İmbat sonunda dayanamayarak masada sızan Öykü'ye bakıp çapkın bir gülüş sergiledi.
- Ne güçlü bir metabolizması var bu kızın hacı... iki saatte anca etki etti şu ilaç kıza.
Sonra elini kaldırıp nihayet hesabı istedi. Sonra da faturaya bakıp yuhladı.
- Yuh !!! Oha be kızım ne yedin bu kadar , Mübarek tavşan gibi görünüyor ama dinazor gibi yemiş!
Sonra kahırlı kahırlı hesabı ödeyip kızının kolunu omzuna atıp Öykü'yü güç bela dışarı çıkardı ve kiraladığı vişne çürüğü KIA 'ya bindirip direksiyona geçti.
Arabayı çalıştırıp hızla Ankara trafiğine çıktı. Akıp giden trafiğe aldırmadan hızlanıyordu.
Ardından keyifle gülümserken müzik açıp son sese dayadı.
[🎧 : PRETTY BOY KAI FEAT TAEMIN ]
Çılgınca Ankara caddelerinden E5'e sürerken bağırarak sözleri tekrar ediyordu. Güneşin havayı yavruağzına boyama yarışı başlamışken İmbat nerdeyse hiç dikkat çekmeden Öykü'yle Ankara dan çıkmış Kütahya'ya sürmeye başlamıştı bile...
Az sonra telefonu çalınca müziği kısıp telefonu açtı ardından sesi hoparlöre verdi.
- Şu an yakışıklı ve ultra zeki aynı zamanda pek karizmatik İmbat Keskin ile konuşuyorsunuz. Buyrun ...
Telefonun diğer ucundan bıkkın bir soluma duyuldu. Ardından azarlar gibi söze girdi.
- Ayrıca "mega egoist"i de unutma birader...
Imbat keyifle güldü.
- Bu da bir bakış açısı tabi...
Ses Sancak'a aitti.
- Tamam abicim zevzekliği bırakta ne durumdasın söyle .
Imbat muzurca cevap verdi.
- Çok iyiyim Allah'a bin şükür. Sen nasılsın Sancak?
Sancak cevap vermeyince
- Tamam tamam... Öykü Demir'i aldım Kütahya'ya geçiyorum abicim.
Dedi. Sancak tekrar sordu.
- Hayret... Sen insanları pek ikna edebilen biri değildin. Nasıl becerdin bu işi?
Imbat bıyıkaltı güldü.
- ikna ettiğimi kim söyledi?
Sancak telaş oldu.
- Lan yoksa..!
- Aynen... Karizmatik bir planla kızı kaçırıyorum. Aslında kaçırmakta denemez...
Sancak inanamıyor imâsıyla sesli şekilde soludu.
- Emin öyledir İmbat . Neden sana bu görev verilirken karşı çıkmadım ki... Ne güzel ben giderdim işte. Şimdiki gibi çocuklarla sus pus oturmazdım burda böyle...
Imbat güldü.
- Eeeeee.... Abicim kısmet işi bunlar. Neyse sen Antalya bekçiliğine devam et ben yarın orda olurum. Şimdi kapatıyorum.
Sancak
- Tabi bir sorun çıkmazsa...
Diye ekleyince derhal cevap verdi.
- Çıkmaz. Bana güven...
Sonra da telefonu kapatıp dikiz aynadan arkada çok yüksek dozda uyku hapı tüketmiş yatan Öykü'ye bakıp yine çarpık bir gülüş sergiledi.
Ardından mırıldandı.
- Şu evde kalasıca kızı bile iki saat içinde paketlemişim. Ne sorun çıkabilir ki... Hıh! Hiç işte... Sancak'ın ki de laf...
Ardından müziği tekrar son sese dayadı. O bağırdıkça bozulan sesiyle tekrar müziğe eşlik etmeye başladı.
Bu sırada çoktan otoyolda tekerlek izleri bırakmıştı.
Tabelada Eskişehir'in ismi vardı. Bağırdı.
- Ilk hedef Eskişehir, sonrada bekle beni Kütahya!!!
●●●
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNFAZ TİMİ
Action- Ölmekten korkmuyor musun? - Neden korkayım ki... Şu dünyada yazılı bir senaryo var ve biz o senaryonun figüranları... oynayıp sahnemiz bitince çekileceğiz işte.