Yine herzaman olduğu gibi poğaça almak için arka mahalleye doğru yürüdüm.İçimdende nasıl saydırıyorum bizim anneye,ne olcaktı beni mis uykumdan uyandıracak.Egemen gider alırdı poğaça.Ah anne ah sen varya en güzel uykularımda üzerime düşen gölgesin.
Hele Serenay diye bağırışın hâlâ kulağımda yankılanıyor.Neyse çok konuştum.Kapıyı açıp içeriye girdim.
Adama:
- Hayırlı işler,8 tane poğaça alabilirmiyim?
Adam: -Tabi.Diyerek poğaçaları poşete koymaya başladı.Bende takılmak için poşete koyduğu poğaçaları sayıyordum.
-6 7 8 .Evet .Sanırım oldu.8 dedim kıkırdayarak.
Adamda gülerek poşeti uzattı.İçimdende dua ediyorum
"Allah'ım n'olur beni deli sanmasım diye."
-Teşekkürler.Diyip dükkandan çıktım.
Eve doğru yürüdüm.Ama meyve suyu almam gerektiği için,yolumu değiştirip market yoluna doğru ilerledim.Markete girip içecek reyonundan,meyve suyu aldım.Parasını ödeyip marketten ayrıldım.Eve doğru ilerledim.Eve giderken sokakta çocukları gördüm.Sabahın 9 unda başlamışlar sokak nöbetliğine.Sokak çocukları işte.İçimden anneleri,babaları nasıl izin veriyor bu satte dışarıya çıkmalarına dedim.Ama sonra bu dediğim şeye güldüm.
"Aptallaşma,sende kahvaltını yapıp,anında sokağa fırlıycaksın.Sen onlardan farksızmısın.
Doğruydu.Küçüklüğümden beri sokaklarda büyümüştüm.Bende bir sokak çocuğuydum.Ama bundan gurur duyuyorum.Ağır abla havasıyla semtte takılıyorum.Küçük çocuklarda
yanıma gelip her seferinde,egomu tatmin ediyorlardı.Kim egosunun tatmin edilmesinden hoşlanmaz ki?.
Kapıyı çaldım.Kapıyı açan benim bücürük çiko,Egemen.
-Gel lan buraya çiko.Sabahın köründe beni yolladınız.Sen neden gitmedin?
Egemen:
-Aslında gidecektim,ama öyle güzel uyuyordun ki.Uyandırılsın dedim.Uykusu bozulsunda görsün gününü.Sen nasıl ben gece altıma kaçırırken benimle gecenin köründe dalga geçiyorsan.Bende sana bunu yaparım.-Aferin sana.Nasıl intikam almasını biliyorsun.Bücürük falansın ama boyun dışında aynı ablana çekmişsin.
Hadi al şunları elimden anneme götür.Sidikli.
Sidikli midikli ama aynı ablası.Helal olsun bu çocuğa 8 yaşında ama aklı zehir zehir.Aramızda 7 yaş var .Ama benim gibi aklını kullanabiliyor.Ya o çok zeki yada ben aptalın tekiyim.Tabikide aptal değilim.O da benden gördüklerini uyguluyor.Mutfağa gideyimde bi kahvaltı edeyim.-Feryal,bu kahvaltı hâlâ neden hazır değil?
Annem: -Birde hesap soruyor.Bana diyeceğine gelde kendin kur.Koskoca kız olmussun.Komşular görse benim bu halimi yüzüme tükürürler.
- Tamam Feryal,kasma bu kadar.Anlıyorum seni moruk.Ha o komşularıda çok takma.Kime ne?
Annem: - Sen önce anne demesini öğren,Ayrıca moruk ne?Baban akşam gelsin bu dediğin kelimeleri diyeceğim.Bana bilmediğim kelimler söylüyor diye.
- Sende ne ispiyoncusun be Feryal,tamam oldu mu anneciğimm...
Annem: - Oldu,ama biraz eksik.Gel şu yanağımdan öp tam olsun.
-Sende tepemize çıktın be Feryal,tamam tamam gel hadi öpeyim.Çatlak kadın.
Hemen bi koşuda sarıldım.Öptüm elmacıklarından.Beni sinir felan ediyordu ama seviyordum onu.Aslında annem ile alakamız yok.Annem beyaz tenli,ben biraz daha esmer,o kilolu ben zayıf.Yolda biri bizi görse anne kız olduğumuz anlaşılmazdı sanırım.
Annem: - Hadi ben herşeyi götürdüm.Sende çayı getir.
- Tamam getiriyorum.Neyse kahvaltı sofrasına oturduk.Yine babam yok.Bizim baba evden işe,işten eve geldiği için yüzünü görmeye hasrettik.Ama yinede görüyordum akşamları.Biz 4 kişilik bir aileyiz ama babam sabahları bize katılamadığı için,3 kişi oturduk yine.Kahvaltı herzamanki gibi müthişti.Bizim Feryal biraz hamarattır.Enfes şeyler yapar.Ana orada peynir mi var orada?
hemde bir dilim kalmış.Tam çatalımı attım.Birde ne olsun?
Bizim bücürük yok mu? Egemen alıp bir çırpıda ağzına attı.Hain birde pis pis sırıtıyor yüzüme bakarak.
- Ya oğlum bak dayak yiyeceksin.Ne aliyorsun peyniri bir dilim kalmış zaten.Aç göz,pis daha ne yiyeceksin hepsini bitirdin.
Egemen: - Sende geçen hafta bütün sucukları mideye indirirken bana öyle yaptın tamam mı?.Göz bebeğimin içine baka baka yedin.Herşeyin acısını çıkarırım.
- Ya oğlum geçen hafta diyorsun,Ta ne zaman.Küçük ergen senin benimle zorun ne?
Egemen: - Ne zorum olacak ablacım.Sen benim ablamsın.Üzüm üzüme baka baka kararır.Annem: - Evet buna katılıyorum.Bu çocuğu hep kendine benzettin.O da senin gibi kinci biri oldu.Anlamadım ki ?kızım kime çektin?hep o babanın işi seni erkek gibi yetiştirdi.
- Ya anne ne güzel işte.Bak gurur duymalısın.Sana birşey olursa babamdan önce ben varım.DON'T YOU WORRY...
Annem: - He ,ne güzel ne güzel.Eline bir iş yakışmıyor be.Erkek oldun başıma.Ne worry, ne worry?
Kız sen bana küfür mü ettin yoksa.
Birden kahkayı bastırdım.
Allah'ım ya yıl olmuş 2016,bizim kadın hâlâ ingilizcenin bi kelimesini bile bilmiyor.Sonra anneme dönerek:
- Sen ne anlarsın,Endişelenme dedim yani.Açılımı öyle.Tabi sen ingilizce bilmediğin için diyerek koşarak daire kapısına kaçtım.Biliyordum annemin çatalı fırlatacağını.İçeridende sesi geliyordu.Çok aşağıladım kadını ya.
Annem : - Kız vallahi seni ayağımın altına alırım.Sokak çocuğu,anneye dediği laflara bak hele.Bir gün beni kalpten götüreceksin.
Ah bu Feryal ne komik kadın ya.Moruk falan seviyorum onu ya.Nasıl sinir ettim.Hep o bücürük Egemen yüzünden iş buralara geldi.Ben sana sormazmıyım.Kapıyı kapatıp çıktım.