Bölüm-12

41 0 0
                                    

"Ya Fatma! Çık artık şuradan." diye bağırdı Hüseyin 228378373. kez. "Siz kim köpek gardaş ya? Gidin başımdan."  İnsanı depresyondayken bari rahat bırakın be. "Fatma kapıyı kırarım bak." Bu kez Eren bağırmıştı. Biri kapıyı itince donumu hızla çektim. Kilitliydi ama olsundu. Bu öküzler kırar falan, neme lazım. Kapıdan ölü ve hissiz bakışlarımla çıktım ve karşılarında dikilip bir Hüseyin'in bir Eren'in suratına baktım. Daha sonra da odama girdim. Dolabımdaki aynadan kendime baktığımda kendimi tanıyamadım. Zaten aynaya pek bakmazdım ama bu kadar değişimi farkedebilmiştim. Aynaya iyice yaklaşıp kurumuş ve çatlamış dudaklarıma baktım önce. Sonra gözlerime, uykusuzluktan kızarmış, ağlamaktan şişmiş gözlerime. Bozulmuş örgülerim zaten daha beter gösteriyordu beni. Gözlerimin içine baktım iyice. "Ölmüşsün sen be." dedim çatallaşan sesimle.

Yatağıma gömülüp yorganı kafama çekmiştim. Yastığım ağlamaktan ıslanmıştı. Gözyaşlarımın değdiği yerler yanıyordu. Nereye kadar ağlayacaktım bilmiyordum ama bana söylediği sözler aklıma geldikçe durduramıyorum, şelale gibi geliyorlar. Kapının açılma sesiyle nefesimi tuttum. Belki farketmez çıkarlar diye. Fakat ayağımı dışarda unuttuğumu unutmuşum. Kafamdaki yorgan aniden çekilince sinirle kaşlarımı çattım. "Ne var ya?" Eren gözlerime öyle bir baktı ki yatağa mümkünmüşçesine daha da sokuldum. O da yatağım kenarına oturup "Ne oldu Evren sana?" Ne mi oldu bana, anlatayım. İlk defa arkadaş buldum diye sevindim. Defalarca beni aşağılamasına rağmen her şeye tepki veren ben her seferinde onu aradım. Benimle alay ettiğini bile bile ondan medet umdum. Bana ne oldu biliyor musun kuzen? Depremler oldu, yıkıldım. Çığ düştü ezildim. Sel geldi boğuldum. Denize düştüm, yine ona sarıldım. "Hiçbir şey." Gözyaşlarımı sildim hemen. "Sen kolay kolay ağlamazsın be kuzen, kim üzdü seni? " Ben üzdüm. "Üzgün değilim. " dedim sessizce. "Üzgünsün!" diye bağırınca irkildim. Yatakta oturur pozisyona geçtim ve Eren'ı sımsıkı sarıldım. "Niye bizi dışladılar be kuzen, ne yaptık biz onlara? " Hıçkırıklarımın arasından devam ettim. "Çok mu çirkiniz?" Belimdeki ellerini yanaklarıma koyup gözlerime bakabilmek için uzaklaştı benden. "Bu dünyada görmüş olduğum en güzel kızsın sen. " dedi gülümseyerek. "Hem seni tanısalar severler biliyor musun? Tanımıdığın kişilere olan ön yargın insanları senden uzaklaştırıyor. Kimseyi yaklaştırmıyorsun ki yanına. " Kaşlarımı hayretle kaldırdım Eren'e bakarken. "Gerçekten mi," dedim şaşkınca. "güzel miyim gerçekten?" Kafasını salladı büyük bir sevecenlikle. "Böyle güzel gözler bir sürü kızın keşkesi biliyor musun sen? Küçücük burun, sapsarı saçlar... Senin kendine olan özgüvenin yok. " Yo var. Var mı? Yok mu? Bilemiyorum. "O zaman artık saçlarımı açayım ve makyaj yapayım değil mi?" deyince sinirle baktı gözlerime. "Asla, sen farklısın. Sen böyle güzelsin. Sen Fatma'sın. Her zamanki gibi devam et. Sadece kendini ezdirme, canını yerim. Mırığını kırdırma kimseye. " Eren'e hayretle baktım. Biz böyle konulardan uzak iğrenç kuzilerdik. "Senin mırığını kıranın mırığını kırarım." dedi ve sarıldı bana. "Mavişim benim. "

"Fatma biraz yavaş at ya ikizimin karın kaslarında top izi çıktı. " Attığım topun hızla Melike'nin karnına isabet almasından sonra Hüseyin bana kızıyordu. "Yok öyle hacı, ortaya sıçan oynuyorsanız oram acıdı buram acıdı demek olmaz. " dedim kendimden emin bir şekilde. "Kız melike hem sen niye ortaya sıçmıyorsun?" Ortada Melike ve Hüseyin, kenarlarda ise Eren'le ben vardık. Melike normale döndüğümde oyuna devam ettik. Saçma salak bir oyundu fakat yine de eğlenmiştik. Hüseyin hariç. Çünkü beni vurunca sinirle sırtını ısırdım. O da ağlayarak eve gitti ve anneme beni şikayet etti. Durum vahim.

Daha sonra Eren'in siz devam edin ben geliyorum diyerek bir yere gitmesiyle oyun dağıldı. Eren'in nereye gittiğini bilmiyorduk ama birden gitmesinin altında bir şeyler olduğu kanaatine vardık. Kurulu topladık ve şu an mutfak masasında toplanmış konuyu inceliyorduk. "Bence uzaylılar bunun kulağına hüf yaptı. Bu da tamam geliyom aga dedi ve gitti. " Hüseyin'in bu fikrine de hayır dedikten sonra fikrimi belirtme gereği duydum. "Bence en mantıklı sebep; çişi geldi çöğdürmeye gitti. " Hüseyin beni onaylarken Melike düşünceli düşünceli bir şeyler mırıldandı. "Çişi gelse eve gelirdi bu bir. İkincisi, en son ortada ben kalmıştım ve top Eren'deydi. Ben de haliyle ona baktığımdan bir yere gözünü sabitlemiş olduğunu gördüm. Birini gördü ve onun yanına gitti. Asıl soru şu ki; Eren kimi gördü?" Imm.. Gizem dolu maceralar için arayınız; 0541 902 .. ..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 20, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHALLE ABİSİ FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin