Bölüm-9 Kokuşmuş bir beden

715 78 34
                                    

Kokuşmuş bir beden...

Emir, gördüklerinden sonra beynindeki şüpheler onu yiyip bitirirken, yanlış blokta durduğunun -fakat onun işine gelmişti böyle olması- farkına varırken ne için geldiğini unutmuş gibiydi. İkindin üzeriydi, yaklaşık bir saat sonra güneş batacaktı. Hava serinlemişti, çıkardığı kot ceketini üzerine geçirdi tekrardan.

Çalan telefonu aklını başka yöne çekmişti. Pantolonunun cebinden telefonunu çıkarıp, Buğra'nın aramasına cevap verdi.

"Efendim?"

"Emir, mesaj attım. Gönderdiğim adrese acil gelmen ger-"

"Bi' şey mi oldu lan?"

"Abi, acayip bir cinayet olmuş. Hadi gelince anlatırım, kapatıyorum şimdi."

Sessizce "Tamam..." diyerek telefonu cebine yerleştirdi. Küçük arabasına doğru hızla yürüyüp bindiği gibi gazı kökledi.

***

Meraklı kalabalığın şaşkın bakışları altında üzeri örtülüyordu. Aynı dakikalarda olay yerine gelen beyaz üniformalı 6 - 7 kişilik ekip de, yaklaşık otuz metrekarelik alanın sınırlarını oluşturan sarı şeridin içerisinde, cesedin ve açık kanalizasyon kuyusunun çevresinde dolanıyorlardı. Ortalıklarda uçuşan koyu yeşil renkli şişman sinekler ve ağır kanalizasyon kokusuna aldırış etmeyen mahalle sâkinleri -çoğunluğu erkeklerden oluşuyordu-kendi aralarında tahminler yürütmeye başlamışlardı bile. Mahallenin cinayet işlemeye en meyilli olduğunu düşündükleri gençler ve yetişkinlerin adları ağızlarda dolanıyor, bu isimlerden herhangi birinin sahibi yakılarından geçerse kısa bir suskunluk ve göz kaçırmanın ardından senaryolar üretilmeye devam ediliyorlardı.

Batmak üzere olan güneş, her iki yanı birbirine bitişik, ikişer üçer katlı köhne binaların arasında kalan bozuk asfaltlı yokuş yolun üzerinde bir gölgelik bırakıyordu.

İlerleyen dakikalarda, kalabalık yavaş yavaş evlerine dağılmaya başlarken, sokağın girişinde sirenleri söndürülen polis aracı belirdi. Kırk küsür yaşındaki iri denebilecek bir adam şoför koltuğundan inip meydana bir göz atarken diğer inenlerden biri telefonla konuşuyordu. Biri genç kadın dört polis ağır ve kendinden emin adımlarla kalabalığa doğru ilerliyordu.

"Açılın lan, geldiler "

"Aha geldiler ha! "

"Açılın açılın."

"Şşt Mazlum, çocukları topla gidin burdan, hadi."

"Geri çıkın lan, yol açın polisler geliyor."

Polislerden pek haz etmeyen bu topluluk, nedense onları gördüklerinde kendilerini beğendirme çabasına girmişlerdi. Kalabalığın gözü hiç şüphesiz polislerin üzerindeydi. Olay yeri ekibi ve belediyenin Meski çalışanları hariç.

Daha önceki olaylarda mahalleye gelen şişman ve bilindik polislerin aksine, bu sefer hem pencerelerden sarkan kundak yazmalı kadınların ve kızların hem de kalabalığı oluşturan adamların en az ceset kadar ilgi odağı olan hoş bir bayan ve oldukça dikkat çekici erkek polisler vardı.

Koyu sarı saçlarını gevşek bir topuz yapan uzun boylu Ceyhun Sert'in yanına giden kadın polis, amirine bir şeyler söyledi. "Acele etsinler, karanlığa kalmayalım." diye cevapladı Ceyhun amir. Ses tonu gayet ifadesizdi.

Daha çok, yerdeki koyu renkli örtünün altında yatan adama -cinsiyetini henüz bilmediğini fark etti- odaklanmıştı. Yüzüne bakmak için sabırsızlanıyordu. Beyaz üniformalı arkadaşlarından birinin yanına gitti.

SESSİZ OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin