KİM | 15

189 11 4
                                    

Kötünün İyisi'ni yazmamda etkisi olan bir diğer neden... Rüyam. Bölüm sonuna doğru sizlerle. Kurguyu buralara taşıyan rüyamın etkileyici olması için karakterlerin tam tersi olması gerekiyordu. Her şeyin başlangıcı. ♥ Ben de biraz arsızlık edip yorum istiyorum bu bölüme. Sınır mınır yok bende, bilen bilir. Buna rağmen yorum isteme hakkını kendimde görüyorum.

Bölüm şarkıları, Daughter-Still | Redd-Boşlukta Dans (Aras Tekin bu grubu çok sever.) | Lucia-Slince

) | Lucia-Slince

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı harfler bir araya geldiğinde insanda mutluluğu baltalayan hisler uyandırır. Ruh, gri, sis, hazan, ayrılık, gitmek, kalmak... Duymak bile insanı hüzne boğarken yaşamak tarifsiz bir ağırlık verir. Omuzlar ruhla beraber aşağı çöker. Kulaklar tepeden yayılan bir sıcaklıkla beraber görevini ihmal eder. Gözler bulutlara ağır gelen su damlaları gibi yağışa geçer. Harflerin bir araya gelip insanı kedere mahkûm ettiği kelimeler kadar cansızken bir o kadar hisliydim.

Ayrılıktan daha somut, kalandan daha eksiktim. Beraberlikten daha soyut, gidenden daha fazlaydım. Ben o kelimeler kadar acı vericiydim. Dünyanın bir yerine düşmüş bombanın isteği dışında birilerinin ölümüne neden olması, ruh hâlimin anlatımı en kolay temsiliydi. Belki de yara henüz kurumamışken dünyanın en büyük acısı olarak görüyordum olanları. Oysa geleceğim geçmişimin toy tercihleriyle şekillenmişti. Öyleyse göğsümü üç saniyede bir tekmeleyen kalbimin verdiği acı neden bu kadar gerçekti?

Her şeyi ben hazırlamıştım. Kendi ellerimle toprağa diktiğim dikenli sarmaşığa ben can vermiştim. O sarmaşık zamanla bedenimi sarmalamıştı. Tüm olanlardan nasıl zararlı çıkıvermiştim?

Ayaklarım barakadan sonra hiç durmadı. Nereye gittiğimi, hangi sokağa döndüğümü, kaçıncı kez aynı caddeyi geçtiğimi bilmeden yürüdüm. Yüreğimi sızlatan koku bir duvar gibi karşıma dikildiğinde ayaklarım bu işe bir son verdi. Adımlarımın bedenimi sürüklediği yer yosun ve iyodun ferahlatıcı nefesiyken buna pek şaşırmadım. Uzun süredir tıkalı olan kulaklarım bir çocuğun gittikçe yükselen çığlık sesiyle doldu. Hemen ardından martıların ötüşü, yolundan çekilmem için alarm veren bisikletin kornası. Bir çocuk bedenime çarpıp uzaklaştığında kendime geldim. Kayalıklara çarpan deniz ona karışmam için oldukça davetkâr görünse de geri çekilip bir ağaç gölgesine saklandım. Sırtımı ağaca yaslayıp denizden koca bir yalnızlık çektim içime. Nefesimi verirken içimdeki tüm umutları alıp dalgasına karıştırdı sanki.

İşe yaramazdım.

Koca evrende dokunduğum her şeyi harabeye çevirip kaçıyordum. Belki bu sebeple barakaya sığınıyordum. O en başından beri harabeydi, benden sonra şimdiki hâlinden daha kötü olamazdı. Bugünden sonra büyük bir yalancıydım. Adelina da en başından beri harabe değil miydi? Bugün onu daha kötü bırakmamış mıydım? Öyleyse baraka da iyileştirildikten sonra ansızın gelen yıkım topuyla daha kötü olabilirdi. Adelina'yı iyileştirmek için onlarca söz verip ardından hançeri göğsüne sapladığımda da bunu yapmamış mıydım? Harabe olanı daha da viraneye çeviriyordum.

KÖTÜNÜN İYİSİ▪MAVİ [II.kitap]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin