Şaşkın şaşkın biraz da korku dolu gözlerle yeni çocuğa bakıyordum. Yeni çocuk tek kaşını kaldırarak yanımıza doğru gelirken tekin ise sorgu dolu gözlerle bana bakıp kaşları çatık bir vaziyette benden açıklama bekliyordu.
" sırf sana birkaç gündür davrandığım şekilden dolayımı?!....bakıyorum da yeni gelen zibidiyi mi kendine arkadaş edinmisin?!" diyerek sol kolumu sertçe bıraktı. İyi bari en azından bana nasıl davrandığının farkındaydı!..
" hayır! Mavi istese bile benimle zaten arkadaş olamaz! O benim öğrencim ve ben onun öğretmeniyim!" dedi.
Allah aşkına halen öğretmen ayaklarına mı yatıyordu? Hemde bu durumda bile!
" bak. şimdi." dedi ve her kelimenin üzerine vur yaparak konuştu tekin.
" bir daha. seni. mavinin. yanında. görmeyeceğim! Anladın mı yeni öğrenci.....yada yeni öğretmen?!" tekin tek kaşını kaldırmış vaziyette yeni çocuğa bakarken yeni çocuk siyah kotundan çıkarmış olduğu sigara kutusundan bir dal alarak yaktı sigarasını ve dumanını içine çekip yavaş yavaş havada ki özgürlüğüne kavuşturdu. Tekine doğru iki adım atıp " bana bak mor saç. Mavi benim öğrencim ve alel acele...... hele ki ağlayarak çıkan her öğrencime bakma gibi bir yetkim var benim!" diyerek bana baktı.
" güzel vakit geçirdik mavi...." diyerek yanımızdan yavaş adımlarla ayrıldı.
Tekin ise hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
" mavi bir daha bu piçin yanında görmeyeceğim seni!" diyerek bıraktığı sol kolumu daha sert bir şekilde tutarak bedenimi kendi bedenine doğru çarpıp sarıldı.
" kız kardeşim sıla dan sonra seni de kaybedemem!" diyerek ağlamaya başladı.
Kız kardeşinin olduğunu biliyordum fakat henüz bana bile söylememişti ölüm nedenini.
Tekin başını boyun girintimden çıkarıp ıslak gözlerle hafif nemli gözlerime baktı ve yanaklarımı okşamaya başladı.
" bak mavim! Kim olursa olsun! Ama seni ve o küçük sıçanı kaybedemem ben! Elimde ki son değerli iki kişiyi de benden ayıramam!" diyerek yanaklarımı okşamayı bırakıp hafif kararmış dar sokaktan çıkmak için arkasını dönerek omuzları çökmüş bir şekil de ilerlemeye başladı.
Hızla arkasından koşup sırtına atladım. Tekin de buna önceden hazırlıklıymış gibi bacaklarımı tuttu ve yaşlı gözlerle " sen benim en güzel rengimsin" diyerek sırıttı.
Konuşmayı sevmezdim ben be! Sadece resim,kitap ve müzik vardı benim için.....
Her ne kadar resimlerim kötü olsa da hatta resim yapmaktan pek haz etmesem de ortaya karıştırdığım renkler beni hep mutlu etmeye yetiyordu.
Kime neydi ki yaptığım yahut çizdiğim resimlerden...hep bıraktım saçma sapan bir şeyler ortaya sunsam da ben halimden memnundum..
" lan su faresi...acıktım ben! Ne yapsak acaba?!" diyerek beni sırtından indirdi.
Tekin'in karşısına geçip " bence her zaman ki köfteciye gidelim mi?!" dedim iki kaşımı da yukarı kaldırarak.
Tekin bu halime tebessüm esip iki elini de siyah kotunun ceplerine sokup bana döndü. Bir yandan yürümeye devam ederken bir yandan da tekin konuşmak için dudaklarını aralamış yüzüme bakıyordu.
" biliyormusun sunam...her erkek senin gibi masrafsız bir kızla evlenmek ister!" diyerek devam etti.
" baksana.....mesela şu kız.." diyerek karşı kaldırımda ki oldukça bakımlı benim yaşlarımda ki bir bayan'ı gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİNİN AYAKABILARI ÇALINDI
Genç Kız Edebiyatı" neden gelmedin sunam'm?" " birincisi ayakkabılarım çalındı. İkincisi adım SUNAM'M değil! SUNAM yani bu demek oluyor ki ikinci bir (m) harfine gerek yok.!" " biliyorum mavim biliyorum. Orada ki ikinci (m) harfi benim olduğuna dair sahiplenme eki."...