"Kalbim sana gerekeni söyledi Yeri. Senden hoşlanmaya başladım." bunu söylemesi kalbimin teklemesine neden oldu. Duygularımızın karşılıklı olmasına inanamıyorum. Bir şey söylemeden kollarımı beline doladım. Boy farkı yüzünden boynuna dolayamıyorum kollarımı.
Tam ben de senden hoşlanıyorum diyeceğim sırada tiz bir çığlık duyuldu. Hemen sesin geldiği yöne koşmaya başladık. Geldiğimizde Tae oppa İrene unninin beline kollarını dolamış ve arkasına saklanmıştı. 15 yaşlarında bir kızda Tae oppaya ulaşmaya çalışıp fotoğraflarını çekiyor ve "Sen benim oppamsın. Nasıl başka bir kızla baş başa dolaşırsın?" diye bağırınıyordu.
"Ne oluyor burada?" diye Suga oppa geldi yanımıza. Tae oppa işaret parmağıyla kızı gösterdi. "Bu kız beni taciz ediyor ." dedi. Kız Tae oppaya sinirlendi ama sinirini İrene unniden çıkarmaya karar vermiş olmalı ki onu aşağılamaya başladı. "Sen! Sehun oppa, Bogum oppa yetmedi bir de benim oppama mı sarkıyorsun? Hiç bir yeteneğin yok, sırf güzelsin diye iş veriyorlar sana. Hiç bir ilgiyi hak etmiyorsun!"
Ben olsam bu sözler karşısında dayanamayıp ağlardım. Ama İrene unni öyle yapmadı. Sapasağlam kızın karşısında durdu. İşte bu yüzden bizim liderimizdi. O her zaman güçlü ve olgun biri olmuştu. Çelik gibi sinirleri vardı.Sakince konuşmaya başladı. "Aşağılaman bittiyse ben gideyim." dedi ve arkasını dönüp gitmeye başladı. Ben de onun peşinden gitmeye başladım.
Çok sakin yürüyordu. Sanki az önceki olay olmamış gibiydi. Uzaktan Tae oppanın sesi geliyordu. "Ya! Nasıl fanboyu olduğum birini aşağılarsın artık oppan değilim."
Bunları duyunca İrene unni hafif gülümsemeye başladı. Gülümsemesi kahkahaya dönüşürken ona hayretle bakıyordum. Kahkahası hıçkırıklara dönüştü ve yere çöküp ağladı. Ben de yere çöktüm ve ona sarıldım. İlk defa benim yanımdayken ağlıyordu.
"Artık kaldıramıyorum Yeri. Ben sürekli iyi olmak için çabalarken beni bitirmeye çalışıyorlar. Her zaman kadın idoller çok çalışırken onlardan nefret ediyorlar. Biricik oppaları ne yaparlarsa yapsınlar onlar hep el üstünde tutuluyor."
Benim de gözümden bir gözyaşı süzüldü. Onu anlıyordum. Stajyerken çok çalışırdı. O, Seulgi unni ve Taeyong oppa stajyerlerin öncüsüydüler. Ayakları tutmaz olana kadar pratik yapardı. Çıkış yaptıktan sonra da güzelliğiyle bilinmişti. Ama o güzelliğiyle değil yeteneğiyle tanınmak istiyordu. Her gün farklı programlara katılıyor, katalog çekimleri yapıyor, mclik yaparken de grup aktivitlerine katılıyordu. Böyle çalışırken insanların böyle yapması tabiki üzüyordu onu.
Kafasını kaldırıp suratıma baktı. "Aigoo. Maknae sen niye ağladın?" diyip gözyaşlarımı sildi. Bu haliyle bile benimle ilgileniyordu. "Hadi unni otele gidelim." dedim ve İrene unni ile otele doğru yürüdük.
---------------------------------------------------------------
Jungkook hala odaya gelmemişti. Aynadan kendime baktım. Saçlarım her comebackte boyanmaktan yıpranmıştı. Saçlarıma bakım yapmaya karar verdim. Kısa bir duş alıp saçlarımı temizledikten sonra kozmetik ürünleri bulunan byük çantayı makyaj masasının üstüne koyup içindekileri çıkardım.
Kazandığım paraları bunlara yatırıyordum. İlk önce suratımı güzelce temizledim. Zaten cildim parlak olduğu için maske yapmadım. Sarı pembe saçlarımı iki yanıma ayırdım ve saç bakım kremiyle kremledim. Çilekli saç kremimi de elime alıp gülümsedim. Saçım hangi renkteyse ona göre krem alıyordum. O sırada odanın kapısı açıldı ve içeri Jungkook girdi.
Arkama geçti ve eğildi. Aynadan ikimize bakıp gülümsedim. O da gülümsedi. "Vay canına gerçekten çok yakışıyoruz." dedi. Evet, haklı.
Elimdeki kreme baktı." Ne yapıyorsun?" diye sordu. "Saçlarım yıpranmış, bakım yapıyorum."
Düşündü."Ben yapayım saçlarına bakım. " "Sen mi?"
"Evet ben. " diyip kremi eline sıktı ve saçlarımı nazikçe sürmeye başladı. Bense aynadan ona bakıyordum. Son derece işine odaklanmış görünüyordu ve dudaklarını büzmüştü. Bu hali bana çok tatlı gelmişti ben de kıkırdamaya başladı.
"Ne oldu çilek kız?" dedi. "Çilek kız mı?"
"Evet çilek kız." diyip gülümsedi. "Çok tatlısın Kookie."
"Aynı zamanda yakışıklı ve seksiyim değil mi?" Aha böbürlenmeye başladı.
"Tatlısın Kookie tatlı." dedim. Onu sinirlendirmek için.
Saçlarımı sol omzuma topladı ve açıkta kalan boynuma eğildi. Bense donmuştum, ciddi anlamda donmuştum. Boynumdan kulağıma kadar dudaklarını sürterek çıktı. Tenim karıncalanmaya başlamıştı. Pekala kendini övdüğü kadar varmış. Dudakları kulağıma temas ederken yutkundum.
"Hala aynı fikirde misin çilek kız?" diye fısıldayınca bayılmamak için kendimi zor tuttum.
Aman tanrım böyle bir bölüm yazdığıma inanamıyorum. Jungkook'u öyle düşününce bayılacaktım. Vote ve oylarınızı eksik etmeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
99 LOVES KOOKİE(Jungri)
FanfictionJungkook zarfı açar. 99. Ne yani ipucu bu kadar mı? Yeri zarfı açar. İpucu kurabiye. Jungkook ve Yeri popüler program We Got Married'e katılırsa ne olur? "Bu kitabın kapağı Balaccie'nin Büyü Dükkanı'ndan satın alınmıştır."