Zil çalınca hepimiz aynı sınıfta olduğumuzdan birlikte gittik. Sonra Beste'ye baktığımda gayet iyiydi. Biz de hemen yerlerimize geçip eski ortamı yapmıştık bile. 2 yıldır beraberiz ve son senemizdi. Ayrılıp üniversitelere gidecektik. Ama bu gibi şeyler çok olmazdı , olsa da maksimum 5 dakika.Sınavlar bittiğinden hocalar sadece girdiğinde defteri imzalayıp gidiyorlardı. Bizde bol bol kaynatıp eğleniyorduk.
"Size bi espri yapıyım mı kardeşlerim benim" deyince Can'a hepimiz yap dedik. Onun esprileri genelde çok ergence olurdu. Ama kızlar Can'a bayılırlardı. Çok yakışıklıydı pislik. Masmavi gözleri ve sarımsı kumral saçları vardı. Ha bide biraz çapkındı. İstediği çoğu kızla olurdu. Yakışıklı ve şanslı...
"Gitmek KOLA'ysa , dönmek FANTAdır." yaptığı espri o kadar krişeydi ki. Ama yine de gülmekten alı koyamıyorduk kendimizi.
"Bende buna bi cevap vermek istiyorum!" dedim biraz bağırarak.
"Simay korkuyorum" deyince Nur kocaman öptüm yanağından"Korkma güzelim" dedim ve patlattım güzeeller güzeli esprimi "Can. Bu espri içime sindi(cindy) dışıma barbie". Dedim kendi kendime kahkahalara boğulurken onlar bana katilmişim gibi bakıyorlardı. Ah bişeyi de becer be Simay!
"Ooo olmaz ki Can yapınca gülün ben yapınca .." derken hepsinin kahkahası bütün sınıfın duvarlarına doldurdu.
*
Okul kapısından çıktıktan sonra bişeyler içmek için kafeye gittik. Biraz daha oturduktan sonra evlerimize döndük.
Eve geldiğimde evin içi mis gibi anne yemekleri kokuyordu. Çantamı portmantoya attıktan sonra mutfağa koştum. Yemek için tam elimi uzatırken
"Önce ellerini yıka! Mikropları yemek istemezsin diye düşünüyorum." dediğinde güldüm ve çantamı alıp odama çıktım. Üstümdekileri değiştirip şort ve ince bi üst giydim. Saçlarımı topuz yaptıktan sonra. Ellerimi yıkayıp sofraya oturdum. Babamla annem bişeyler konuşuyorlardı ve anlamamıştım. Sonra pür dikkat yemeğime odaklandım. Sonra yemeğim bittikten sonra tam masadan kalkacakken babam oturmamı biraz konuşmamızı istedi.
"Kızım senin sadece hâlâ o arkadaşların var dimi?" dediğinde benim en en yakınlarıma "o" demesi hoşuma gitmedi.
"Babacım öncelikle onlara 'o arkadaşların' demezsen sevinirim. Onların bi ismi var. Sonra da evet hala onlar var ve hep onlar o kalacak. Onlardan başka konuştuğum yok ve olmasına da gerek duymuyorum." dediğimde babam bu tavrıma biraz sinir olmuştu sanırım
"Yanlış bişey sorduğumu hatırlamıyorum küçük hanım. Sadece bi erkek arkadaşın veya sevgilinin olmaması sence de garip değil mi ? " dediğinde sinirle gözlerimi devirdim. Yahu bu adam neden sürekli bi erkek pesinde anlamıyorum. Başkası sevgilisi olsun istemez oysa ki
"Bence garip değil babacım. Gerek duymuyorum. Teşekkür ederim, afiyet olsun". Deyip kalktım masadan. Sürekli bu mevzuların açılması hoşuma gitmiyordu. Daha önce sadece 1 tane sevgilim olmuştu. Onu da sevip sevmediğimden emin bile değildim. Bizimkilerin isteği üzeri olan bişeydi.
*
Nurla öyle sohbete dalmıştık ki saatin kaç olduğuna bile varmamıştık. E tabi arada Can Ege Ve Besteyle de konuşmuştum. Ve artık uyumam gerektiğinin farkına varınca telefonumu başucuma bırakıp kendimi uykuya bırakmıştım