Hastane

148 25 2
                                    

   Lütfen yorum yapın arkadaşlar düşüncelerinizi merak ediyorum. Oy vermeyi de unutmayalım :-)  Keyifli okumalar.

"Barbaros bardakları götürdün mü?"

"Evet götürdüm."

"Tamam sen geç bende çayları alıp geliyorum."

      Barbaros mutfaktan çıkıp evin bahçesindeki masaya oturana kadar onu izledim. Bir haftada zayıflamış ve çökmüştü. Paramparça ruhu bedenini de  güçsüz düşürmüştü. Bir hafta önce babama haber vermeden İzmir'deki yazlığa geldik. Barbaros önce itiraz etsede ona iyi geleceğini düşünüp zorla ikna edip getirmiştim.

     Geldiğimizden beri sabahları bir bardak çay içip, bir iki zeytin yiyip masadan kalkıyor. Akşamları bir şey yemeden odasına kapanıyor ama uyumadığını çok iyi biliyordum. Sabah uyandığında gözleri şiş bir şekilde masaya oturuyor. Gözlerin neden şiş diye sorduğumda gece uyuyamadım diyip geçiştiriyordu.

     Çayları alıp masaya doğru ilerledim. Bardağın önüne koyup yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Gözlerini tabağına dikmiş öylece bakıyordu. Elime çatalı alıp bolca kahvaltılık koydum. Yüzüme baktığında gözlerinin içine bakıp gülümsedim. Elini tutup çatalının üstüne koydum.

"Gerisini kendin hallet bir zahmet"

      Ses çıkarmayıp tabağındakileri yemeye başladı. Yan profilini izlerken gözüm kulağındaki küpeye takılı kaldı. Dört delik vardı. Her delikte bir yıldız vardı. Yıldızları sevdiğini biliyordum hatta sırtındaki tek fakat o büyük yıldızı her gördüğümde gözlerimi alamıyordum. Çatalını sesli bir şekilde tabağına koyup masadan kalktığında kolunu tuttum. Gözleri gözlerime değdiğinde içimde bir şeyler sızladı. Onu böyle görmek istemiyordum. O hep gülümser espriler yapardı. Bu durumdan nefret etmiştim.

"Nereye?"

     Kolunu çekip sandalyesini geriye doğru iteledi.

"Uykum var."

       Hızla yerimden kalktığımda sandalye yere düştü. Barbaros arkası döndükken  sandalye sesine bana dönmüştü. Ellerimi iki yanda yumruk yapıp gözlerine baktım.

"Ne bu ya? Bir haftadır her gün aynı şey. Kendine gel. Bu kadar aciz misin?"

"Belfu"

"Kes sesini buraya getirdim iyi gelir diye. Burada da aynı durumdasın. Ne bu hallerin? Asena sevmiyor seni. Sevmeyecek bunu da bil."

"Belfu ileri gidiyorsun."

"Ne? Yalan mı? Sevmiyor seni sevmeyecekte. Onun etrafında binlerce erkek var. Hiçbirine bakmazken sana mı bakacak? Hemde aşkla."

"Kes sesini! Atakan sana bakıyor mu? Kaç senedir peşindesin? Söylesene! Bir kere gururlu olup peşini bırakmayı düşündün mü? Oda seni sevmiyor. Sevmeyecekte. Bir bak Asena'yı arzuladı o. Sen hiç Atakan'ın bir kızı arzuladığını gördün mü? Şimdi gelmiş bana ahkam kesiyorsun. Kendi hayatına bak Belfu. Kendi hayatına bir dön bak!"

    Barbaros söyleceklerini bitirip  hızlı bir şekilde eve girdi. Yumruklarımı açıp duvarın yanındaki beyzbol sopasını elime aldım. Sinirden ne yaptığımı bilmiyorum. Kahvaltı masası yerle bir olmuştu. Sopayı kaldırıp dağılmış olan masaya vurdum. Kenardaki bardaklar, boşta kalan tabaklar kırılmıştı. Sopayı elimden atıp bahçeden dışarı çıktım.

SADECE SEVMEK İSTEDİK #Wattys2016 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin