Bölüm 32

4.2K 180 2
                                    

Artık evli bir kadındım. Kocasına yemek yapan, kıyafetlerini yıkayan, ütüleyen..
Şikayetçi miyim? Tabiki hayır asla değilim. Hatta tüm gün oturmasam dahi sevdiğim adam gelip bir gülüyor, ışte bütün yorgunluk uçup gidiyordu.
Dün işleri bitirdiğim ve dunden kalma yemek olduğu için bugün boştum.
Melisa ile sadece doktora gidecektik, teyze oluyordum. Benim kardeşim 4 aylık hamileydi, geçen randevuda cinsiyetini göstermemiş. Enişte bey de bu sefer ki randevuya iş sebebi yüzünden gelemicekmiş bu yüzden ben gidiyorum. Teyzesinin kuzusu belki bu defa cinsiyetini öğrenmemizi sağlar.
Bir kot pantolon, bir de beyaz bir tişört giyip çantamı da taktım. Saçlarımı yandan bir örgü yapıp gözüme güneş gözlüğümü de taktım.
Evden çıkarken aramam gerek bir adet eşim vardı benim tabiki.haber vereceğim.
Hemen telefondan "Ömrüm" yazan isme tıklayarak kulağıma götürdüm ve açmasını bekledim.

"Efendim canım" ışte aşık olduğum sesi duyuyordum. Canim diyen ağzını yerim adam!

" Biz melisayla doktora gideceğiz şimdi evden çıkıyorum haber vereyim dedim hayatım"

"Arabayı almana izin veriyorum, kapının önünde hazır. Koruma anahtarı teslim edecek dikkatli sür."

"Çok teşekkür ederim aşkım öpüyorum dikkat et kendine, kolay gelsin."

"Sağol sende dikkatli ol canım görüşürüz." Diyerek telefonu kapatip hemen Melisaya mesaj attım.

Gönderilen: Melisa
" Bekle beni çıkma evden ben alacağım seni arabayla, geliyorum."

Melisalar da buraya taşınmış bize 30 dakika uzaklıkta oturuyorlardı. O yüzden hemen evlerine varmıştım.
Kornaya basarak beklemeye başladım.

Beş dakika sonra karnı hafif çıkmaya başlamış olan ufak tefek arkadaşımı gördüm. Bir aydır görmemiştim. Özlemişim sarı kafayı.
Gelip hemen yan koltuğa oturdu, kocaman birbirimize sarıldık.

"Özledim kızım seni, evlilik hayatı çok yoğun bir muessese. Vakit ayiramiyorum hiç birinize bir de bebek yoruyor beni."

Elimi melisanın karnına götürüp okşayarak yeğenime hitaben konuşmaya başladım.

" Sen cinsiyetini göstermek için beni mi bekledin ufaklık, teyzesinin kuzusu hadi gidelim bakalım"

" Hah teyzesini beklemişmiş hemen de pay çıkart kendine." diyen Melisa ile ikimizde kahkaha atıverdik.
Biraz sohbet ederek biraz da müzik dinleyerek hastaneye varmıştık.

" Tam saatinde geldik, hadi gidelim." Diyerek melisa ile kol kola hastaneye girdik ve doktorun odasının önünde beklemeye başladık.

Acaba benimde bir bebeğim olacak mıydı? Doktor bir bebek sahibi olmamın zor olduğunu söylemişti. Bende anne olmak, buraya Kürşat ile gelerek bebeğimize bakmak istiyordum. Allahım sen bize de anne baba olma şerefini yaşat bize evlat gibi büyük nimet ver.
İçimden dua ederken Melisa içeri çağrıldı bende onunla beraber doktorun odasına girdim.

"Merhaba Melisa hanım, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" doktorun sorduğu bu soru karşısında Melisa gülümseyerek iyi olduğunu söyledi ve hemen ultrason ile bakmak için arka odaya ilerledik.
Melisa uzandı ve karnını açtı doktor ise karnına bir jel döktü. Ultrason aletini karnında gezdirmeye başladı, hepimiz küçük ekranda bebeği arıyorduk.
Ne biçim aletti bu bebeği nasıl anlatacaktım?

" Evet Melisa hanım teyzesinin gelmesi iyi oldu babası ile iki defa geldiniz ikisinde de cinsiyetini göstermedi. Ama Teyzesinin gelişine gösterdi. Erkek bebeğiniz olacak, hayırlı olsun" diyen doktor ile Melisaya ben demiştim bakışları atıyordum ve kocaman gülüyordum.
Melisanında yüzünde kocaman gülümseme vardı, canım kardeşim hep gül böyle.
Doktor bir iki ultrason kağıdı yani bebeğin fotoğrafını verdi bir kaç tane de vitamin yazıp öneriler de bulundu. En sonunda odadan ayrıldık.

" Ben sana demiştim teyzesini bekliyor diye. Erkek olacak, ulan doğsun da bir ısırıp ısırıp duracağım onu."

"Gerçekten seni beklemiş oğlum. Oğlum demek çok tuhaf geliyor, herşeyi sarı kırmızı alacağım oğluma."

" Teyzesi varken o galatasaraylı olamaz. Beşiktaşlı olacak. Hep siyah beyaz alacağım, sende hediye diye giydireceksin."

"Çok kötüsün sen."

" Hayırlısı ile doğsun da takımı zaten Beşiktaş olacak." diyerek Melisa da bende gulmustum.

Arabaya binip yemek yemek için yol üstünde ki bir lokantada durdum. Hamile bayan iki canlı aç aç gezemez ya, hemen yemeli biseyler.

"Kızım adı ne olacak? Lisedeyken Arda koyacağım oğlum olursa diyordun. Hala Arda mı?"

"Arda koyacağız adını, biliyorsun nasıl bir Arda Turan manyağı olduğumu. Koymaz mıyım hiç?" diyen kardeşime baktım. Bir kız hiç değişmez mıydı? Değişmiyordu.
İkimizde lisedeyken çok dertler yanardik birbirimize ve saatlerce konuşurduk. O benim sır küpümdü tabi bende onun için öyleydim. Neler çektik be kardeşim, şimdi mutluyuz çok şükür.

Yemeklerimizi yiyip Melisayı eve bırakıp kendimi eve attım. Hava çok sıcaktı zaten hemen gidip üstümü değişip saçımı topladım. Mutfağa giriştim.

Aç gelecek bir adet kocam vardı benim yahu! Kendi kendime güldüm. Buzluktan çıkartmış olduğum ve buzları çözülmüş olan tavuğu soslayarak fırına attım. Tavuk fırında olurken pilav yapmaya başladım.

Pilavı da kendi haline bırakarak pismesini beklerken salata yapmaya başladım.
Çorba dünden vardı zaten. Evet dünden yemek vardı demiştim ama kapının önünde sabahtan akşama kadr bekleyen aç duran adamlar vardı, bizi koruyan. Isıtıp onlara verdim. O yüzden tekrar yemek yaptım kocama. Mis gibi kokuyordu.
Saat 8 olmuştu fakat hala gelmemişti Kürşat.
Hemen telefonu çıkarıp aramaya başladım.
Üçüncüye ararken açtı.

" Nerdesin sen çok korktum niye bakmıyorsun telefonuna?"

"Kusura bakma bebeğim toplantı çok uzadı, kurt gibi açım yoldayım geliyorum."

"Bekliyorum çok güzel yemekler yaptım sana dikkatli kullan arabanı."

Telefonu kapattıktan sonra pişen pilavın altını da kapadım.
Bu sırada çalan kapıya koşarak baktım.

" Hoşgeldin hayatım." Diyerek kollarımı boynuna doladım. O da ellerini belime dolayarak bana sarıldı ve dudağıma bir öpücük kondurdu.

" Üstümü değişip ellerimi yıkayıp geliyorum bebeğim." seslenerek odamıza doğru yol aldı.
Bende tabakları doldurmaya başladım.
Gelip tekrar beni öperek oturdu ve güzelce yemeğimizi yedik.

" Güzel yemek yapıyorsun öğrendin iyice." diye benle dalga geçen kocama gözlerimi kısarak baktım.

"Seni yerim ben adam tabi öğreneceğim. Aç mi bırakayım seni?" diye gulumsemistim.

Yemek faslı bitince bana yardım etmeye kalkan eşimi salona yolladım. Koca gün zaten yoruldu bir de sofra mi toplasın? Kıyamam. Ben sofrayı toplayıp, makineyi yerlestirene kadar çay demlenmişti. Birer bardak doldurup mutfakta ki işimin bitmesi uzerine salona eşimin yanına gittim.
Koltukta ayaklarını uzatmış kafasını geriye atmış bir şekilde uzanıyordu.

" Aşkım yorgunsan git uyu erkenden."

" Elinden bir bardak çay içmeden hangi gece uyudum ki bu gece uyuyayım. Hem ben sensiz o odaya adım atmam, sensiz de uyumam." dedikten sonra beni kendine doğru çekip başımı göğsüne yaslamama yardımcı oldu. Beraber çayımızı içerken telefonuma gelen mesaj sesi ile Kürşat'ın bakışları bana döndü. ' Bu mesaj da ne' gibisinden bakıyordu. Saat 11'i geçiyordu bu saatte kimse bana mesaj atmazdı ki.
Kalkıp masanın üstünde duran telefonumu alarak geri Kürşat'in yanına oturdum ve gelen mesaja baktım. Numarayı tanımıyordum.

" Mutlu olmanız için size fazlasıyla zaman tanıdım. Evlilik fragmanı bitti. Yakın zamanda görüşürüz tatlı çift."
Mesajı okumam üzerine Kürşat'in kaşları çatık, benim gozlerim ise onun gözlerine donuk bir ifade ile bakıyordu.
Bu kimdi ve tam bitti derken yine ne başlayacaktı?

BUZ ADAMIN KÜÇÜK KIZI (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin