KIRGINLIK VE HÜZÜN

23 3 1
                                    

BÖLÜM 6

Marketin depoya inen merdivenlerinden aşağı indiğimde deponun siyah demir kapısı aralıklı duruyordu.Elimle uzanıp demir kapıyı iyice araladığımda gözlerim Kağan'ı ararken kasaların üzerindeki ürünlerin ve kutuların arasında onu aradığımda birden arkamdaki sesle "Senin ne işin var burda" diye sorduğunda ben dönüp ona baktığımda "Serdar amca depoda olduğunu söyleyince" dediğimde "Hani beni bir daha görmek istemiyordun" diye sorarken ben onun bakışları arasında başımı önüme eğip "Sanırım biraz ağır konuştum" dediğimde yüzüne bakarken gerçekten yüzü asık duruyordu.Sonra hiç birşey demeden dönüp gittiğinde ben öylece onun bu halini izlerken "Ne yani küsmüyüz.Konuşmayacakmısın benimle" diye sorarken o elindeki dosyanın içindeki kağıda bir şeyler yazarken hâlâ sesizliğini koruyarak "Ne yani hem suçlusun hem güçlü!Asıl benim seninle konuşmamam gerekirken sen mi şimdi bana tirip yapıyorsun" derken bana dönüp baktığında "Ne yani yalan mı?İlk sen benle uğraştın her zamanki gibi tabiki!Tamam sonra ağır konuşmuş olabilirim ama sinirlendirmiştin beni yine" derken o hâlâ bana bakarak birşey demeden "Tamam oldumu senden özürdiliyorum" dediğimde hâlâ karşımda beni sesiz bir şekilde izlerken ben ona bakarken "Hem bugün benim için berbat geçmişken ve seninle konuşmaya ihtiyacım varken öyle durup izleyecekmisin beni" dediğimde "Niye yoksa çok istediğin kitap evinde işe alınmadın mı?" diye sesizliğini bozarak sorduğunda ben onun bu alaycı tavrı karşısında kendimi kötü hissederken "Ne o sevinmiş gibi bir hâlin var ama ne yazık ki işe alındım!Ama yine de sen bilmiyorsun neler yaşadığımı bugün!O an yani o an senin yanımda olmanı" dediğimde sözümü keserek "Hani bugün ağlamayacaktın.Bu yüzden mi o an yanında olmamı ve burayada benimle konuşmaya geldin.Yine birşeyleri yıkıp devirdin ve soluğu benim yanımda aldın dimi!Yani özür bahane.Seni dinleyemem.Bugün işim çok sayımı akşama kadar yetiştirmem gerek" dediğinde ben onun bu sert alaycı tavrı karşısında kalbimi kırarken bu kadar kalbim acımamıştı.Bana bu zamana kadar ağır konuşmamış ve davranmamışken ve hep o benle uğraşırken beni kızdırırken onu ne kadar kırmış olabilirim ki bana böyle davranmıştı.Sanki o an bütün dünyam yıkılmış hayal kırıklığı yaşarken "Ne yani benim sakar halime sulu gözlü olmama zoraki mi katlanıyordun.Bana konuşmaların davranışların hepsi yapmacıkmıydı.Ne şimdi bu gerçek yüzün mü?" derken sonra "Ama biz seninle çocukluk arkadaşıyız.Söylesene neden böyle davranıyorsun?Yoksa kız arkadaşından ayrıldın da hınçını benden mi çıkarıyorsun ama şunu bilki şu halinle beni kırdığının farkında ol.Çünkü bu sefer özürdileyen ben olmayacağım ve şimdi gidiyorum.Seni işinden alıkoyduğum için kusura bakma" dediğimde kendimi daha ne kadar kötü hissedebilirdim ki!Deponun kapısından çıktığımda ve belki gelir düşüncesiyle arkamı dönüp baktığımda gelmemişti.Merdivenlerden yukarı çıkarken bugünüm daha ne kadar kötü geçebilirdi ki diye düşünürken gel de şimdi bu ruh haliyle çalış ama neden kalbim bu kadar üzgündü.Şimdi artık arkadaş değilmiyiz.Ama biz çocukluğumuzdan beri kavga eder barışırdık.Hiç böyle ağır kırıcı kavga etmemiştik.Niye bu kadar uzatıp bu noktaya getirdi ki sanki..hem beni daha çok kırmışken!Offf Allah'ım yaa gel de çık işin içinden şimdi!Bu kafayla nasıl çalışacaktım ben..

Reyondaki karışmış ürünleri düzeltirken ve bu moral bozukluğu ile kitap evini düşünürken onun o gülümseyen yüzünü düşündüğüm de bile içim yine buruk ve mutlu olamıyordum.Off yaa diye içimden söylenirken yanıma yaklaşan Serpil'in sesiyle ona baktığımda "Yine her zaman ki gibi dalgınsın!Duymuyormusun beni" dediğinde şu an bütün hınçımı ondan çıkarabilirdim diye içimden geçirirken saç baş şu kıza dalmak isterdim."Çabuk sabunların olduğu bölümde yere sabun mu deterjan mı ne dökülmüş" dediğinde "Niye ben!Bir tek ben mi varım bu markette" dediğimde sinirli bir şekilde o benim bu halime garip bir şekilde bakarken "Şu an boşta sen olduğuna göre hem benim depoya inmem lazım içecek kutuları bitmiş" dediğinde ben "Depoya mı!" diye söylenirken ve Kağan diye düşündüğümde Serpil denilen kız yanımdan ayrıldığında Melek şu okullar bir açılsın bu markette şu kızın saçlarını yolmadan bu marketten gitmek yok diye kendi kendime söz verirken ne berbat bir gün Allah'ım!Ben hiç mutlu olamayacakmıyım!Neden bütün felaketleri üzerime çekiyorum bir mıknatıs gibi..hep negatif negatif diye temizlik reyonuna gittiğimde bütün sıvı deterjan yere dökülmüş temizlenmeyi bekliyordu benim tarafımdan diye hayıflanırken şimdi Serpil hanımla takılırsınız Kağan bey!Gıcık şey ne olacak yalvarsanda seninle bir daha konuşmayacağım.Havalı şey işte!Neymiş sakarım herşeyi yıkıyorum!Yok yine ağlayacakmışım!Benimle alay eder gibi konuştu yaa..kalp kırmaktan başka ne işe yararsın sen! diye söylenirken kendi kendime bir yandanda elimdeki paspasla yeri temizleyip kovadaki suyla yıkadığımda içimdeki kırgınlık ve hüzün öfkeye dönüşmüştü.

SAKAR AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin