Gideceğimiz yer kısa mesafeydi. Bundan hemen gelmiştik lunaparka. Uzun zamandır eğlenmiyorduk pek. Bu çok iyi gelmişti. Şimdiden oranın güzel enerjisiyle kendimi çok iyi hissediyordum. Ben önden gittiğimden bizimkiler arkamdaydı bende onlara bakmak için arkamı döndüğümde Doruk'un bana baktığını görmüştüm. Ama normal bi şekilde değildi bu bakışlar. Dövecek gibi bakıyordu. Sonra yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladı
"Sırf senin yüzünden bu lanet yere geldim biliyorsun dimi küçük hanım" bu kimdi de benimle böyle konuşuyordu?? "Zorla kafana silah mı dayadım be gelmeseydin" dedim sinirle.
"Sen 'yo zolol sozdo golon' demeseydin gelmiyoduk , sırf Zülal için şurayı çekmek zorundayım" dediğinde gerçekten sinirlenmiştim. Kimse kimseyi zorla istemediği bi yere getiremez. Bu kadar rahatsız olacağını bilseydim çağırma zahmetinde bulunmazdım bile.
"Ya insanlar burayı mutlu olmak için kullanıyo şu dediklerine bak. Çok istiyosan git o zaman " dedim "Kro" diye tısladım ama tabi sessiz bir sekilde. " Duydum" dedi ve gitmeye kalkıştı. "Dur tamam memnun olmamış olsanda biraz mutlu gibi davran" dedim ve omzuna parmağımla dokundum. Yapmacık bir gülümseme attığında biraz daha yakındık. Arkasını döndüğüne yeşil ve güzel gözlerini kahvelerime dikti. Öyle güzel gözleri vardı ki. Bir içim su. Baktıkça bakası geliyordu insanın. Ya aman bananeyse.
Fazla itiraz etmeden o da aramıza katıldığında eğlenceye başlıyorduk.
*
Hızlı trene de bindikten sonra Gondola binmek için bilet almaya yürüdük. Biz aletlere binerken Doruk uzaktan uzağa bizi seyrediyordu. Bizimle binmiyordu. Sadece oturuyordu.
Gondola doğru giderken onunda geldiğini gördüm. Sonra tam 7 bilet aldık. Ben de tam binmeden gidip küçük bi su aldım. Nur su almama şaşırmıştı"Simay biniyoruz şimdi suyun sırası mı " dediginde pis pis sırıttım. Ve o hep yaptığımız şeyi yapmak için bindikten sonra biraz daha hızlanmayı bekledim. Arkadan çalan müzikle ayağa kalkıp dans ediyo eğleniyorduk
-
Tam gondol yükseldiğinde aldığım suyun kapağını açtım. Kızlar yanımda , erkekler de tam arkamızdaydı. Suyu açıp ortasından sıkmamla Doruk Ege ve Can'ın sırılsıklam olmaları bizi kahkaha boğmuştu. Arkama döndüğümde hepsi farklı farklı şeyler söylüyordu gülmekten kendimi alamıyordum. Can "sağol kardeşim susamıştım" derken. Ege"Simay seni geberticem kızım" diyordu. Doruk "Komik mi bu şimdi? " dedi dövecek gibi bakarken. Gerçekten artık bakışlarından çok korkmaya başlamıştım. Gondolun bitmemesi için dua ediyordum. Gondol bitince hepimiz ayaklandık. E tabi ben Ege'den korktuğumdan atlayıp koşmaya başladım. Lunaparkı bana turlatmıştı. Tekrar bizimkilerin olduğu yere gelince önümdeki Doruk'u görmemiştim. Nası çarptıysam hem o hem ben çok fena sarsılmıştık. Daha ilk günden onu çok güzel sinirlendirmeyi başarmıştım.
"Simayy" dedi. Herneyse biz yine bişeylere binmek için yürürken arkamdan "Simay o ne biçim topuz kızım ya" diyen Doruğa cevap vermeden 'sanane benim saçımdan' dercesine bakıp gözlerimi devirmeyi tercih etmiştim.
-
Biraz daha yürüdükten sonra korku tüneline binmek istediklerinden bilet alıp binmek için sıraya girmiştik. Bu güzel anı ölümsüzleştirmek için bi selfie çektik.
"Hadi hepiniz burayaa" dedim ve çok güzel , ardı ardına bisürü güzel fotoğraflar çekmiştik. Fotoğrafları atmak için Zülal ve Doruk'un da numaralarını aldıktan sonra bindik. Ege ve Beste bi trene , Can ve Nur bi trene Zülal de bi kızın yanına geçmişti. Bende kro beyimizle oturmak zorunda kalmıştım.
"Senin yüzünden şuraya gelmem yetmiyomuş gibi bide seninle eğleniyorum. Hahah mükemmel ya" deyip kafasını sağa sola salladı. "İstemiyosan inebilirim" dedim. Lafları insanı kırabilecek nitelikteydi.
"Otur kızım nolcak ya " dedi. Ve görevli bizi de tünele yolladı.
Çok korkutucu bi şey değil ama bizimkiler benim tam aksime karanlık ve böyle gergin ortamları severdi. Karanlıktan çok korkuyor olabilirim ama maketlerin üzerine verilen ışık sayesinde ortam biraz daha aydınlanıyodu. Bi ara ışıklar gidince gözlerimi kapadım. Gerçi o zaman da karanlıktı ama o zamanlar çok da şey yapamıyordum. Ama korktuğum her halimden belli olacak ki Doruk telefonunun ışığını açmış alaycı bi şekilde bakıp gülüyordu.
"Ne o karanlıktan mı korkuyosun bakalım sen" deyip kahkaha attı. Bir an önce görevli gelmeliydi yoksa bu çocuğu öldürebilirim. "Üstüme gelme" dedim. Çünkü gerçekten korkuyordum. Daha çok korkmam için telefonunu kapadı. Şimdi o ışıkta yoktu. Utanmasam daha yeni tanıştığım çocuğun yanında ağlayacaktım.
"Öööö öcü geliyo Simaayy " saçma sapan sesler çıkarırken onu takmamaya çalışıyordum bi de bu sesleri tam kulağımın dibinde yapıyordu. Nefesini kulağımın dibinde hissediyordum.
"Ya Doruk yeter!" diye bağırınca , görevli de hemen koşup tünelden çıkmamızı sağladı.
"Kusura bakmayın hep tam burada takılıyor. Afedersiniz" deyip çıkışa doğru çekti.
Doruk'a daha ilk günden bu kadar sinir olmam hiç hoş değildi. Normalde yeni tanıştığım insanlarla samimi olurdum. Hem kendimi sevdirirdim hemde severdim. Ama bu kro beyimiz çok farklıydı. Sinir etmekten başka bi yaptığı yoktu galiba. Ha bi de bu sinir etme olayı gruptan sadece bana yapıyordu. Canla samimiler ama artık ona da yapıyodur belkide.
"Simay çok sevdi korku tünelini bidaha mı binsek acaba?" diye soran Doruk'un yüzüne bakma gereğinde bile bulunmadan Can'ın yanına gidip koluna girdim onunla yürümeye devam ettik.
*
Eve geldiğimde o kadar çok yorulmuştuk ki duş alıp hemen yatağıma uzandım. Başucumdaki telefonuma baktığımda hepsi 'fotoğrafları at' diye mesaj atmışlardı. Bizimkilere attıktan sonra Zülal ve Doruk'a da atmıştım. Sonra da uyumak için telefonu bıraktım. Tam uykuya dalacakken gelen mesaj sesiyle geri kalktım
DORUK
*tünelden neden korkuyosun senŞaşırmamıştım aslında. Bu çocuk bana başka ne diye mesaj atabilirdi ki zaten
Ben
*bence seni ilgilendireceğini sanmıyorumDORUK
*sence ilgilendirmiyo olabilir ama bence ilgilendirir korkulur mu ondan kızım ya mal mısınBen
*Doruk benimle uğraşmanı istemiyorumDORUK
*tamamAttığı mesaja cevap vermeye tenezzül bile etmeden telefonu bırakıp uyudum.Doruk neden daha ilk günden bu kadar çok uğraşıyo benimle anlamıyorum. Gerçekten sinir ediyo ve kendimi tutamayıp yanlış bişey söylemek istemiyorum.
*
*
*Öyle derin bi uykuya dalmıştım ki uyandığımda gecenin bi yarısıydı. Sonra tekrar uyumaya çalıştığımda yapamadım. Ve telefonumda gezinmeye başladım. İnstagramda gördüğüm beni şaşırtmıştı. Doruk profilimde gezmiş olmalı ki haftalar önce ki bi fotoğrafımı beğenmişti. Ha bu arada Zülal de fotoğraflarıma bakmış. Bende onların profiline girip bakıp çıktım. Aslında Doruk'un kinde biraz gezmiştim. Çok yüksek takipçi sayısı vardı. Fotoğraflarında birsürü kız yorumu vardı. Bu kroya nası bakabiliyor bu kadar kız?
Yani anlayamıyorum aralarında çok güzel ve çekici kızlar da vardı. Ne arıyolardı ki bu çocukta diye diye kendimi yiyordum. O kadar çok eleştirmiştim ki gerçekten mükemmel gözüken çocuğu kendimce tipsiz ucube bi insan haline getirmiştim. Onun like sayısı kadar bile takipçim olmadığından tabiki kıskanmadım. Ne saçmalıyosunuz. Doruk'un hesabını biraz daha incelersem gerçekten kafayı yiyecektim. Bu yüzden de daha fazla akıl sağlığımı korumak için telefonu kapatıp uykuya daldım.
VOTE VE BOL YORUUM YAPARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM :):):):)