*15.Bölüm*

54 7 8
                                    

Arkadaşlar uzun zamandır yb atamıyordum bazı sıkıntılardan dolayı. Ama tekrar aynı hızda yb yazıp yayınlamaya özen göstericem. Sıklıkla takip eden okuyucular takip etmeye devam etsin.

İyi okumalar😊

Uyandığımda saat 11i gösteriyordu. Benim için hala çok erken olsa da bu günlerimizi uyuyarak geçirmek istemiyordum.

Etrafıma iyice bakındığımda herkes hala uyuyordu. Bende kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa indim. Pijamalarımı çıkarmaya gerek duymadım çünkü evde çekineceğim herhangi birisi yoktu.

Dolabı açtığımda omlet yapmak için bi kaç yumurta ve peynir almıştım. Bir yandan da krep hamuru hazırlıyordum.  Krep hamurunu hazırladıktan hemen sonra onları pişmesi için tavaya döktüm. Aynı hızla omletin malzemelerini çırptım. Krebi ters çevirdikten sonra omlet için olan malzemeleri de diğer tavaya döktüm.

Herşeyi servis tabaklarına koyduktan sonra kahvaltılıkları da hazırlamaya koyuldum.

'ömrü hayatın boyunca ne zaman kime böyle şeyler hazırladın kız sen' diyen sesime göz devirdim.

Biraz salatalık ve domates alıp onları güzel şekillerde kesip tabaklara yerleştirdim. Diğer kahvaltılıkları da şirin küçük tabaklara yerleştirip ellerimi yıkamak için lavaboya yöneldim. O sırada merdivenlerden gelen ayak sesini duydum, ve belli ki birileri uyanmıştı.

"Kim o güzellik uykusunu bozan" diye bağırdım ama ses alamadım

"Heyy kim uyandı" dedim ve yine ses alamadım. Bu beni biraz ürküttü tabi. Evde beni duymayacak kimse yoktu çünkü.

Bir kez daha bağırdım ve yine ses gelmeyince merdivenlere yöneldim.

Merdivenlere geldiğimde etrafı kolaçan ettim ama kimse yoktu. Ta ki bir çift elin ağzımı kapatmasıyla çığlık atmam bir oldu.

"Bıraksana be-" deyip debelenirken arkamda beliren kişiyi görmemle susmam bir oldu

"Ne bağırıyorsun kızım herkes uyuyor"

"Ya sen manyak mısın neden seslendiğimde cevap vermiyorsun"

"Sinirlenince ve panik olduğunda çok tatlı olduğunu söylemiştim" dediğinde gülümsemekle yetindim. Hala kim olduğunu anlamadınız mı? DORUK.

"Ha ha ne hoş" dedim ve mutfağa gitmek için ilerlerken elleri belime dolandı

"Ama bak artık gerçekten bağırıcam. Psikopat mısın be sen" dedim ve bu onu mutlu etmişti.

"Ben de böyle davranmayı seviyorum güzelim" dedi ve ellerini belimden çekti.

"Ben böyle davranılmasını sevmiyorum" dediğimde oldukça ciddiydim. Bi dakika bunu derken ciddi miydim? Ben? Ciddi? Nasi?

'Kaçırdın gül gibi çocuğu aferin sana' Diye yakaran iç sesim sanırım bu sefer haklıydı.

"Öyle mi? Pekala güzelim" dediğinde bozulmuş olduğu her halinden anlaşılıyordu.

"Şey ben öyl-" diyemeden

"Hangi banyoyu kullanmalıyım?" dediğinde elimle mutfağın yanındaki banyoyu gösterip mutfağa geri döndüm.

İçecek olarak çay ve portakal suyu sıktım çünkü Nur portakal suyu çok severdi, o sayede de Can da artık çok seviyordu. Ege de Beste bişey içmediğinden birsey içmemeye başlamıştı. Hepsi de sevgilisi ne yaparsa onu yapıyor. O ne öyle be hiç yapmayacağım şey.

Kavuşmak Üzere Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin