Medya : Zülal
Her zamanki gibi sabahın erken saatlerine kurduğum alarm sayesinde kalkmıştım. Aslında geç gitsem de sorun olmazdı Çünkü hocalar çok takmıyordu ama bizimkilerle daha fazla vakit geçirebilmek için erken gitmek istiyordum.
Duşumu aldıktan hemen sonra hazırlanmaya koyuldum. Dün saçımla dalga geçen kro beyimiz bugun de geçmesin diye dalga verip açık bıraktım saçlarımı. Hafif bir rimel , ince bi eyeliner çektikten sonra bordo V yaka t-shirt giyip altına yırtık kotumu giymiştim. Sonra kahvaltımı edip evden çıktım. Nur'u almaya giderken yolda kro bey ve Zülalle karşılaştım
"Aa Simay günaydın , naber?" karşımda beliren Zülale şaşırmıştım demek aynı mahallelerde oturuyoruz.
"Günaydın iyidir senden naber?" dedim "İyi bende , yani biz de. Okula gidiyorduk istersen beraber gidelim?" deyince Nur'u almam gerektiği aklıma geldi.
"Nur'u alacaktım ben aslında eğer gelirseniz birlikte alıp geçelim olmaz mı?" dediğimde kro bey bana bakıp gözlerini devirirken. Zülal kafasıyla onayladı. Sonrasında birlikte Nur'u almaya gittiğimizde kapının önünde bekliyordu.
"Kızım nerde kaldın ya kök saldım ha" dedi gülerek. "Zülalleri gördüm ondan 1 2 dakikacık gecikmiş olabiliriim" deyip gülümsedim. Sonra Doruk arkadan biz de yan yana yürümeye başladık. Yürürken telefonuma gelen mesaj sesiyle telefonumu açtım
DORUK
*mükemmel topuzunu bozmuşsunHarbi manyak bu çocuk ulan dibimden geliyosun dimi insan yüz yüze söyler
*aynen ya bozdum sen çok beğenince daha fazla gözünü yormak istemedim
Arkama bakıp sinsi bi gülüş atıp gözlerimi devirdim
DORUK
*bugünki saçların da öyle güzel olduğu söylenemez*saçlarıma bakmayı kesersen güzel olup olmayışı bi etki etmez
Mesaja bakıp cevap vermeyince bozulduğunu anlayabiliyordum. Arkama dönüp surat ifadesini görmeyi çok isterdim oysa ki.
Biraz daha yürüdükten sonra okula gelmiştik. Can ve Beste bizi bekliyorlardı. Ege ortalarda yoktu. Sonra hemen yanlarına gidip günaydın öpücüğümü kondurdum."Ege nerde" dediğimde Doruk'un tip tip baktığını gördüm.
"Ya bilmiyoruz ki mesaj atıcaktım ama şimdi müsait falan değilse şey olmasın yani dimi" diyen Beste gülmeme neden olmuştu.
"Sen şey etme Bestecim ben şey ederim" dediğimde Bestenin utandığını farkettim
EGE'ye
*nerdesin sen okul kapıs-Tam yazarken ;
"Günaydın millet" dediğinde selamlaşıp sarılmıştık . Bizim yıllardır hep yaptığımız şeydi bu. Bağlılığımızı gösteriyodu bizim için. Ama nedense aklıma takılan şey biz bunu yaparken neden Doruk hiç yakın arkadaşlık görmemiş gibi bakıyordu suratıma. Ne değişik bu çocuk ya.
*
Gülüp eğlenirken Zülal'in çalan telefonuyla susmuştuk. Sonra Zülal arayan kişinin adını gördüğünde endişelenmişti , hemde fazlasıyla.
"Bi sorun mu var?" diye sordum ama ağzını açmadan olumsuz bi şekilde kafasını salladı. Ve hemen koşar adımlarla sıradan kalkıp sınıfın kapısına doğru çıktı. Bi sorun oldugunu anlayınca 'tuvalete gidiyorum' bahanesiyle bende hemen arkasından koştum. Kızlar tuvaletindeydi ve kapının dışından onu dinliyordum