalışabilirdim.

    Görkem görüş alanıma girince elimde ki son kitabı da rafa koyup ona döndüm. Oda bana doğru ilerliyordu. ''Sen acıkmadın galiba, bir mola verelim istersen? '' dedi. Bende, '' Olur verelim'' dedim. Gülümseyip kasaya doğru ilerledik. Yaşlı amca da çayını yudumluyordu. ''Baba ben bir şeyler alıp geleyim, bir mola versek iyi olacak'' dedi. Yaşlı amca da gülerek, '' Ee tabi oğlum '' dedi.

 Görkem bana dönerek, ''Ne istersen bakalım? '' dedi. '' Bir poğaça ve çay iyi olurdu'' dedim. Oda gülerek''Bir poğaça yetecek mi, o ne öyle kuş yemi gibi. ''

    ''Bana yeter, sen bir poğaça al'' dedim. Sonra babasının da siparişini alıp, dışarı çıktı. Bende oturmuş camdan dışarıyı inceliyordum. Beş dakika sonra siyah bir range rover'ın hemen kapının önünde durduğunu gördüm. Gözlerim arabaya takıldı. İçinden uzun boylu, kalıplı bir adam çıkıp kitabevine girdi. Ben gözlerimi dikmiş adama bakıyordum. Adam kasaya gelip yaşlı amcaya selam verdi. ''Oo Aytu oğlum, bayadır yoksun. Nerelerdeydin?'' Adının Aytu olduğunu öğrendiğim adam ciddiyetinden es vermeyerek, ''Yurt dışında halletmem gereken işlerim vardı'' dedi. Sonra istediği kitabın adını söyledi. Yaşlı amca bana dönerek, '' Kızım o kitap üst katta, bir yardımcı oluver'' dedi. Görkem poğaça almaya gitmişti. İş başa düştü. 

    Yaşlı amca bana dönüp konuşunca, adam da dönerek bana baktı. Aynı saniye de bende gözlerimi ona çevirdim. O kadar sert ve dikkatli bakıyordu ki, kendimi gözlerimi kaçırmak zorunda hissettim. Yavaşça yerimden kalktım ve merdivenlere doğru ilerledim.

    Üst kat da 2-3 kişi vardı. Zaten buranın pek müşterisi olmuyordu. Bu kadar tatlı bir kitapçı da, böyle az müşteri olması garipti. İnsanın burada kamp kurası gelmeliydi. Burası huzur kokuyordu. İstediği kitabın rafına geldiğimizde durdum ve kitabı aramaya başladım. Ağır bakışlarını üzerimde hissediyordum. Dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Eee ama ben nasıl bulabilirim ki böyle? 

    İstediği kitabı bulduğum da sevinerek kitaba uzanmaya çalıştım. Kitap en üst raftaydı ve en üst rafa boyum yeterli değildi. Yavaşça parmak uçlarım da yükselmiş kitabı almaya çalışıyordum. Adının Aytu olduğunu öğrendiğim adam sıkılmışcasına bir ses çıkarıp, hiç zorlanmadan kitabı eline aldı. Dönerek ona baktım. Ağzına kibirli bir gülücük yerleştirmişti. Bende kaşlarımı çatarak ona bakmaya başladım.

Ayın TutkusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin