~16~

66 4 3
                                    

İyi okumalar...

"Şimdi sırada Poyraz Sancaktar ve şarkısı Pera Sensiz Ben"

Ben ve diğerleri şok içindeydik. Bim olsun diye ortamı yumuşatmak istesemde doğruydu. Poyraz Sancaktar bu kadar kişinin içinde şarkı söyleyecekti.

Poyraz yavaş adımlarla sahneye çıkarken kızların çığlıkları ve bizimkilerin ıslıklarına eşlik etmek için bende alkışlamayı tercih ettim. İlk defa ondan şarkı dinlemeyecektim  ama yine de onun yerine heyecanlıydım bir nevi.

Poyraz bana dönüp eliyle gel işareti yaptı. Ben ne dediğini anlamaz bir şekilde kafamı 'ne oldu' anlamında salladım. Bu sefer sessizce "gelsene" dedi. Anlamaz şekilde ayağa kalkıp sahneye çıktım. Gitaristten  gitarı alıp elime verdi "Senin çalmanı istiyorum." deyip mikrofonu eline aldı. Herkes bizi bekliyordu.

Yandaki sandalyeye oturup gitarın akordunu düzelttim ve çalmaya başladım.

"Ne kağıt kalemsiz olmayı bilir ne de ben sensiz kalmayı.
Neden bir dert biter diğeri gelir ateştir bu iyi bilir yakmayı.
Kuşları anladımda senin kanatların yok nasıl uçtunda gittin.
Kırık cam misali hatalarım acıtır seni böyle mi kaybettim..." bana kısa bir bakış atıp devam etti.

"Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum. Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum."

"Ne gün güneşe doymayı bilir ne de ben sana bakmayı.
Uyursun gece beni sevmesende  sensiz hayaller kurmayı.
Dikenleri anlamında senin çiçeklerin vardı nasıl sustunda gittin.
Fırtınam oldun yıkıldım ben ,seni böylemi kaybettim."

Son nakaratı da söyleyip selamını verdi. Bende hafif dokunuşlarla çalmaya devam ediyordum. Şarkı bana huzur veriyordu. Şarkıyı söyleyen zaten huzurumdu.

Bana döndü sonra tekrar elini havaya kaldırıp başının üstünde kısa bir şekilde alkışladı. Ve yine cool adımlarla masaya yöneldi. Bense hala elimde gitarla oturuyordum. Kendime gelip gitarı sandalyenin üzerine bıraktım ve masaya yöneldim.

"Çok güzeldiniz" diyen İlayda'yla gülümsedim. Odun başrolümüz Poyraz sa sadece kafasını eğdi. Bugün pek keyfim olmadığından sohbete dahil olmadan telefonumu çıkardım ve tarihe baktım. 19 uydu ve 21 i benim doğum günümdü. Hatırlayacak  kişiler Hilal , Resul ve Merve'ydi. Hep büyük bir doğum günü partisi istesemde de anca kafede pasta yerdik bizimkilerle. Hala telefona bakarken telefon titredi. Yanan ekranda yansıyan isimle gülümseyip masadan kalktım. "Nereye" "Ablamla konuşup geliyorum Merve'm" deyip kafenin tuvaletine yöneldim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HUZURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin