Barkem bana halen şaşkınlık içerisin de bakarken saçlarımda onun o demir parmaklarından kurtulmuştu. Hıçkırıklarımın arasında devam edecekken barkem benden önce davrandı.
" b-ben öyle demek istememiştim. S-sen yanlış anladın!" kaşımda ki kan durdurak bilmeden akarken göz yaşlarıma karışmıştı. Barkem bana doğru bir adım atarak yaralı olan koluyla kaşımda ki yaraya kolunu zorlayarak dokundu ve yanağıma doğru akmakta olan kanı sildi. Silerken sanırım kolunu zorlamasıyla canı yanmıştı. Bunu yüzünü buruşturmasından anlamıştım. Bir adım geri atarak ellerimle kanlı göz yaşlarımı sildikten sonra kıpkırmızı olmuş gözlerle barkeme baktım. Şaşkınlığını halen üzerinden atmış değildi!.
" Ben odadayım." boğazımdan firar eden hıçkırığa mani olamamıştım. Ellerime yan gözle baktığım da titremeye başlamıştı. Reflex gibi bir şeydi bu el titremesi. Sanırım olmayan babamın bana verdiği en güzel şeydi bu! Babam gibi heycan yapınca yada değişik duyguları bir anda yaşayınca elleri titrermiş babamın....ona çektiğimi söylerdi annem.
Ellerimi yumruk yaptığım sırada barkem az da olsa şaşkınlığından kurtulmuştu. Kaşımda ki gözleri ellerimi bulunca hızla ellerimi ellerinin içine alarak yumruk yaptığım avuçlarımı açmaya çalıştı. Direnecektim...avuçlarımı açmayacaktım. Bu özelliğimi onun bilmesine gerek yoktu.
Barkem zorla avuçlarımı derince soluklanıp ardından sinir dolu gözlerle bana baktı.
" aç şu avuçlarını....zorla kırdırtacakmısın yani o parmaklarını?! Peki!" diyerek hızla tezgahın altına eğildiği gibi çekmeceyi açtı. Eline aldığı şişeye anlamsızca bakarken barkem sırıtarak eğildiği yerden kalktı.
" kezzap......ne dersin?" diyerek genişçe sırıttı.
Sık nefesler alarak geri adımlar atmaya başladım.
" ya parmaklarını avuçlarından ayıracaksın yada......" diyerek elinde ki kezzap şişeyi sallayarak tekrar eski ciddi haline dönerek üzerime doğru gelmeye başladı.
Şakaydı değil mi? Yapamazdı! Korkutmak içindi tüm bu tehditler!
Bana daha da yaklaşırken daha fazla dayanamadım ve hızla parmaklarımı avuçlarımdan ayırdım.
Ellerime baktığımda ellerim halen titriyordu. Barkem'e baktığımda ise yüzünde memnun olmuş bir ifadeyle karşılaştım. Barkemin gözleri ellerimle buluştuğunda elinde ki şişeyi bırakarak kaşlarını çattı.
Parmaklarım, barkemin avuçlarında yerini aldığında halen titriyorlardı. Barkem çatık kaşlarıyla " babasının kızı....." diyerek yüzüme baktı. Ciddiyetini bozmamıştı halen!
" babana çekmiş bu özelliğinin!"
Nerden tanıyordu bu adam benim babamı? Ahh Allahım yardım et! Ne olur yardım et!
Hızla ellerimi avuçlarından çekerek " b-ben odadayım." dedim tekrardan.
Tam yanından geçeceğim sırada kolumdan tuttu.
Ona anlamaz bakışlarımı yollarken " yine ne istiyorsun? Bu sefer kolumu felan mı kıracaksın?" birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra gülmeye başladı. Kaşlarım daha da çatılınca hızlı ve sık nefesler alıp verdim.
"Hayır! Ama buda güzel fikirmiş....iler ki günler için uygun bir teklif!" diyerek beni mutfak masasına doğru sürüklemeye başladı. İkimizde eski yerlerimize oturduktan sonra barkem derin bir nefes alarak bana baktı.
"Yemekleri ısıt bari yapmıyorsan! Midem çok aç hepsini yemeyi planlıyorum!"
Bu karşımda ki insanoğlu ciddi anlamda adammıydı yoksa çocuk mu? Bir anı diğer anını tutmuyor ve bu durum beni tedirgin ediyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİNİN AYAKABILARI ÇALINDI
Chick-Lit" neden gelmedin sunam'm?" " birincisi ayakkabılarım çalındı. İkincisi adım SUNAM'M değil! SUNAM yani bu demek oluyor ki ikinci bir (m) harfine gerek yok.!" " biliyorum mavim biliyorum. Orada ki ikinci (m) harfi benim olduğuna dair sahiplenme eki."...