Medya : Sude Toprak
BŞ: Taladro - Bir parçam kopuyor içimden
İyi okumalar...
Sabah tanıdık gelen boyun tutulmasıyla doğruldum. Poyraz yoktu. Banyodan gelen su sesiyle duş aldığını anladım , yine zekiyim. Bende odama gidip siyah bluzumun üzerine spor ceketimi giyip altıma kot pantolonumu giydim. Eyeliner , rimel ve rujumu sürdüm. Çok abartılı makyaj yapanları anlamıyorum. Yüzlerine fondöten yıvayanlar , göz badanası ve dudakları dolgun göstermek için 5 kat ruj.
Ayağımada süperstar larımı giyip kahvaltı hazırlamak için aşağıya indim. "Günaydın" mutlu gelen sese dönüp gülümsedim. "Günaydın" dedim aynı tonda. Poyraz gelip yanağımı öpünce karnımda kasılma hissettim. Hemde kızardığımı. İlk önce uyandığımı düşünsem de kasılmalar artınca çişimin geldiğini anladım ve koşarak tuvalete gittim.
Aşağı indiğimde Poyraz yine hınzır ifadesiyle sırıtıyordu. "Yumurta ye yumurta çok güzel" dedim susmasını umut ederek. Tam ağzını açacakken telefonu çaldı. Bu sefer sırıtan taraf bendim. Ağzını peçeteyle silip İphone 6s plus 3000 TL sini eline aldı. Evet ona telefon deyince kendimi kötü hissediyordum. "Söyle" diye telefon açan Poyraz'a göz devirdim. "Bekle" deyip yukarı çıktı. Bende omuz silkip annemi aramaya karar verdim. AVM den sonra sesini duyamamıştım. Babamdan korktuğum falan yoktu. Eğer annemle konuştuğumu duyarsa anneme zarar verebilirdi. Ablamla her gün konuştuğumdan azda olsa içim rahattı. Babam 1 haftadır eve hiç gelmediğinden annemin tek olduğunu düşündüm ve 'Ayşe Sultan' ı bulup aradım. "Yavrum" annemin ağlamaklı sesini duyunca içimde bir şeyler parçalandı. Ona bunları yaşatan bendim belkide. Kafamı hızla sallayıp "Annem" dedim. "Kızım nasılsın , iyi misin ?"
"İyiyim annem ben sen nasılsın?"
"Nasıl olayım kızım aynı bende. Poyraz Bey sana iyi davranıyor değil mi?" hafif gülümsedim. Ablam her şeyi bildiğinden doğal olarak annem de biliyordu.
"Evet anne . Hala işe gidiyor musun?" temizlik işlerine gidiyordu evi geçindirmek için.
"Kızım bu sıralar kimse çağırmıyor . Baban olacak da eve gelmiyor. Ferhat-eniştesi- bazen para veriyor ama damadın da olsa elin oğlundan her zaman para alamıyorum ki be kızım. " bunları düşünemediğimden kendimi kızdım önce. Annemi unutup nasıl durabilmiştim ben. "Annem sen merak etme ben sana para göndereceğim."
"Olur mu kızım öyle şey"
"Olur annem olur , şimdi işe gidiyorum ben sonra ararım seni."
"Tamam İkra'm hadi kendine iyi bak "
"Sende Ayşe Sultan"Yukardan sinirle gelen sesler beni korkutsa da yukarı hemen merdivenleri çıkmaya başladım.
"Ne istiyorsun bizden şerefsiz." elini saçlarından geçirip "Ofisine geliyorum , konuşacağız" deyip telefonu kapattı. Yanındaki komidine tekme atıp sakinleşmek için hızla nefes alıp verdi. Sakince içeri girip "Sorun ne?" diye sordum. "Yok bir şey" .
"Nereye gideceksin peki?"
"Ne zamandır sana hesap verir oldum İkra" dedi benim soru sorar tonumda. Sinirlensemde onunda bunları sinirle söylediğini kendi kendime tekrarladım. "Halil abi beni bırakır ozaman" hiç bir şey demedi. Beni kenara itip aşağı hızla inmeye başladı. Sinirden gözleri dolan bir insan olduğumdan ellerimi gözlerime yelpaze gibi hareket ettirip aşağı indim. Hızla sofrayı topladım. Bir kaç bardak kırmamla elimi hızla tezgaha vurdum. Her şeyi ortada bırakıp telefonumu alıp hızla dışarı çıktım. Sabah normalken nasıl böyle olabilmişti bu adam.~~~~
İşler aynı yoğunlukta devam ediyordu. Poyraz bugün işe hiç gelmemişti. İlayda'ya olanlara anlattığımda 'O hep öyle' demişti. Bende çok üstelemedim. Dosyaları bilgisayara girerken telefonum çaldı. Bilmediğim bir numara olduğundan açmayacaktım ama merakıma yenik düşüp telefonu açtım.
"Kimsiniz?"
"Kız sen nerdesin? Beni elaleme rezil mi edeceksin. Senin bacaklarını kıracağım. Dua et annene bir şey yapmadım. Evleneceksin kız Mert Beyle" o nefret ettiğim sesi duyunca sabahki olayın sinirini çıkaracağımı farkettim. "Ben kimseyle evlenmeyeceğim Ali Bey. Ve eğer anneme bir şey yaparsan cezasını sen çekersin ! Baba(!). "
"Evleneceksin . Yoksa annene neler yapacağımı biliyorsun."
"Sen nasıl babasın be. Herkes gururla babasını gösterirken ben utanarak gösteriyordum. Sana baba demekten bile iğreniyorum." diye konuştum. İlk defa ona karşı böyle konuşuyordum. "Sen bunları söylemeye nasıl cesaret edersin he? Göstereceğim ben san-" daha dinleyemeyeceğimi anlayıp telefonu kapattım. "Canım bunlarda geçirilecekmiş" diye içeri giren İlayda ağladığımı görünce hızla yanıma geldi. "Boşver aynı şeyler." diye geçiştirdim. Ama artık dayanamıyordum. Nefesimin daraldığını hissedince bayılacağımı anladım. Hızla kalkıp çantamdan ilacımı aldım. Masada duran sudan da içip camın yanına gittim. Gökyüzü bana huzur verirdi. Rengiyle , bulutlarıyla her şeyiyle. Sakinleştiğimi anlayıp masaya geçtim ve oturdum. İlayda hala sorgulayıcı gözlerle bana bakıyordu. Ona olanları anlattığımda "Bir şey diyeceğim." dedi sorar şekilde. Her cümlemde ona sövmüştü. "Anneni sizin eve getirsene. Hem Poyraz hem iş hem ev işleriyle çok yorulduğunu söyledi. Hem elin hafifler hemde gözün arkada kalmaz. Yemekleri falan yapar olmaz mı?" dedi. "Poyraz'a sormadan bir şey yapamam. Ama şimdilik ablam da kalsın . Hem eniştem polis iyi bakar anneme." deyip gülümsemeye çalıştım. "Ah be güzelim" deyip sarıldı. 30 dakika daha dertleştiktik. "Poyraz'dan haberin varmı?" diye sordum. "Hayır , bende sana soracaktım."
"Sabah birisi aradı. Ondan sonra çok sinirlendi. Bende ne olduğunu sorunca 'Sana ne zamandır hesap veriyorum İkra' dedi işte" dedim sabahı tekrarlayarak. "Sude 'den ne haber. Hala mesajlara devam mı?"
Kafa salladım. "Bugün hiç yazmadı. Eksik hissediyorum o bana yazmayınca" deyip bir elimi kalbime koyup diğerini ters şekilde alnıma koydum. "Ya İkra" deyip kahkaha atmaya başladı. "İyiki varsın kız" dedi. "Evet iyiki varım" deyip gururlandım. İki kaşımın ortasına elinin ortasıyla vurunca bok gibi sandalyeye yapışmıştım. Gelen çağrı sesiyle kendime gelip telefonumu elime aldım. "Kim?" omuz silkip "Gizli Numara" dedim. Heyecanla "Aç , aç" deyince göz devirip açtım. "Poyraz yanımda" sesin sahibi tanıdıktı. Sude. "Sana inanmıyorum Sude. " dedim kendimden emin bir şekilde. "İnanmıyorsan az sonra telefonuna gelecek olan resme bak" deyip kapattı. Telefon hopörlerde olduğundan İlayda'da duymuştu."Poyraz böyle bir şeyi asla yapmaz."Oğuz hızla odaya dalıp "Sizi arıyorum kaç saattir hem Poyraz naptı - " sözünü telefonuma gelen mesaj sesi kesti. Hızla mesajı açtım. Ve o an Poyraz'a olan tüm güvenimin bok çukuruna düştüğünü hissettim. Resimde Poyraz'ın üst tarafı çıplaktı. Sude'nin üzerinde kırmızı gecelelik vardı ve tüm vücudu ortadaydı. Tek eli Poyraz'ın üzerindeyken dudağı dudağındaydı. Poyraz kendinde değil gibi duruyordu ama bu hiç bir şeyi değiştirmiyordu. Oğuz ve İlayda ya baktığımda İlayda Oğuzun gözlerini kapatıyordu. "Poyraz nasıl yaparsın?" dedi İlayda.
"Fotomontajdır belki" diye ortamı yumuşatmaya çalışan Oğuz'a göz devirdim. "Nasıl yaptın bunu Poyraz Sancaktar?" ve o an gözümden akan yaş telefonumun ekranına tam resme düşmüştü. Nasıl yapardı?Not: Kısa oldu bana da öyle geldi ama genelde kısa yazdığım bölümlerde diğer bölümü çabuk yazıyorum. Diğer bölüm Poyraz'ın ağzından olacak bu spoiyi verebilirim. Diğer konuysa kitap Mizah a daha yakın evet ama konusu bambaşka olduğundan kategorisi genel kurgu. Herneyse .Okuduğunuz için teşekkürler. Ve vote verirseniz çok çok mutlu olurum. Ve ve ve... Lig'in başlamasına çok az bi süre kaldı. Tüm takımlara başarılar özellikle 'Fenerbahçe' ye zkakkz. Hadi kendinize iyi bakın....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUZURUM
General Fiction"Sayın İkra Nur Korkmaz , Mert Gönem'i iyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta kocan olarak kabul ediyor musun?" . Hızla ayağa kalktım ,mikrofonu elime aldım , Mert'e son bakışımı atıp " Hayır !" deyip gür bir sesle bağırdım ve koşarak nikah sa...