TOPRAKTA SAKLI -HANCIOĞLU SERİSİ 1-

&9& UÇAN SIR

Önceki Bölümden;

8. Bölüm – 3B

"Kızardın mı sen?" Başımı biraz daha göğsüne gömdüm.

"Beni rahat bırak Hancıoğlu."

Gülüşüyle hareketlenen göğsü muhteşem bir şekilde beni kendine çekiyordu.

"Hadi yatağa küçük hanım."

Kaşlarımı çatıp gözlerimi ona diktim.

"Küçük mü?"

Gözleri kısılmış gülümserken ellerini belime yerleştirip yatağı işaret etti. Kocaman yatağa yerleştiğimizde kollarını belime dolayıp sıkı sıkı sarıldı. Başımı göğsüne yerleştirdiğimde günün verdiği yorgunluk ve duşun vermiş olduğu mayışmanın etkisiyle gözlerim yavaş yavaş kapandı, huzur dolu bir uykuya teslim ettim kendimi ve tam uyumak üzereyken duydum; şuan anlamadığım ama aslında bir şeylerin değiştiğini ifade eden o sihirli kelimeyi.

"İyi uykular, kara kız."

9. BÖLÜM – UÇAN SIR

Güne gözlerimi Baran'ın kollarında açmak huzur dolu bir eylem iken; yerinden çıkacakmış gibi atan kalbim tam bir işkenceydi. Bu adamın yanında olmak sonbahar gibiydi. Arada sert rüzgarlar estiriyordu ve üşüyordunuz, belki de düşünüyordunuz. Arada ise sıcacık bir güneş ışığı parıldıyordu ve içiniz ısınıyordu. Yine de bir şekilde sevdiriyordu kendini size. Fakat herkesin yapabileceği bir şey değildi sonbaharı sevmek.

Belime dolanan kolları hareket ettirmemeye çalışarak yüzümü ona doğru döndüm. Parmak uçlarımla okşadım tenini. Elmacık kemiklerinden dudaklarına, dudaklarından köprücük kemiklerine, omzuna, göğsüne, çarşafın örttüğü karnına doğru işaretledim parmaklarımla. Yavaş yavaş kasılan vücuduyla bir anda karnında duran elimi yakaladı.

"Demek yaramazlık yapıyorsunuz küçük hanım."

Gülümseyerek gözlerimin içine bakarken bir eli belimden yukarı çıkıyor, göğsümün kenarlarında gezinip tekrar belime iniyordu.

"Evet bayım, bunun için bana ne yapacaksınız?"

Gözlerinin saniye saniye kararması ve o berrak yeşillerin kopkoyu hale gelmesini izlemek muhteşemdi. Belimdeki eli kalçama gidip sertçe sıkarak kendine çekti. Vücudumun yarısı onun üzerindeyken çok rahat olmam normal miydi?

Saniyeler içinde dudakları dudaklarımı buldu.

Nefes almaksızın öpüşürken çalan telefonuyla sessizce küfür savurup üstümden kalktı Baran. Telefonla konuşurken cama doğru yaklaşıp sağ kolunu dayayıp konuşmaya devam etmesi gerçekten de fazla seksi değil miydi? Birkaç dakika süren konuşmasının ardından bana döndü.

"Şirkete gitmem gerekiyor. Seni eve bırakmamı ister misin?"

Eve geçip üzerimi değiştirdikten sonra şirkete geçmek mantıklıydı. Kafamı sallayarak onu onayladıktan sonra kalkıp duşa girdim. Hazırlanıp evden çıktığımızda Baran şoförüne önce benim eve gidip oradan holdinge geçeceklerini söyledi. Araba evin önüne yaklaştığında hızla Baran'ın yanağın bir öpücük kondurup bir şey söylemesine izin vermeden indim arabadan.

Birkaç saat sonra şirkete geçtiğimde şantiyedeki yangın yüzünden yapılamayan son toplantı için Hancıoğlu'nun gelmesini bekliyorduk. Toplantıya 15 dakika kala Eda'nın arayıp Baran Bey'in geldiğini söylemesiyle onu içeri almasını söyleyip üstüme çeki düzen verdim. Gri renk, boyu dizlerimde biten, fakir kol dar bir elbise giyip saçlarımın uçlarını dalgalandırıp üst kısmından yarısını toplayarak ufak bir topuz yapmıştım.