good luck // finale

15.4K 645 393
                                    

şarkıyla lütfen, biterse başa sarın--> one direction // story of my life
(BU BÖLÜMDEN SONRA BİR BÖLÜM DAHA VAR!!!!!!)
X X X

"Her şeyini topladığına emin misin?" dedi babam bavulumu bagaja yerleştirirken. Kollarımı birleştirip kafamı salladım. "İhtiyacım olan her şeyi." diye yanıtladığımda bagaj kapısını kapattı. Annemin hıçkırıkları sinirimi bozmaya devam ederken yalvarışlarına devam ediyordu.

"Frank yalvarırım gitme, b-bunu atlatabiliriz lütfen!" ama babam aldırmayıp dosyalarını almak için eve girdiğinde arabaya yaslanıp anneme baktım. Bütün gece ağlamaktan başım ağrıyordu ve bu son iki haftadır böyleydi. O gece bir kez olsun tereddüt etmeden her şeyi babama anlatmıştım, Harry ve ben dahil, ama Frank Sober her zaman ki gibi beni bir kaç azarla ortada bırakıp bütün olan biteni annemin üzerine yüklemişti. Ki bundan hiçte şikayetçi sayılmazdım, bütün olanlar onun suçuydu.

"Bunu nasıl yapabildin Venesa? Ben senin annenim, bunu  bana nasıl yaptın?!" bağırarak ağlayışlarına devam ederken bir kaç komşu kapının önüne çıkmış bizi izliyordu. Herkes Karen Sober kocasını aldattı diye biliyordu ve bu babam için oldukça büyük bir yüktü. Aynısını onun da yapmış olmasına rağmen. Okuldan kaydımı aldırırken de herkese böyle söyledim, babam ve ben yeni bir başlangıç yapacağız dedim. Kyle uzak mesafeli ilişki yapamayacağını söyledi ve Paige her gün arayıp kapıma kadar geldi ama hiç birine cevap vermedim. Yeni bir başlangıç bunların hepsini arkada bırakmak demekti.

"İçeri gir Karen, kendini rezil etmekten başka bir şey yaptığın yok." dedi babam elindeki koliyle onun yanından geçerken. Bu kadar duygusuz olması beni şaşırtmamıştı, dediğim gibi bu aileyi yıllarca beraber tutan annemdi. Ve şimdi onun hatası yüzünden artık beraber olmayacaktık.

Bu konuda ne hissettiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu. Son iki haftadır hiç bir şey hissedemiyordum.

Babam koliyi arka koltuğa yerleştirirken telefonum arka cebimde titreşti. Paige olduğunu düşünerek mesajı açtığımda Harry'nin ismi kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Derin bir nefes alıp yazdıklarını okurken ağlamamak için dudaklarımı ısırdım.

Harry:Seni ilk gördüğüm yerde son bir kez görmeme izin ver.

Yutkunup telefonu kapatırken babam sürücü koltuğuna oturmuştu. Gözlerimi kırpıştırıp yaşları dağıttığımda hızla ilerleyip ön koltuğa oturdum. Ne yapacağımı bilmiyordum, bu riski almalı mıydım bilmiyordum. "Ofise uğramam gerekiyor, naklim için bir kaç belge imzalamam gerekiyor." sokağın köşesinden dönerken kafamı salladım. Ya şimdi ya hiç ?

"Beni okula bırakabilir misin ? Ofisten dönerken beni alabilirsin, bir kaç kişiye veda etmem gerekiyor da." dediğimde gözlerini bana çevirdi. Şüphelendiğini biliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu, bu sondu. "Pekala." diyerek iç çektiğinde gülümsedim, ama bunu yapmak istemiyordum.

X X X

Bugünün pazar oluşuyla okul boş olsa da, onun bir şekilde buraya geleceğini biliyordum. Beni ilk kez gördüğü yer okuldu, ama gerçekten fark ettiği yer spor salonuydu. Bu yüzden orada olacağından adım gibi emindim. Adımlarımı oraya yönlendirirken sürekli derin nefesler alıp kendime sakin olmam gerektiğini hatırlatıyordum, gerçi eskisi kadar heyecanlanamıyor olmam ayrı bir şeydi.

Ağır kapıyı kendime doğru çekip açtığımda kilitli olmayışı, onun burada olduğundan emin olmamı sağlamıştı. Tıpkı ilk seferki gibi spor salonu karanlıktı ama köşedeki odadan ışık süzülüyordu. Derin bir nefes alıp odaya doğru ilerlerken onu orada görmekten korkuyordum. Bir parçam orada olmamasını umuyordu.

Aralı kapıyı hafifçe ittiğimde masaya yaslanmıştı ve kollarını bağlamıştı. Beni görünce irkildi ama aniden ayağa kalkıp boğazını temizledi. Benden daha heyecanlı gibi duruyordu. "Hatırlıyormuşsun." dediğinde sadece gülümseyip kafamı salladım. Sessizliğim moralini bozmuştu, ama ağzımı açarsam ağlamaktan korkuyordum. "Okuldan kaydını aldırdığını duyduğumda şaşırmadım." diye devam ettiğinde yine tek yaptığım kafa sallamaktı.

Cesareti bulup gözlerine baktığımda kızarmış ve şişmiş gözleri nefesimi kesmişti. Yüzündeki gülümsemesiyle bunu gizlemek istiyor gibiydi ama, hayır başarılı olamamıştı. Ağlamış mıydı?

"Neden buradayım Harry?" dedim en sonunda sessizliği bozarak, sesimin titrememesi için uğraşmam gerekmişti.Bir kaç saniye sadece bana baktığında derin bir iç çekip gülümsedi. "Seni görmek istedim." gözlerindeki kırgın ifade canımı acıtıyor olsa da ona bir adım atmam demek kendimi yeniden kaybetmem demekti, ki ben daha kendime gelmiş bile sayılmazdım. "Seni bu labirente ben ittim, şimdi de o labirentte kayboldum." diye devam ettiğinde gülümsedim.

Hamlet alıntısı. Ucuz numara.

"Neden buradayım Harry?" diye yineledim sorumu, çünkü gerçekten ağlamak üzereydim. Yalan söylüyordu, buraya beni daha fazla acı çektirtmek için çağırmıştı. Kendini düşünüyordu, o asla beni düşünmezdi. Gülümsemesi yavaşça solarken bana doğru bir adım attı. "Venesa...Venesa Sober. Gülümsemesiyle bile kalbimi binlerce parçaya ayırabilen kız." elini uzatıp saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdığında hareketsiz kaldım, durmasını istemiyordum.

Sesi titriyordu ve gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Derin bir nefes alıp avucunu yanağıma yerleştirirken gözlerimi kapatmak istedim. Ama son dakikalarımıza kıyamıyordum, onu bir daha göremeyecek olma gerçekliğiyle henüz yüzleşemezdim. "Bana acınası hayatımda iyi şanslar dilediğini hatırlıyor musun?" diye fısıldadı diğer elini belime yerleştirirken. Yutkunup hafifçe kafamı salladığımda gözlerini dudaklarıma çevirdi.

"Bunun için iyi şanslar öpücüğüne ihtiyacım olacak." diye devam ettiğinde gülümsedim, bunu yapmamalıydım ama yapmak istediğimden emindim. Belimden tutup kendine çektiğinde dudaklarını dudaklarımda hissettim. Dudaklarının tadı ve yumuşak dokunuşları ona biraz daha tutunmama neden olurken gözyaşlarımın yanaklarımdan aktığını hissettim. Elimi yanağına koyduğumda avucumu ıslatan gözyaşları çığlıklar atma isteği uyandırsa da hiç bırakmayacakmış gibi sıkı sıkı sarıldım tutuşuna.Diğer seferlerinden farklı olarak yumuşak tutuşu ve ilk defa öpebildiğim yumuşak dudaklarıyla o anı durdurmak istedim, sonsuza dek o anda kalmak istedim. Ama hikayemizin sona erdiğini biliyordum, birazdan ben bu kapıdan çıkacaktım ve ikimizi de kırık kalplerimizle baş başa bırakacaktım. İkimizden birbirimize kalan geride bıraktığımız kavgalar,sevişmeler ve o unutulmaz sözler olacaktı. Aslında hissettiklerim onun tahmin ettiğinden çok daha fazlaydı, ben hiç anlatmadım o da hiç bilmedi, bazı hikayeler böyle biterdi.

  -son-

harry'nin bloğu keşfettiğiyle ilgili bir epilogue gelecek, lütfen hikayeyi kütüphanenizden çıkarmayın :-)

en başından beri yanımda olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim, umarım bir finali daha berbat etmemişimdir.

hikayeyi Hamlet'ten bir parçayla bitirmek istiyorum;;

Yıldızların ateş olduğundan şüphe etsen de

Güneşin döndüğünden şüphe etsen de

Gerçeğin yalan olduğundan şüphe etsen de

Asla sevgimden şüphe etme. 

kendinize çok iyi bakın x

not: bir bölüm daha vardır, kaydırmaya devam...

dirty blog :: stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin