~13~

47 4 0
                                    

Medya : Merve ~ Resul çiftleri
İyi okumalar...

Çalan telefonumun  melodisine eşlik ederken kimin aradığına baktım. Beni uykumdan uyandıracak tek şey Fenerbahçe marşıydı zaten.

'Merile'm' yazısını görünce gülerek yeşil sembolü kaydırdım. Merilem espirisini umarım anlamışsınızdır çünkü açıklamaya üşeniyorum.

"Günaydın "
"Günaydın Merilem"
"O isimden vazgeçmeyeceksin dimi?"
"Hayır" deyip güldüm. O da gülünce söze girmesini bekledim.
"Biz her şeyi ayarladık 13 te yani 3 saat sonra paintball dan sonra karaoke kafeye gideceğiz. Sonra belki bir şeyler daha yaparız. " demesiyle ellerimi çırpmaya çalışıp yapamayınca "Tamam yavrucum biz toplaşıp gelicez."
O da tamam deyince telefonu kapatıp banyoya geçtim.

Aynaya bakıp düşündüm. Sanırım Poyraz'a karşı çok fazla tepki veriyordum. Sonuçta o benim hiçbir şeyimdi. Onu sorgulama hakkına sahip değildim.

Rutin işlerimi  halledip banyodan çıktım. Dolabın karşısına geçip göz gezdirdim. Evet müsait bir zamanda kıyafetlerimi yerleştirmiştim.
Gezeceğimiz için rahat şeyler giymem gerekti. Ve hava bugün oldukça sıcaktı.

Elime gelen siyah pantolon tayt ve asker üniforması desenli  kısakollu tişörtü üzerime geçirdim. Yine aynı desende süperstarları da giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım.Makyaj olarak sadece eyeliner çekip aşağı salona indim. 

İlayda yine erkenden kalkmış kahvaltıyı hazırlamıştı. Hilal dün evine geri dönmüştü. "Günaydın" deyip sulu bir öpücük kondurdum. "Günaydın" deyip gülümsedi o da. Çayımı yudumlarken "Çok güzel olacak bugün." dedim. İlayda "Evet , Hilal le Ayberk in arasını yapmamız lazım ama " dedi gülerken. "O iş bende rahat ol " deyip eyvallah anlamında tek elimi göğsüme koyup başımı eğdim. İlayda bana 'bu kız olmamış' gibi bakarken kahvaltıma devam ettim.

"Sana yük oldum bende " dedim.
"Olur mu öyle şey , senin evin burası." deyince içten bir şekilde gülümsedim. "Şirkette ki işler ne oldu cuma günü gidemedik zaten." bugün pazar dı ve işleri oldukça boşlamıştık.

"Şuan elimizde çok bir proje yok. Tasarımcılar da zaten iyi çalışıyor. Çalışanlar yerimizi dolduracaktır." deyince rahatlamıştım.  Kafamı olumlu anlamda sallayıp İlayda'nın ne giydiğine baktım. "İlayda"
"Efendim"
"Düğüne mi gidiyorsun?" tek kaşımı kaldırıp soru sorar şekilde bakış attım.
"Hayır neden ki?"
"Kanka kusura bakma ama elbise ve topuklu ayakkabıyla paintballa gitmeyi düşünmüyorsun dimi?" dedim. Evet elbise ve topukluyla gelecekti.
"Olmaz mı?" dedi dudak büzerek.
"Kalk kalk" elinden tutup kendi odama getirdim.

Dolabın karşısına geçip baktım. Bedenlerimiz aynı olduğundan sorun yoktu.

Siyah kısakollu ve lacivert pantolon taytı alıp bir de siyah spor gömleği aldım. "Giy bakalım"
"Bunları mı?"
"Böyle gitmeyeceksin tabiki."
O hala ısrarlarını kabul ederken sonunda pes edip banyoya yöneldi.

Geri geldiğinde gömlek elindeydi. "Çok sıcak bunu giymesem?"
Kafamı çevirip tekrar dışarı baktım. "Tamam giyme onu." lacivert nike leride verip giymesini bekledim.
"Poyraz'dan haberin varmı?" diye sordum yere bakarak. "Şirkete gidip imzaları atıp tekrar gidiyormuş. Büyük ihtimal Sude'yi arıyor." kafamı salladım.

Tekrar telefonumun müziğini duyunca elime aldım. 'Annem' yazısını görünce gülümseyerek açtım. "Efendim annelerin en güzeli"
"Kızım , Mert Beyin telefonunda bir video gördüm. Videoda , AVM de senin yanındaki adam da vardı. Poyraz galiba. Esmer bir kız bir şeyler yapıyordu ona. Bende Poyraz var diye kendi telefonumdan  çektim. Önemli midirki?" sessiz konuşan annemi dinlerken ağzım açık kalmıştı. Sude ve Mert bu olayın içindeyse kesinlikle bir kumpas vardı. Mert'in annemin yanında ne işi olduğunu da düşünüyordum. "Anne onu ablam hemen benim telefonuma  atsın acilen"
"Tamam kızım" telefonu kapatıp whatsapp ı açıp ablamın  video yu atmasını bekledim. Beklerken İlayda 'ya olayı açıklamıştım. "O zaman plan yapıp bizi plana düşürmüşler." dedi düşünür gibi yaparken.

Olumlu anlamda kafa sallayıp bekledim. 'Çevrimiçi' yazısının ardından video gelince hemen indirip açtım.

Poyraz kendinde değildi. Sude onu yatağa yatırıp uzunca baktı. Sonra banyo olduğunu düşündüğüm yere gidip 5 dakika sonra geldi. Üzerinde bana attığı resimde ki gecelik vardı. Poyraz'ın gömleğini çıkartıp yanına uzandı ve telefonundan resim çekildi. Bir süre telefonla uğraşıp kahkaha attığını duydum. Sanırım bana resmi attığı andı. Daha sonra üzerini değiştirip geri döndü ve Poyraz'ın pantolonunu çıkarıp çıplak göğsünü öptü.  Baçucuna bir not bırakıp gitti.

Ben hayretle videoyu izlerken biraz ilerlettim.

Poyraz kalktı ve anlamaz bir şekilde etrafına baktı. Daha sonra başını ellerinin arasına alıp notu okudu. Üzerini hızlı bir şekilde giyip dışarı çıktı.

"Doğru söylüyormuş" diye mırıldandım. Sesim kısık geliyordu. Haklı olan birini haksız duruma düşürmüştüm. İçimde bir şeylerin kırılıp parçalandığını hissedebiliyordum. Poyraz'a olan duygularımın  farkında bile değilken ondan ayrı kalkdığımda farketmiştim. Belki de anlamsız bir sevgiydi. Poyraz beni sevebilecek birisi değildi.

Akan gözyaşlarımı tek hamlede silip "Hadi gidelim" dedim. İlayda 'nında benden pek bir farkı yoktu. O da kötü davranmıştı ona karşı. Odasında telefonla konuşurken duymuştum. Sürekli haksız olduğuyla ilgili söyleniyordu.
"Keşke Oğuz'u dinleseydik." derin bir nefes alıp "Hiç bir şey bilmiyoruz , belki de haklıdır demişti." dedim. İlayda göz yaşını silip kafa salladı.
Aslında içten içe gülüyordum. Haklıydı.
~~~~~
Hilal'lerin evine bakıp arabadan indim. İlayda da peşimden inip eve doğru yürüdü. Gülerek kapının zilini çaldım.

"Geldim , geldim" Fahriye teyzenin o güzel sesiyle gülümsemem büyümüştü. Şapkamı aşağı indirip yüzümü kapattım. Kapının açılma sesiyle Fahriye abla "Buyrun" dedi. "Fahriye Bilgin?"
"Buyrun benim" elindeki sarı bezle daha fazla kendimi tutamayıp kahkaha attım. Vazgeçilmez sarı bezi hep elindeydi. Şapkayı çıkartıp "Kız Fatoş" dedim. Hep Fatoş derdim.
"Kız İkra" deyip sıkıca sarıldı. "Nerelerdeydin gül kokulum" hep gül koktuğunu söyleyip öyle severdi. Fahriye abla benim 2. Annemdi.
"Sen gelmedin ben geleyim dedim. "
"Hoşgeldiniz"

"Bu hanım kızım kim?" dedi. Gülüp "Halil abinin  çalıştığı yerdeki -"
"Poyraz mı?"
"He işte onun kuzeni"
"Öyle mi? Pek güzelmiş."
"Özkan abi ye gelin bakmaya devam mı?" özkan abi Hilal in abisiydi. Fahriye abla da her gördüğü kıza gelin muamelesi yapardı.

"Meraba" çekingen tavrıyla konuşan İlayda elini uzattı. Fahriye abla elini es eçip sıkıca sarıldı. İlayda ilk afallasa da o da sarıldı.

Hilal' "anne telefonum nerde?" diye bağırınca Fahriye abla göz devirip "Nereye koyduysan ordadır. " dedi. "Aynı formundasın yine Türk annesi." dedim gülerek. "Tabi kız , eskirmiyiz hiç." dedi. "Yok anne." diye bağıran Hilal'le , Fahriye abla "Geliyorum" deyip bana dönüp gülümsedi.

İlayda özenir bir ifadeyle bakıyordu. "Ne oldu?" diye sordum. "Hep böyle bir şey isterdim. Benim annemin arkadaşları anca yüzlerine boya sıvayıp bize filtre kahve içmeye geliyorlar" deyip göz devirdi.

Biz muhabbet ederken Hilal "Çok bekletim mi?" dedi. "Yok , Fahriye ablayla lafladık."
"İki gündür başımın etini yedi , beni İkra'ya götür diye. "
"Dedikodu mu mu yapıyorsunuz kız." diye çirkefleşen Fahriye ablaya sarılıp "Yine gelirim Fatoş" dedim.
"Gelmezsen terliği yersin zaten." demesiyle ayrılıp arkama bile bakmadan arabaya yardırıp bindim.

Kızlar da binince  İlayda'ya "Oğuzlar la nerde buluşacağız" dedim. "Onlar Ayberk le gelecek. " deyince çekingen bir tavırla "Poyraz gelecek mi?" dedim. Hilal "Ne demek gelecek mi?" dedi çirkef bir halde. İlayda kısaca olayı anlatırken bir yandan Oğuz'u rehberden bulup aradı. "Oğuz , Poyraz da gelsin "
"Video yu izledik, biliyoruz her şeyi." İlayda ona da açıklama yapıp telefonu kapattı. "Geliyormuş zaten." deyince "Yürüyen ego" diye mırıldandım. "Gelmese olmaz zaten."
"Kanka sen cidden olmamışsın." dedi Hilal. Arkaya uzanıp alnının ortasına vurup "Şş  " dedim. 

Mutluydum işte...

~~~~~

Bir dahaki bölüm bol gülmeli skskdkd
  

Seviliyorsunuz...

HUZURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin