İsra terk edilmiş bir tren garına gelince derin bir nefes verdi ve saatine bakıp çevreyi kolaçan etti.
Daha sonra da esneyip homurdandı.
- Keşke biraz uyusaydım uçakta ya...
Sonra birisi koşarak yanına geldi.
- Şifreyi şöyle !
Isra güldü.
-İsmail saçmalama. Ne şifresi bu da yeni moda herhalde .
Gelen kısa boylu adam çok ciddiydi oysa. Derhal omuzundaki tüfeği Isra'ya doğrulttu .
- Hemen şifreyi söyle . Yoksa üçe kadar sayar vururum seni !
Isra ciddi saymayarak gülmeye çalıştı.
- Saçmalama Ismaıl ne vurması ya...
Ismail ise saymaya başlamıştı bile.
- Biiiiirrrrr...
Isra tutuştu.
- Lan ne şifresi bana şifre söylemedin ki sen !!!
Ismail kahkaha atarak tüfeği tekrar omzuna astı.
- Eferim şifreyi bildin.
Isra küfür savurdu.
- (...)Anam babam ne biçim şaka bu ya... Altıma edecektim az daha ...
Ismail katıla katıla güldü.
- Gördüm. Neyse çok eğlendik yürü senin şu işi halledelim.
Isra , ismail in arkasından bakıp kaşının birini kaldırdı.
- Eğlendik mi ? Ordaki bizi çıkarır mısın kelimeden çünkü benim için eğlenceli değildi devrem.
Ismail arkaya doğru seslendi.
- Yeni doğum yapmış kırklı garılar gibi sızlanıp durma da yürü devrem . Alparslan bekletilmeyi sevmez.
Isra homurdanarak yürümeye koyuldu.
Az sonra küçük bir kasap dükkanına geldiler.
Isra güldü.
- Devrem et için az daha beklesen... Hani Alparslan bekliyordu bizi ?
Ismail güldü ama cevap vermeden içeri girdi. içerisi pek ışık almıyordu ve tezgahın arkasında iri kıyım bir adam kaburga kesiyordu.
Isra İsmail i takip ederken çevreyi mutlaka inceliyordu.
Ismail tezgahtaki adama selâm verdi.
- Selamun Aleykum. Biz abiye bakmaya geldik. Kendisi 02.15'te burda olmamızı söylemişti.
Adam önce tek tek İsra ve ismail i süzdü sonra kaba sesiyle
- Burda bekleyin.
Dedi ve arka tarafa girip yanında bir adamla geri çıktı.
Adam yanında getirdiği çelimsiz sakallı adamı işaret edip
- Bu kardeşimiz sizi abiye götürecek.
Dedi ve çelimsiz adam dışarı çıkıp bir murat 101'i getirince de İsra ların binmesi için işaret verdi .
Itirazsiz arabaya bindiler. Sakallı adam konuşmadan direksiyon sallamaya koyulunca İsra sıkıntıyla mırıldandı.
- Şu anda benim evde ayaklarımı uzatmış yarı final maçlarını takip ediyor olmam gerekirken şu giriştiğim işlere bak hacı ya... Mürdüm rengi bir taytla gezen deli devremin peşinden bir mafya babasıyla buluşmaya gidiyorum. Sonumuz hayrolsun...
●●●
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNFAZ TİMİ
Action- Ölmekten korkmuyor musun? - Neden korkayım ki... Şu dünyada yazılı bir senaryo var ve biz o senaryonun figüranları... oynayıp sahnemiz bitince çekileceğiz işte.