Chapter 27

233 28 16
                                    

Bölüm 27: "I Love You, Sel."

Bölüm şarkısı:
—Raviş -Güzel Kadın
—We Don't Talk Anymore- Charlie Puth ft. Selena Gomez

☁☁☁

Taylor Swift

"Harry ile olduğunu biliyorum..."

O an, sanki dünya başıma yıkılmıştı. Hatta sadece dünya da değil, evren başıma yıkılmıştı. Adlandıramadığım kadar korkunç bir endişe duygusu çevremde yer edinirken, ne diyeceğimi bilememiş ve ağzım açık, öylece kalakalmıştım.

Gerçi, ne sanmıştım ki? Sonsuza kadar bunu sadece Harry ile benim sırrımız olarak saklayacağımızı mı? Komik olmayın...

Aslında bir an umutlanmıştım, gerçekten de güzel bir anı hep güzel kalabilir sanmıştım ancak görüyordum ki, yanılmışım.

Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.

Her zamanki gibi kendi kendime bulduğum bu söz kendini göstermişti.

"Carla ben..." Diyerek bir konuşma başlatmaya çalıştım ama beceremedim. Çünkü diyecek bir şeyim yoktu, çünkü acizdim.

"Taylor sen ne?" Diye sesini yükselterek başladığı lafa, sesini alçaltarak devam etti. "Sen, Edgar ile sevgilisin ama Harry ile bir gece geçiriyorsun." 

Gözlerimi suçlulukla yumdum. "Carla lütfen dinle." Dedim. Ardından gözlerimi açtım ve ona doğru bir adım attım.

"Seni dinliyorum." Diyerek koltuğa oturdu. Ben de karşısına oturdum ve derin bir nefes alarak kendimi söyleyeceklerime hazırladım.

"Ben yarışmadan hava almak için dışarı çıktım. Sonra birdenbire takip edildiğimi hissettim. Bir kol beni geri çekti ve bu kişi Harry'ydi...Sonra bana orada beklememi söyleyip gitti. Birkaç yumruk sesi geldi ve ardından elinde şarkı sözlerinin yazdığı çantam ile geldi. Ben farketmeden çantamı yürütmüşler...Bana zarar verebilirlermiş çünkü düşman plak şirketinin adamlarıymış."

Sustum bir an ve titrek bir nefes verdim. Anlatması zordu, sanki her bir anını tekrar tekrar yaşıyor gibiydim. "Carla ben çok özür dilerim...O an çok korkmuştum. Harry de beni iyileştirmek için çabalıyordu. Ona sahile götürmesini söyledim fakat o kafamı dinlemem gerektiğini söylerek beni dağ evine götürdü. Carla yemin ederim ki aramızda en ufak bir yakınlaşma dahi olmadı. Arkadaşca bir şeyden ibaretti."

Konuşmam bitmişti. Diyecek başka hiçbir şeyim yoktu çünkü kelimelerim tükenmişti. Aslında daha çok şey söylemek istiyordum. Edgar'ı sevdiğimi fakat sevgili olmamızın doğru bir karar olup olmadığını sorguladığımı, Harry'e hala aşık olduğumu, kendimi kapana kısılmış hissettiğimi ve daha birçok şeyi haykırmak istedim. Haykıra haykıra ağlamak istedim ama hiçbirini yapamadım. Onun yerine biraz yaklaştım ve Carla'ya sarıldım. Buna ihtiyacım vardı. Hiç tereddüt etmeden bana karşılık verdiğinde, küçük bir tebessüm ettim ve onu dinledim.

"Sana inanıyorum Taylor lakin bir an önce duygularına karar vermelisin. Zira Edgar çok iyi bir çocuk. Onu üzme lütfen."

Başımı salladım. Bir an aklıma şu takıldı, Carla bunu bir başkasına söyler miydi? Bu gerçek ortaya çıkar mıydı?

"Carla---" deyip ona aklıma takılan bu soruyu ona yönetecektim ki o lafımı böldü. Zira eğer ki ona bunu sorup, içimi rahatlatmazsam, biliyordum ki ağız tadıyla bir uyku uyuyamazdım.

"Merak etme Tay. Bunu kimseye söylemeyeceğim..."

Zilin çalmasıyla derin bir nefes alarak ondan ayrıldım ve "Kim gelmiş olabilir ki?" Diye mırıldandım. O an aklıma Ross olabileceği geldi ve hemen ayağa kalkıp "Belki Ross gelmiştir." Dedim ve onun cevap vermesini beklemeden kapıya koştum. Kapıyı açmadan önce derin bir nefes aldım ve ardından kapının kulpunu çevirdim. Karşımda Ross'u görmeyi beklerken Selena'yı görmek elbette beni şaşırtmıştı ve yüzümün düştüğüne emindim. Yine de zoraki bir gülümseme sundum ona.

Trouble Ψ Wildest Dreams //DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin