Ankara yolcusu kalmasın dostlar...
"Her bölüm de bahanesi var bunun da" deseniz haklısınız fakat yapabileceğim bir şey yok il dışına çıkıyorum bu nedenle bir hafta kadar bilgisayarımdan ayrı kalacağım. Bu süre zarfında elbette telefonumla yazabilirim fakat sağlıklı bir bölüm olmaz ve ben şu bir hafta da kafa dinlemeyi gerçekten çok istiyorum.
Bölüm yarı yarıya hazır kısa bir alıntı paylaşacağım sizlerle. Ve gelecekten ufak bir kesit.
6. BÖLÜM ALINTI
"Ne işin var senin burada?"
Çatık kaşlarımla ona bakıyor olmam onu pek etkilemiş gibi durmuyordu.
"Konuşmamız gerek."
'Konuşabilir miyiz?' ya da 'Özür dilerim' anlamlarını taşır şekilde değil 'Ben böyle olmasını istiyorum çünkü lanet olasıca despot herifin tekiyim' şeklinde bir cümleydi.
"Ben konuşmak istemiyorum." Yanından geçip gitmeye kalktığımda kolumdan tutup kendisine çevirdi.
"Bak ben sana bugün öyle söylemek istemedim. Gördüğüm şey neyse ondan bahsettim."
Bu tekrar aynı hatayı yapmaya mı gelmişti?
Resmen özür dileyeceğine hala 'ben böyle gördüm' diyordu. Delirmekte haklıydım. Öyle değil mi?
"Sen buraya beni tekrar suçlamaya mı geldin?"
Cevap vermesine izin vermeden devam ettim sözlerime.
"Sen kimsin ki? Kimsin sen ya? Ne hakla beni yargılaya biliyorsun? Babam olsan yargılayamazsın sen beni bu yüzden. Sana ne o adamın kim olduğundan. İster kocam olur ister sevgilim ister ağabeyim, babam. Sana ne? Biz seninle sadece bir süre birlikte olacağız dedik. Şimdi sen niye benim kiminle görüştüğüme karışıyorsun?" Sesim gittikçe yükseliyordu ve o sesini çıkarmadan beni dinliyordu. Bazı şeyleri kafasında tartıyor gibi görünüyordu.
"Tamam, haklısın. Ama bu birlikte olduğum kadını başka adamlarla kucak kucağa bulmam gerektiği anlamına gelmesin. Beni karşında başka bir kadınla samimi şekilde görsen eminim sen de bu durumdan haz etmezsin. Öyle değil mi?"
Gözümün önüne başka kadınlarla öpüşürken ya da en sarılırken olan görüntüleri gelince silkelenip kendime geldim. Kesinlikle kaldırabileceğim bir görüntü değildi. En azından midem için.
***
Gelecekten Kesit;
"Hastamız yeni uyandı. Birkaç saat içinde kendisine gelecektir." diyen doktorla derin bir nefes aldı Ali.
Biricik kız kardeşini acılar içinde çığlık çığlığa gördüğünde çok fazla korkmuştu. Ailelerine yeni bir melek daha katılmıştı. Ciddi anlamda bir melek gibiydi.
Yemyeşil gözleri vardı. Ali onu görmüştü ve tıpkı babası gibiydi. Adı da öyle. Beren.
Beren Hancıoğlu.
Belki de babasını asla tanıyamayacak olan ama neredeyse aynı adı taşıyan, aynı renk gözlere sahip yeni bir Hancıoğlu.
***
YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN. KEYİFLİ OKUMALAR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOPRAKTA SAKLI -HANCIOĞLU SERİSİ 1-
Ficção Geral-Hancıoğlu Serisi 1- Ortak bir proje, bir çift yeşil ve kahve. Heyecan, arzu, aşk, şehvet ve şefkat... Baran Hancıoğlu & Toprak Varan