Tavandaki pencereden süzülen güneşin ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Bugün okullar açılıyordu. Üzerime siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon giymistim. Siyah spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirip yan odaya girdim. Dün mekana geldikten yarım saat sonra Ayaz da gelmişti ve fena halde gözüküyordu. Ne olduğunu anlatmadan odasına çıkıp kapıyı çarpmıştı. Kesin yine babasıyla tartışmıştı. Hep böyle olurdu zaten babasıyla hiç anlaşamazdı. Kavga edip mekana gelirdi. Benimde mekanda olduğum zamanlarda gelip konuşurdu. Hatta bazen ağlardı. Ben bazen annemde baze evimde genelliklede mekanda kalirdim. Genellikle mekanda kalirdim çunkü burası Filiz belasının evine en yakın ve güvenli olan tek yerdi. Kardeşimi beni kışkırtmak için kullanırdı hep. Neden bilmiyorum ama babamla evlendiği ilk günden beri kardesim ve bana büyük bir nefret besliyordu. Bende aynı şekilde ondan nefret ediyordum. Kardeşimin vekaletini babam almıstı ve kardesim mecburen o Filizle ayni evde kalmak zorundaydı. Babamın hiçbirşey den haberi yoktu. O kadın kardeşimi bunca yıl dövmüş bodrum katlarına kapatmıştı. Ama bir şekilde babamın gözünü boyamayı başarıyordu. Taa ki iki yıl öncesine kadar. Arkadaşlarımla burayı bulup içini dayayıp döşedik ve ihtiyacımız olan seyleri yerlestirdik. Aslına bakılırsa hiç de zor olmamıştı. En azından silah isleri zor olmamisti. Meriç abimin babası bir mafyaydı ve silahları babasindan yürütmüştü. Bende birkac yerden satin almistim.
Ayaz da abimin getirdiklerinden faydalanıyordu. Zaten grupda silah kullanan bir tek ben ve abimdik. Birçok silahımız vardı ama bu zamana kadar korkumdan hiçbirini kullanamamıştım. Bir insanın canını küçük basit bir kurşun parçasıyla almak bana korkunç geliyordu nedense. Kafamı sallayıp yan odanın kapısını açtım ve içeri girdim. Ayaz hala uyuyordu. Yanına gidip dürttüm birkaç kez.
"Ayaz... Ayaaz... Hadi kalk kardeşim."
Birseyler mırıldanıp bana arkasını döndü. Zaten hiçbirzaman normal yollarla uyanamamıstı. Ayaklarından tutup yere çektim. Yere düşünde sükürler olsun uyanmıştı. Tek gözünü açıp bana baktı.
"Kanka mal mısın insan böyle mi uyandırılır Allah aşkına ?"
Kollarimı bağladım
"Sen insan değilsin. Dolunay'ı almaya gideceğim. Hatırlıyorsan bugün okul açılıyor. Onu okula bırakacağım. Üstünü giyinde gel aşşagıdayım. " arkamı dönüp cıktım odadan.###
Kulubeden Dobby'i alıp arabanin arkasına koydum. Sürücü koltuğuna oturacağım sırada telefonum çaldı.
GELRN ARAMA : ANNEM
Cevapladım hemen.
"Efendim annecim?".
"Kızım bugün okulda bi sorun çıkarma nolur ?" gözlerimi devirdim.
"Anne ne sorun çıkarabilirim okulda Allah aşkına ?" annem gergince bi nefes aldı. Kaşlarımı cattım. Bu sıradada Ayaz gelmisti arabaya binip arabayı çalıştırdım.
"Ne biliyim kızım sevmiyosun o kızı bide aynı sınıftasınız oyüzden dedim annecim" kaşlarımı daha çok çattım. Ayaz bir şey olduğunu anlamış olacakki bana ne oldu der gibi elini salladı. İşaret parmağımı bir dakika der gibi kaldırdım.
"Anne neyden bahsediyosun hiçbirşey anlamıyorum"
"Sana söylemediler demekki. Kızım Filiz kızını seninle aynı sinıfa yazdırmıs. Yani artik ayni siniftasınız kızım bak sakın birşey yapsa bile sen asla birşey yapma tamam mı annecım?"
Kafamı sallayıp güldüm.
"Tabii anne en fazla kaşını patlatirim." deyip telefonu yuzune kapattim. Ama annemde biliyordu okulda gerekmedikce kavga etmezdim. Ama o Cansu psiliği annem veya kardeşim hakkında en ufak bir hatasında hastanelik olabilirdi. Bunu oda çok iyi biliyordu.
Kafamı sallayıp sabahtan beri ne oldu diye kafamı şişiren Ayaz'a döndüm.
"Cansu... Bizim artık bizim sınıfta"
###
El frenini çekip indim arabadan. Umarım Filiz yine sorun çıkarmazdı.
Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım.
Beş dakka sonra Filiz belası kapıyı açtı.
"Dolunay nerde?"
Sırıtmaya başladı. Kesin hoşuma gitneyen bir şey olucak.
"Ablası onu okula bıraktı" dediğinde içimde büyüyen sinirle üzerine yürüdüm.
"Onun tek bir ablası var oda benim bunu sakın aklından çıkarma."
Ayaz kolumdan tutup beni kendine çevirdi ve gözlerini büyüttü.
Kolumu çektim hemen kendime.
Tekrar Filiz'e döndüm. Ve işaret parmağımı ona uzattım.
"Sakın" arkamı dönüp Ayaz'a baktım. Onaylamazca bana bakti ve kafasını salladı. Arabaya bindim ve okula sürdüm. İçim hiç rahat değildi. Kedin birşey olacaktı.
###
Okula geldiğimizde arabayı kilitleyip Ayaz'la birlikte okulun içine girdik.
Ayaz birşey anlatıyordu ama aklım hala Dolunaydaydı. Okadar aramıstım ve açmamıstı. Bu beni daha çok tedirgin ediyordu.
"Esina ! Dinleyecek misin artık bizi?" diyen abime bakmıştım. Meriç abim nezaman gelmişti ya ? Efendim der gibi abime baktım. Kafasını öne eğip bekledi biraz .
"Esina ne oldu yine? Nereye takıldın gittin öyle?" sırama oturup tekrar abime döndüm.
"Cansu artık bizim sınıftaymış. Bide bugün Dolunay'ı okula o bırakmış ama Dolunay'a ulaşamiyorum. "
Sinirle kaşlarını çatmışti.
"Dolunayı okula mı bırakmış? Ama Dolunay'ı okula bugün ben bıraktım."
Kafamı direk abime çevirdim. Kaşlarımı çattım. Ne demek Dolunayi okula ben biraktim? Ayağı kalktım hemen.
"Ne demek Dolunay'ı okula ben bıraktım?"
Abim tam konuşacaktı ki telefonuma mesaj geldi.
GELEN MESAJ:
Abin çok dikkatliymiş esina .