Chapter 3

450 48 13
                                    

Bölüm 3: chance

Bölüm şarkısı: Bad Liar- Selena Gomez

☁☁☁

Kafeden eve doğru yürürken bir yandan da elimde tuttuğum çantamın içinde son okuduğum kitabı arıyordum. Kitabı annem ben çok küçük bir kızken yatmadan önce bana okurdu. Öldükten sonra hiçbir eşyasını atmadan o kitabı da özellikle yanıma almıştım ve ne zaman aklıma gelse açıp annemin çizdiği cümleleri okurdum. Sonunda bulduğumda çantamın içindeki karmaşıklıktan etkilenmemiş olmasını dileyerek kontrol etmeye başladım. O sırada yoğun bir İngiliz aksanı adımı telaffuz etti. Adımın telaffuzuna göre aksanı anlayabiliyorum. Aynı bu kişinin de kim olduğunu bildiğim gibi.

"Hey, Taylor."

"Merhaba Harry." Bir fırsat yakalayabildiğim için mutluydum.

"Elindeki kitap dikkatimi çekti de. Uzun zamandır aradığım bir kitaptı. Eğer senin için bir sorun olmayacaksa, ödünç alabilir miyim diye soracaktım."

Bir elimdeki kitaba bir de Harry'e baktım. Esasen Harry hiç de bunu okuyacak gibi durmuyordu. Yani yoldan geçen herhangi biri imkanı yok, bunu Harry'nin okuyacağını düşünmezdi. Onun için fazla klasik kalıyordu desem? Ama isteğini geri çevirirsem hem büyük bir kabalık olurdu hem de onu tanıma şansını kaçırırdım.

"Uhm, okuyacaksan alabilirsin." Dedim kararsızca. İnsanlara okuduğum kitapları vermekte hep zorlanıyordum. Titreyen ellerle kitabımı ona uzatırken baya endişeliyim, kitabımın başına bir şey gelmesini istemezdim.

"Merak etme, iki güne veririm." Dediğinde şaşırdığımı itiraf etmeliydim. Pek hızlı kitap okuyan birine benzemiyordu çünkü. Belki de ön yargılı davranıyordum.

"Sorun değil." Dedim ve yolda araba olmadığını görünce karşıya geçmek için hareketlendim. Benimle birlikte onun da karşıya geçtiğini gördüğümde bugün kaçıncı olduğunu bilmediğim kere şaşırdım. 

"Evin bu yönde galiba?" Diye mırıldandım. Bu çifte şans demekti. Bana dönüp gülümsediğinde keşke sormasaydım dedim çünkü o bana gülümsedikçe ondan etkileniyordum.

"Öyle."

Yolun geri kalanında ikimiz de konuşmadık. Aynı yönde olabilirdi evlerimiz, evet ama tamamen aynı yolda olması biraz garipti.

Evimin önüne geldiğimde durdum ve ona döndüm, "Evime geldim. İyi akşamlar, Harry. Uhm ve yol arkadaşlığın için teşekkürler. "

"Öyle görünüyor ki evlerimiz yan yana."

"Ne?" Şaka olmalı.

"Yan evde oturuyorum. Ne büyük tesadüf değil mi?" Bir yandan da saçlarını dağıttı eliyle.

"Baya büyük bir tesadüf."

Aslında tesadüfe inanmıyordum. Bence bir şey oluyorsa ve biz bunu tesadüf olarak nitelendiriyorsak bence buna tesadüf denemezdi. Bence her şeyin olmasının bir sebebi olurdu. Ama bunu ona söylemeye gerek duymadım. 

Ayrıca, yan yana evler mi? Başka bir şey isteseydim gerçek mi olacaktı yani! Ben böyle düşünürken Harry çoktan kendi evinin bahçesine ulaşmıştı, bana el salladı ve evine girdi. Ben de derin bir nefes aldım ve eve girdim.

Ross'un evde olmadığını sanıyordum fakat mutfaktan gelen kokular ile yanıldığımı anladım. Hızlı adımlar ile mutfağa gittim ve tencerenin başında görmemle onun yanına gidip sıkıca sarıldım.

"Swizzle, bu kadar özlendiğimi bilmiyordum." Diyerek güldü.

"Kapa çeneni Rwizzle. "

Yan gözle ne yaptığına baktım. Fokurdayan makarna tenceresini gördüğümde gözlerimi devirdim. Daha egzotik bir şey beklemiştim.

"Bu güzel kokular makarnadan geliyor olamaz."

"Sos yapıyordum. Onun kokusu sanırım. Her neyse daha yemek hazır değil gördüğün gibi."

Başımı salladım, bu demekti ki git, üzerini değiştir ve ev moduna gir. Çantamı koyduğum masadan aldım ve duvara yasladığım gitarı da alıp odama çıktım. İki katlı bu müstakil ev çok hoşuma gidiyordu. Nostaljik parçaların olduğu odama girdiğimde, gitarımı her zamanki yerine yerleştirdim ve çantamı yatağın üzerine fırlattım. Üzerime pijamalarımı alırken bugünü düşünmeden edemiyordum.

Harry Styles, nasıl biriydi en ufak fikrim yoktu ancak şu saatten sonra onu tanımaya çalışmaktan da vazgeçmeyecektim. Özellikle de fırsatım varken.

Trouble Ψ Wildest Dreams //DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin