1.Bölüm

52 7 9
                                        


Rüya'dan;

"Anne gitmeseniz olmaz mı ya?"

"Kızım biz gitmezsek işleri halledemeyiz ama biliyorsun değil mi?"

"Tamam ya Feride Sultan"

Evet. Bugün en iğrenç günümdü sanırım. Annemler 'iş için' tırnak içerisinde tabiki İzmir'e gidiyorlardı. Tamam ama evde sürekli tek kalmak canımı sıkıyordu ve de yapacak hiçbirşeyim yoktu. Dışarı çıkmaya bile üşeniyordum. Annemler arka kapıdan çıktıklarında ön kapı çaldı. Sallana sallana gidip kapıyı açtığımda karşıma Melis'in çıkmasıyla iptal oldum. Kapıyı tekrar kapatmak istesem de yapamadım.

"Bu ne hal kanka? Neyin var gene?"

"Hiçbirşeyim yok kanka, en kötüsü de bu zaten."

"Ya Berkay seni ezdi, sevmedi, tipsizsin dedi, küçümsedi, kullandı ve aldattı ve kovaladı ve- tamam baya fazlaymış. Ama sen yıkılmazsın ya. İnanmam ben buna."

"Dediği herşey doğruydu. Ben eziğin tekiyim. Sevilecek biri de değilim, hadi tamam küçümsenmeyle tipsizliğe de alıştım diyelim de ben sadece onun sevgisine inanabilmiştim kanka. Yaptığı hiç iyi olmadı. Sırf İnstagram'da yeni sevgilisiyle fotoğraflarını görmeyeyim diye hesabımı kapattım. Cesaretsizim de, baksana. Ayrıca yeni sevgilisi benden baya baya da güzel. Neden olmasın ki Melis? Neden?!"

"Tamam sakinleş güzelim olur mu? Sevgilisi güzel falan değil. Bunu kafandan sil. Onun sürdüğü fondotenle ben eyfel kulesini tekrar boyarım, kendine aynadan bir baksana, yüzün tertemiz, gözlerin gamzelerin herşeyinle muhteşemsin ayrıca insanların kalbinin tertemiz olması gerek ve bu sende var ama."

"Ama'sı işte sorun o, o hep sarışın sevdi ama oysa ben kumraldım. Ayrıca bana klasik kanka tesellisini yapma biliyorsun klişeleri sevmem."

Kıkırdadım. Cidden yüzümde bir lekenin vs. olmaması güzel olduğumu göstermezdi ki.

"Bugün dışarıya çıkalım olmaz mı?"

"Bilmem, yanında beni gezdirmek ister misin?"

"Sensiz olamam bebeğim #kanlı gül fotoğrafı"

Kıkırdamam küçük bir kahkahaya dönmüştü. Gitmeli miydim bilmiyorum çünkü eğer Berkay'ı dışarıda yakalarsam kesinlikle krize girerdim. Melis kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Odama çıktığımda boy aynasından kendime bakmaya başladım. Kahverengi saçlarım kendinden vazgeçmiş gibi bozulmuştu. Gözlerimin ne anlattığını ben bile anlayamamıştım. Ellerim sanki onun ellerinin üzerinde daha güzel görünüyordu gözüme. Gözyaşlarım düşerken tavana bakıp onları geri göndermeye çalıştım. Dışardan çok iyi görünüyorum ama tamamen yıkılmıştım.

"Dolabında hiç düzgün kıyafetin yok mu senin kızım be bu ne hal? Hadi bunları giy de alışverişe çıkalım olmaz mı?"

"Olur."

Yatağa bıraktığı kıyafetlere bakarken giyinmem için odadan çıkmıştı. Siyah pantolonumu ve siyah omuzları açık kot gömleğimi çıkarmıştı. Hadi ama ben bunları giymezdim ki?! Demek ki giyebiliyormuştum. Herneyse. Gömleğin önünü bağlarken Melis'in odama girmesiyle kapıya döndüm.

"Waow, yakışmış. Hadi gel biraz makyaj da yapalım sana ha?"

"Cidden o kadar kötü mü duruyorum?"

"Sadece ince bir eyeliner ve rimel yeter. Öyle değil mi?"

"Olabilir. Bu konuda uzman olan sensin bilmiyorum."

SERENATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin