Gözlerimi ağır ağır açtım. Başım çok ağrıyordu bu yüzden bol ışıklı odaya gözlerim kısık bir vaziyette bakıyordum.
En son Kürşata mesaj atmış, bu adamı onun göndermediğini anlamıştım. Güvendiğimiz adamlarda da sıkıntı vardı, bu o gün kapıya gelen güya Kürşatın işe aldığı adamdı.
Kara bulutlar dağıldı diye düşündüğüm an da yine o kasvetli hava geri gelmişti.
Bu kimdi? Ben niye buradaydım? En önemlisi korumam gereken bir kızım vardı. Kızıma bir şey olursa ben yaşayamazdım, babası olmadan da kendimi güvende hissetmiyordum.
Yatırıldığım yerden kalkarak kapıya ilerledim. Odanın penceresi yoktu. Ne saatten, ne zamandan, ne de nerde olduğumdan haberim dahi yoktu. Başıma neler geldiğini bile bilmiyorumki.
Bu düşünceler ile elimi kapıya attım. Kapı kilitliydi. Kapıya vurmaya başladım."Kimsiniz? Benden ne istiyorsunuz açın şu kapıyı."
Sesim bir boşlukta yankılanır gibi bana geri dönüyordu. Boş muydu öbür taraf? Kapıya doğru yaklaşan ayak sesleri ile kapıdan en uzak köşeye ilerledim.
Açılan kapıya bakakaldım."Sen? Sen nasıl buna kalkışırsın? Yetmedi mi sana Kürşat'ın yaptıkları aptal herif!"
"Ama bak şimdiden böyle sinir stres yaparsak olmaz ki güzelim, bebeğimizi düşünmeliyiz. Bebeğimin babasız büyümesine göz yumamadım."
"Aptal sen tam bir aptalsın. Hastasın sen tedavi görmelisin. Bu bebek senin değil Kürşatla ikimizin bebeği anladın mı? Sen bizim bebeğimize dokunamazsın."
İğrenç bir gülümseme ile bana doğru ilerliyordu. Bu adamdan nefret ediyordum. Aptalın teki her an herşeyi yapabilirdi. Bebeğimi bu tehlikelere karşı korumalıydım.
"Benim bebeğim! Anladın mı lan o bebek benim bebeğim ve sen benim karımsın. Seni bir kere elimden kaçırdım bir daha asla olmayacak. O adamdan boşanacaksın."
"Şafak ben Kürşat'ın karısıyım. Asla boşanmayacağım."
"Peki o zaman sen güzellikten anlamayacaksın. Anlaşıldı. Anlayacağın dilden konuşuruz."
Arkasını dönüp gitmesi ile derin bir nefes aldım. Bana dokunacak, bebeğime bir zarar verecek diye ödüm kopuyordu. Bu adamın saplantısı da neydi böyle?
Dışarıda yani kapının önünde duran iki adama doğru konuştu."İki gün boyunca yemek verilmeyecek. Her gün sadece iki bardak su verilecek. Bir sabah bir de akşam başka bir şey verilmeyecek."
Odayı kitleyip çekip gitmişti. Aç da kalırım susuzda kalırım. Ben kocama ihanet etmem! İki gün geçmeden kocam beni bulurdu zaten o yüzden huzurla yatağa çıkıp bir şey düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapadım.
Kürşat..
Ablamla beraber Şeydanın yemek yiyeceği yere Şeydayı almaya gitmiştim.
Beklediğim halde gelmeyen Şeydayı tam ararken bir anda mesaj geldi.
Ben ona araba yollamamış bizzat kendim almaya gelmiştim.Olaylar bir kaç aydır durgunken karımın bunu şaka unsuru olarak görmesi beni sinirlendirmişti.
Şakanın sırası olmadığını söyleyerek beklemeye başladım. Attığı mesaj üzerine ciddi olduğunu anlayarak otoparktan çıkıp o arabaya bakındım çoktan yok olmuştu. Şeydayı aramaya başladım en başında çalan telefon, iki saniye geçmeden ulaşılamıyor demeye başladı.
Hızlıca eve sürmeye başladım. Evin içine girer girmez arabayı bırakarak hızlıca eve koştum.
Evin hiç bir yerinde bir şey yoktu. Ah deliricem!
Hemen Metehanı aramaya başladım. Çalıp da açılmayan her saniye Metehana küfür ediyordum. En sonunda açılan telefon ile bağırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ ADAMIN KÜÇÜK KIZI (BİTTİ)
Jugendliteratur"BUZDAN KALBİ TEKRAR HAYATA DÖNDÜRDÜN KÜÇÜĞÜM." Yazım tarihi : 21.03.2016 Bölümler tamamen şahsıma aittir. Çalıntı yoktur. Kitabın bazı bölümlerinde ki yanlışlıklar vardır. Bazı bölümler düzenleniyor.