Marry You

873 88 15
                                    

Arkadaşlar dondurmalı kurabiyeli pasta tadında bir bölüm yazdım. Umarım hoşunuza gider düşüncelerinizi satır arası yorumlarda bekliyorum. Brra! Neden öyle dedim bilmiyorum içimden geldi.


Parti devam ediyordu ama ben şimdiden yorulmuştum. Kendimi çift kişilik koltuklardan birine attım. Sonra karşımdaki koltuğa Mark geçip oturdu.

"Resmen seni şuan kıskanıyorum Yeri."

"Neden ki?"

"Neden mi? Ülkenin en gözde maknaesinin eşisin ve sana sürpriz olarak kocaman bir parti düzenliyor. Sonra Mark neden Yeri'yi kıskanmasın. Bir de benden sonra stajyerliğe başlayıp benden önce çıkış yaptın. Bunu da unutmamak gerek."

Bu söylediklerine karşın kıkırdadım. "Sen de ne dolmuşsun. Tamam ya istediğin maknae olsun ben sana ayarlarım birini."

"Ya! Senden böyle bir şey isteyen olmadı." Bu sefer de kahkaha attım. Mutluluk bende kafa yapmış olmalıydı. Eğer öyleyse umarım hep kafası güzel dolaşırdım.

"Hadi Yeri. Doğum gününde böyle oturacak mısın?" dedi Taeyong oppa.

"Evet öyle düşünüyorum. Çünkü yoruldum."

"Olmaz. Sana sürpriz hazırlayacağız diye tüm şirket kıçımızı yırttık bir zahmet eğlen." diye açık sözlülüğünü konuşturdu Taeyong oppa.

"Hahah. Tamam o zaman." dedim ve ayağa kalktım. Dj'in yanına gittim ve mikrofonu aldım.

"Değerli meslektaşlarım ve sevdiklerim hepinize teşekkür ederim bu özel gün için. Şimdi... vokal olan olmayan herkes şarkı söylesin istiyorum. Let's go!" diye bağırdım ve yüksek yerden zıplayarak indim.

Sahneye ilk Taehyung oppa çıktı ve "Size muhteşem bir şarkıyı seslendireceğim. Söyleyen kişi çok değerli biri." dedi.

Şarkı çalmaya başlayınca bunun Tae oppanın şarkısı Stigma olduğunu anladım ve kahkahalara boğulduk. Alem çocuktu. Kendi şarkısını reklam ediyordu. Ama ne diyeyim güzeldi şarkı. Şarkı nakarat kısmı gelince gözlerim dolmuştu. 'Im sorry Im sorry my brother' kısmına gelince kendimi tutamayıp ağlamıştım. Ben de bir tuhafım şarkı başladığında kahkahalara boğolmuş sonrasında ise gözyaşları içinde kalmıştım. Şuan bu çocukların fanlar üzerindeki etkisini anlamıştım galiba.

Jungkook ise ağladığımı görünce gelip bana sarılmıştı.

Onun bu şevkatli hallerini çok seviyordum. Sonrasında bir kaç kişi daha şarkı söyledi. Joy unni şarkı söylerken J-hope oppa twerk yapmaya başlayınca orada bulunan herkes gülmekten kırılmıştı. En son Jungkook sahneye çıktı.

Ve şarkıyı söylemeye başladı. Ama bu... Marry you şarkısıydı.

Bal gibi sesiyle söylemeye başladı.

'It's a beautiful night

We're looking for something dumb to do

Hey baby i think i wanna marry youu.'

Bu sırada bana doğru yaklaşıp önümde diz çöktü ve cebinden bordo bir kutu çıkardı. Tek eliyle kutuyu açtı bu sırada şarkıyı söylemeye devam ediyordu.

Kutuda bana resmen gülümseyerek bakan pembe bir tek taş vardı. Ben şok olduğum için hala bir tepki vermemiştim. Şarkı bitmiş herkes nefesini tutmuş beklerken ben sadece bir Kookie'ye bir de yüzüğe bakıyordum.

Oradan Seohyun unninin şarkı söylemesi ile kendime geldim. 'Oh baby don't say no!'

Kendime geldikten sonra Jungkook'un yanından geçtim. Hayal kırıklığından olsa gerek kutuyu tutan eli yavaşça aşağı doğru indi. Herkes ne yapacağımı beklerken Jungkook'a sırtından sarıldım ve "Sana nasıl hayır derim Kookie'm sen başıma gelmiş en güzel hediyesin."

Başını yanına çevirerek bana baktı. Gözleri dolmuştu.

"Çok seviyorum." dedi. Ona tekrar sarılmadan önce ben de mırıldandım.

"Seni dondurmalı pastanın kurabiyeyi sevdiğinden daha çok seviyorum Jeon Jungkook."

Bölüm kısa oldu ama hoşuma gitti. Bunları mutlu etmeyi çok seviyorum yaa. Ama Vrene'i diğer kitabımda hep üzüyorum. O kitabıma da bakmak isterseniz profilimde var. Hikayelerim benim bebeklerim. İyi akşamlar arkadaşlar. Umarım bizler de hem çok seveceğimiz hem de çok sevileceğimiz kişiyi buluruz, amin.

Bu bölümü yazarken hasta ve bitaptım ama modum yükseldi. Jungri etkisi.

99 LOVES KOOKİE(Jungri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin