epilogue // see you or goodbye

9.3K 401 285
                                    

"Hayır seni aptal alman gerekenler onlar değil." dedim gülerek elindeki makarna paketini alıp yerine koyarken. "Fırın için uygun olanlardan almalısın yoksa yanar." diye devam ettiğimde hala yüzüme aradaki farkı anlamamış bir şekilde bakıyordu.

"Hepsi makarna değil mi sonuçta?" diye sitem etti ben sepete doğru olanları koyarken. "Saçmalık."

Onu görmezden gelip aklımdan eksikleri bir kez daha gözden geçirdim. Onun için önemsiz gibi görünebilirdi ama benim için onun ailesiyle tanışmak tüm dünyadan önemliydi, üstelik onlara akşam yemeği sözü vermiştim! Yani hayır, normal makarna asla iş görmezdi.

"Tanrı aşkına, şarap seçimini tek başına tamamlayabileceğini düşünerek tatlı için bir şeyler almaya gidiyorum.Sana reyonun yerini göstermeme gerek var mı?" iğneleyici bir şekilde sepeti ona uzattığımda yalancı bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Bende seni seviyorum Venesa."

Onu beklemeden hemen yan taraftaki reyona ilerlediğimde kafayı yemek üzereydim. Bütün kötü ihtimalleri sıralarken daha da geriliyordum. Ya yemeği yakarsam, kıvamı tutturamazsam, ya onları zehirlersem? Beni asla sevmezlerdi ve biricik oğullarına layık görmezlerdi.

Kek karışımlarının önünde dikildiğimde ihtiyacım olan kakaolu karışımın en üst rafta olduğunu görmek sinirlerimi daha çok hoplatmıştı. Parmak uçlarımda yükselip kutuya teğet geçtiğimde zıplamaya çalıştım. Evren bana orta parmağını kaldırmış gibiydi, kesinlikle başka açıklaması olamazdı. Günahlarımın acısını bu gece çekecektim.

Arkamdan bir kol uzanıp kutuyu benim için aşağıya indirdiğinde ağlamak üzereydim. "Yardıma ihtiyacınız vardı sanırım." kafamı sallayarak kutuyu almak için arkamı döndüğümde dönmemiş olmayı diledim. Tanıdık siması beni şaşkına çevirdiğinde onun da aynı şekilde afalladığını gördüm.

"Venesa?" çok tanıdık olan sesi yeniden kulaklarıma dolduğunda kalbim duracak gibiydi.

Evren gerçekten bana orta parmağını gösteriyordu.

Göstermekle de kalmamıştı.Bir insan olarak bu aptal reyonda önüme çıkarmıştı.

"Harry." dedim dikkatimi toplamaya çalışarak. Ama ellerim titriyordu ve kalbim yerinden çıkarcasına atıyordu. Hala gözlerine inanamıyormuş gibi onları kırpıştırdı ve gülümsedi. "Vay canına." gözlerini saçlarımda ve bir kaç saniyeliğine vücudumda gezdirdi. Şaşırdık mı?

Gözleri sol elimde takılı kaldığında hangi detaya takılı kaldığını tahmin edebiliyordum. Daha net incelemesi için gözüne sokmak isterdim ama onun yerine elimi cebime soktum. "Evlendin mi?" afallamıştı. Ha! Artık ipler onun elinde değildi ve onun suratını böyle görmek bana çok değişik şeyler hissettirmişti.

Kafamı hızlıca salladım. "Hayır, hayır. Henüz çok erken." dedim onun yüzünü incelemeye devam ederken. Suratı düştü ve bakışlarını başka tarafa çevirdi. "Sadece..bilirsin. Sordu ve bende evet dedim. Adını koymak içindi." bakışlarını tekrardan bana çevirdiğinde kafasını salladı.

"Adını koymak." diye tekrarlayıp güldüğünde gözleri parlıyordu. "Sanırım biz bunu hiç yapamadık değil mi?" gülmeye devam ettiğinde  kafamı iki yana sallayıp gülümsedim.

"Sen yapmak istemedin." diye cevapladığımda duraksadı.

Kendime engel olamıyordum.

3 yıl sonra bile.

Saçlarını kestirmişti ama yine de hafiften bukleleri belli oluyordu. Çenesindeki sakallar uzamaya başlamıştı ve yorgun görünüyordu. Vücudu ise... aynıydı.

Hala öğretmenlik yapıp yapmadığını merak ettim.

Cevap vermediğinde aramızdaki garip sessizliği bitirmek için sol elini işaret ettim. "Sende hala evli değilmişsin gibi duruyor." dediğimde kafasını sallayıp omuz silkti. "Elimdekini kaçırdığımdan beri doğru kişiyle karşılaşmadım.Kimse acınası hayatımı paylaşmak istemiyor."

Böyle yapmamalıydı.

Ben nişanlıydım, yada sayılırdım.

Sözlüydüm işte.

Gülümseyip gözlerimi elimdeki kutuya çevirdim. Kaç dakika olmuştu beş mi? Yüzyıllar gibi hissettiriyordu çünkü ve lanet olası kalbim yavaşlamak bilmiyordu.

"Venesa?" Olly'nin sesini duyduğumda gözlerimi kırpıştırıp yaşların dağılmasını sağladım. Elini belime koyduğunda derin bir nefes aldım. "Oliver bu Harry. Liseden edebiyat öğretmenim." diye onu işaret ettiğimde yüzüne bakmak istemiyordum.

Oliver elini uzatıp sıktığında gülümsüyordu. "Demek Venesa'nın İngiliz Edebiyatı'nı seçmesinin sebebi sizsiniz." dediğinde gözlerimi kapatıp yok olmayı diledim. Harry'nin bunu bilmesine gerek yoktu. "O zaman size teşekkür etmem gerekiyor çünkü tanışmamız sizin sayenizde oldu diyebiliriz."

Harry gülümsedi. "İnanın bilerek olmadı." diye karşılık verdiğinde gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Olly neden beni kasada beklemiyorsun? Hemen geliyorum." diye araya girdiğimde dönüp bana baktı. Elimdeki kutuyu sepete attığımda kafasını isteksiz bir şekilde sallayıp Harry'ye döndü.

"İyi akşamlar."

Harry kafasını sallayarak cevap verdiğinde yine sadece ikimiz kalmıştık.

"Demek İngiliz Edebiyatı ha?" muzip bir şekilde gülümsediğinde omzuna vurdum. "Senin sayende falan değil." dedim ama inanmasını beklemiyordum. Çünkü onun sayesindeydi. "İyi biri değil mi?" dedi gözlerime bakarken. İçten bir şekilde gülümseyip kafamı salladığımda belki son bir vuruş yapabilirim diye düşündüm.

"Gözü benden başkasını görmüyor ve bu benim için önemli olan tek şey."

Biraz da olsa içim rahatlamıştı.

Haha.

"Pekala." tekrardan güldü ama bu sefer utanmış gibiydi.

Haha.

Derin bir nefes alıp kafamı salladığımda bir adım geri attım. "O zaman görüşürüz."

Görüşürüz? Hadi ama Venesa.

"Yani hoşçakal." diye düzelttiğimde kıkırdadı. "Görüşürüz Venesa." üstüne basa basa söylediğinde utanma sırası bendeydi.

Daha sonra pişman olacağım bir şey yapıp ona sarıldım.

Kollarımı göğsüne dolayıp başımı ona yasladım. Bir anlık duraksamadan sonra bir elini saçlarıma diğerini belime doladığında yaptığımın yanlış olduğunun farkına vardım.

Onu aşmışken, adını bile anmamaya dikkat ederken şimdi ona sarılıyordum.

Salağın tekiydim.

Lisedeki o aşık azgın salak kızın tekiydim.

Kendimi aniden geri çekip ilerlemeye başladığımda adımı bağırmasıyla duraksadım.

"Eğer pisliğin teki olmasaydım," dedi derin bir nefes alıp. "şu an onun yerinde ben olabilir miydim?" diye devam ettiğinde gözlerimi bir saniyeliğine kaçırdım. Daha sonra cevap vermedim, sadece gülümsedim ve el sallayıp yürümeye devam ettim.

Çünkü ikimizde cevabın hayır olduğunu biliyorduk.

💚💚💚

biliyorum geç kaldım ama tatile giderken gelen bir ilhamla bunu yazabildim, eğer beklediğim gibi bir sonuc alırsam belki bir devam partı gelebilir ya da gelmez :-)

öpüldünüz xx

dirty blog :: stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin