7!

104 15 67
                                    

"Günaydın." dedi Hestia ve Ashton'ın yanına oturup kafasını omzuna yasladı. Diğerleri de ona "Günaydın," diye karşılık verdi. "Audrey yok mu?"

"Yok, bu sabah da görmedim onu." dedi Luke elindeki kitaptan kafasını kaldırmadan. 

"Benim Noel mektubuma da dönmedi." dedi Hestia endişeyle.

"Benimkine de." dedi Luke ama o, o kadar endişeli değildi. "Ama bir şeyi yoktur, yani öyle bir şey olsa haberimiz olurdu sonuçta. Hogwarts'a varınca görürüz onu zaten."

"Ya yoksa?" dedi Hestia.

"Boşuna kuruntu yapmayı kes Hestia, Audrey'den bahsediyoruz çıkar bir yerlerden merak etme." 

"Umarım öyle olur." diye mırıldandı Hestia ve tekrar arkasına yaslandı. 

"Şu Audrey değil mi?" dedi Michael parmağıyla önlerinden geçen kızı işaret ederken. "Audrey?" diye seslendi kapıyı açıp ama kız dönüp bakmadı, aksine adımlarını hızlandırıp başka bir kompartımana girdi.

"Neden yanımıza gelmedi?"

"Dönüp bakmadı bile!"

"Belki de başka biriydi, biz benzettik?" dedi Ashton .

"Evet, olabilir."

"Hayır, o Audrey'di. Eminim!" dedi Hestia. "On iki senedir en yakın arkadaşım o, başkasıyla karıştıracak halim yok."

"İyi de zaten on dört yaşındasın Hestia."

"İki yaşından beri arkadaşım. Ben de biliyorum on dört yaşında olduğumu Calum!"

"Of tamam benden daha zeki gibi davranmayı kesebilirsin Hestia."

"Senden zeki gibi davranmıyorum, Calum."

"Çünkü öyle." dedi Ashton ve gülerek sevgilisine daha sıkı sarıldı.

"Tamam, yeter kes sesini Hufflepuff." dedi Michael gülerek. Bunun üzerine Ashton, Michael'a dönüp tısladı.

"Hadi tercüme et bunu küçük yılan." 

"Ha-ha, komik çocuk!" dedi Michael ve Ashton'a sırtını çevirdi. Karşısında oturduğu için bu biraz zor oldu ama başardı.

"Aman tanrım Michael Noel tatili sana bir esneklik kazandırmış bacaklarını nerene soktun?" dedi Calum gülerek.

"Sana verecek güzel bir cevabım vardı ama April'ı gördüm ve yanına gitmek istiyorum, görüşürüz ezikler!" dedi Michael ve oturduğu garip pozisyondan çıkıp April'ın yanına gitti.

"Michael gittiğine göre..." dedi Calum ve bacaklarını Luke'un dizine uzattı.

"Çek o koca ayaklarını Hoodie." dedi Luke ve Calum'ın ayaklarını üzerinden itti.

"Kötü bir arkadaşsın."

"Cübbemi kirletiyorsun." dedi Luke ve Calum'ın ayakkabıları yüzünden toz olmuş cübbesini eliyle temizledi. Bu sırada kompartımanın kapısı açıldı ve Evelyn'in gözleri içeriyi taradı. 

"Hood!" dedi Evelyn heyecanla. "Bir kaç dakika benimle gelmen gerekiyor." 

"Neden?" diye söylendi Calum.

"Dediğimi yap." dedi Evelyn ve Calum'ı da sürükleyerek dışarı çıktı. Kompartımanda garip bir sessizlik oluştuğunda Luke, Ashton ve Hestia'ya baktı.

"Sizi yalnız mı bırakmalıyım?"

"Şey... Gitmek zorunda değilsin?" dedi Ashton. 

"Tamam, anladım ben. Görüşürüz." dedi Luke ve gülümseyip kitabını aldı. "Ben de Audrey'yi bulayım." Ve kompartımandan çıktı. Ashton Hestia'ya döndü ve aralarında garip bir sessizlik oldu.

"Ee, tatil nasıldı?" dedi Ashton gülümseyerek.

"Büyük annemlere gittik." dedi Hestia ve güldü. "Seninki?"

"Normal işte, evde."

"Hım, güzel." Ve ikisi de tekrar sessizliğe büründü.

"Of, Hestia!" dedi Ashton.

"Ne oluyor?" dedi Hestia ve Ashton birden Hestia'ya sarıldı. Bunun üzerine Hestia güldü ve kollarını Ashton'ın beline doladı. 

"Şey, Hestia?"

"Efendim Ash?"

"Şey, ıhm, seni öpebilir miyim?" dedi Ashton utançtan ölmek üzereyken. Hestia'nın gözleri açıldı ve Ashton'a baktı.

"Şey, tamam?" dedi Hestia biraz geveleyerek. İkisi de gözlerini kapattı ve Ashton, Hestia'nın dudaklarına minik, masum bir öpücük bıraktı. Sonrasında ikisi de utanıp kızardı ve gülümsedi. 

-------------------------------------

"Audrey?" dedi Luke bir kompartımanın içinde kızı görünce. Audrey, Luke'u duymasına rağmen o tarafa bakmayı reddetmiş ve birbiriyle konuşan diğer Ravenclawlar arasında sessizce oturmaya devam etmişti. Bunun üzerine Luke, kompartımanın kapısını araladı ve diğer Ravenclawlara selam verdikten sonra Audrey'nin yanına oturdu. "Hey." dedi fakat kız cevap vermedi. "Bir sıkıntı mı var? Aramız mı bozuk?"

"Sence?" dedi Audrey sinirle ve yerinden kalkıp kompartımandan çıktı. Luke da "Görüşürüz." dedikten sonra onun peşinden çıktı ve kıza yetişti. "Sıkıntı ne?" dedi Luke Audrey'nin önüne geçip geri geri yürürken. Kendi kompartımanlarına geldiklerinde Luke kapıyı açtı ve Audrey'yi içeri geçmesi için ittirdi. İçeride garip bir şekilde sessizce oturan Hestia ve Ashton'a aldırmadan Luke sorusunu tekrarladı. "Sıkıntı ne?"

"Bazen gerçekten çok mu aptalsın yoksa çok mu körsün ayırt edemiyorum Luke." dedi Audrey.

"Sizi yalnız bırakmamızı ister misiniz?" dedi Ashton.

"Hayır, gerek yok." dedi Audrey ve oturduğu yerden kalktı. Bunun üzerine Luke, onu tutup oturttu ve Ashton'a döndü. "Evet, teşekkürler." Ashton ve Hestia kompartımandan çıktıktan sonra Luke, Audrey'ye döndü. "Anlat."

"Luke, daha ne kadar açık olmamı-"

"Çok açık ol."

"Sana çok kırıldım. Gerçekten beni o gece çok üzdün ve bunun için senden nefret ediyorum. Ben, sen bana bu kadar ısrarla sorunca..."

"Tanrım, Audrey... Ama ben?.." Luke dehşete düşmüştü.

"Biliyorum, biliyorum Daisy'den hoşlanıyorsun, düşüncesi bile aptalcaydı zaten. Seni suçlamamalıyım sonuçta ben eğer fazla umutlanmasaydım bu kadar kırılmazdım. Eğer benimle konuşmak istemezsen anlayabilirim. Zaten bu yüzden sizden uzak durmaya çalışıyordum."

"Ben, ne demem gerekiyor bilmiyorum."

"Bir şey demene gerek yok." dedi Audrey kafasını geriye atıp ağlamamaya çalışırken. Bu sırada kapı hızla açıldı ve Michael ile Calum içeri girdi.

"Yanlış bir zamanda mı geldik?" dedi Michael.

"Audrey hayattasın!" dedi Calum sevinçle. 

"Evet, her neyse görüşürüz." dedi ve Audrey kompartımandan hızla çıktı.

"Neden gitti?"

"Siz ne konuştunuz?"

"Önemli bir şey değildi." dedi Luke bacaklarını kendine çekip Audrey'nin dediklerini düşündü. "Sizce Audrey bana gerçekten çok mu kırıldı?"

"O anda yanındaydım, Luke. Gerçekten hayal kırıklığına uğradığını çok net bir şekilde fark ettim. Hoş değildi." dedi Calum Luke'a bakarak.

"Tamam, teşekkür ederim." dedi Luke ve Audrey'yle konuşmak için ayağa kalktı.

"Nereye gidiyorsun? Hogwarts'a vardık. Ortak salonda falan konuşursun onunla."

"Onun yanına gideceğimi nereden anladın Calum?" 

"Ah, hadi ama çok da zor bir şey tahmin etmedim." dedi Calum ve güldü. "Bence Audrey'yle konuşmamalısın Luke, onun hislerini tahminimce artık biliyorsun daha fazla üstüne gitmemelisin."

"Bunları nereden biliyorsun sen?"

"Audrey'yle tahmininden daha yakın arkadaşız Luke." 


common room//5sosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin