~2~

97 10 3
                                    

"Çünkü yalnızlık, anılarını ayıklamış, yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu süprüntüleri yakmış, geriye en acı anıları bırakarak, onları arıtmış büyütmüş, sonsuzlaştırmıştı."

-Gabriel Garcia Marquez

Boynumun ağrısı ile gözlerimi açtım. Yatakta değil duvarın dibinde uyuyakalmıştım. Boynumun acıyan yerini tutarak ayağa kalktım. Pencereye doğru yavaş ve küçük adımlarla ilerledim. Yüzüme vuran güneş ile ellerimi gözlerime siper ettim. Öğlen olmak üzereydi.

Babam kalkmış mıydı acaba. Umarım benden önce kalkmıştır çünkü yapacağım en ufak bir tıkırtı uyanmasını sağlardı ve bu bana bağırmak için ona göre geçerli bir sebepti. Adeta nefret ediyordu benden. Ne yapsam batıyordu ona. Çocuğu değil oyuncağıydım sanki.

Odamın kapısının gıcırdamamasına dikkat ederek kapıyı açtım. Bütün odaları dolaşmıştım fakat babam evde yoktu. Akşama kadar da gelmezdi. Genelde öyle olurdu çünkü.

Ne gidecek bir arkadaşım nede beni merak eden bir dostum vardı. Zaten beklemiyordum birinin beni sevip bana değer vermesini.

Akşamdan kalma salona baktım. Yerde içki şişeleri, yemek kırıntıları, sinirle parçalanmış bardak camları...

Bileğimdeki toka ile saçlarımı bağladım. Toplamaya başladım odayı.

Yaklaşık kırkbeş dakika sürmüştü toplamam. Akşam yine dağılacaktı biliyorum ama alışkındım zaten çok sorun etmiyordum artık.

Annem öleli yaklaşık altı sene olmuştu.babamın bana karşı tavırları gün geçtikçe daha çok ciddileşmişti. Daha az kızı gibi görmeye başlamıştı artık beni.

Lise sonu bu sene bitirmiştim. Bir üniversite tutturamamıştım. Her sene olduğu gibi bu senede okuldan çok ev işleri ve babamın sorunları ile uğraşmıştım. Babam, ben üniversite tutturunca benden kurtulacağını defalarca kez dile getirmişti. Fakat olmamıştı bu isteği ben yine buradaydım ve oda daha sinirli bir şekilde benim yanımda.

Kapının yumruklanması ile düşüncelerimden uzaklaştım. Hızla kapıyı açtım. Babam mutlu bir şekilde karşımdaydı. Şaşkınlık içerisinde babama baktım.

"Evleniyorsun! Sonunda kurtuluyorum senden!"beni ittirerek salona doğru ilerledi. Babamın dediği kelimeler ile olduğum yerde dona kaldım. Kalbimin yeniden parçalara ayrılışını hissettim. Evlendirmek mi? Gözlerim ve boğazım alev alırken, salona doğru ilerledim.

"Baba. Evleniyorsun-"

"Evleniyorsun dedim sana! Duymadın mı beni! Şimdi geç odana yarın akşama kadar görmeyeyim seni! Yarın akşam sana bakmaya gelecekler!"

Gözlerim dolarken hızla odama geçtim. Karşı gelemezdim babama. Eğer gelirsem olacakları biliyordum. Gözlerim bana ihanet edercesine yaşlarını akıtmaya başladı. Daha yaşım kaçtı ki benim. Babamın bu kadar düşmesi beni bir hiç olarak görmesini yediremiyordum kendime. Zaten hayatım karanlıktan ibaretti daha fazla karanlığa gömülmeden, aydınlık bulmalıydım kendime.

Bir süre yatakta öylece ağladım. İzin verdim göz yaşlarımın özgürlüğüne. Bu sefer sadece kalbim değil bütün hislerim, duygularım paramparça olmuştu sanki.

Saatler geçtikte acım daha da çok artıyordu. Annem bunları görüyor muydu acaba. Üzülüyor muydu kızına. Kolyemi avucumun içine alarak iyice sıktım.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin