İyi okumalar... yorum atıp, düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim :)
Güneş bütün yüzümü kaplarken gözlerimi kapattım. Kollarımı açtım, rüzgarın saçlarımı savunmasına izin verdim.
Ateş'in kahkahası ve arabada çalan son ses dubstep müzikle birlikte arabada zor da olsa ayakta duruyordum.
Yüzümdeki gülümseme kahkahaya döndüğünde, mutluluğun ne demek olduğunu bir kez daha anladım.
Gözlerimi yavaşça açarak koltuğa yerleştim. Ateş'in parmakları ile direksiyonda ritim tutarken ben de ayaklarım ile ritim tutuyordum.
Çıplak olan ayaklarım ve üzerimdeki elbise ile hiç rahat değildim.
Sonu olmayan bir yola giriyordum.
~~~~
Uzun bir yolculuğun ardından, evlerin az olduğu, etrafta ağaçlar ve arazilerden başka bir şey olmayan bir yere gelmiştik.Ateş arabadan indi. Ardından bende inince, ayaklarımın altındaki çimenlerin hışırtısını hissettim. Gözlerimi kapayıp burnumu temiz hava ile doldurdum.
Etrafta kuşların, çekirgelerin ve bir çok hayvanın sesinden başka sesler yoktu.
İçim huzur ile dolmuştu. Kafamı sağıma çevirdiğimde büyük bir ev ile karşılaştım. Beyaz olan bu ev iki katlıydı. Ormanın tam ortasında duruyorduk.
Ateş kafası ile gelmemi işaret etti, peşine takıldım.
Evin içine girdiğimizde, büyük bir salon beni karşıladı. Krem rengi tonların ağırlıklı olduğu salona dikkatlice baktım. Duvarlarda birden fazla tablolar vardı.
Salonu incelemeyi bırakıp duvara yaslanmış bir şekilde bana bakan Ateş'e döndüm.
"Sen nasıl bulabildin beni?" Ateş yan ağız ile bana gülerek baktı.
"Buldum işte." Zorlamamam gerektiğini anladım. Kafamı peki dercesine salladım.
Şu an ki halimden mutluydum.Nasıl bir deli benim gibi birini bulmak için zamanını harcar ki?
Ateş dudaklarını büzerek bir süre beni inceledi.
"Üstünü değiştirmelisin." Üzerime baktıktan sonra kafamı salladım.
"Üst kata çık sağdan ikinci oda dolaptan üzerine bir şeyler al." Yine kafamı salladım. Dilimi yutmuştumda benim mi haberim yoktu.
Bana tek kaşı kalkık karmaşık bir şekilde bakıyordu. Gözlerimi, gözlerinden çekip merdivenlere yöneldim.
Ev oldukça büyüktü. Umarım Ateş'in dediği gibi iki de bir ev değiştirmezdik. 'Dik' derken? Ne zaman biz olmuştuk? Hayaller dünyasında yaşıyordum.
Dolabın kapağını açtığımda Ateş'in kıyafetleriyle karşılaştım. Tabiki de kadın kıyafetleri çıkmasını beklemiyorum. Belki bekliyor olabilirdim.
Elime mavi kısa kollu bir tişört aldım. Tişört yeterince uzun olduğu için altına bir şey giymeme gerek olmadığı düşündüm.
Tişörtü yatağın üzerine koyup. Ellerim ile sırtıma ulaşmaya çalıştım. Kolum kopma derecesine geldiği sırada elbisemi açamayacağım anladım.
Yüzüm kıpkırmızı olurken aşağı kata indim.
Ateşi koltukta gözleri kapalı bir şekilde uzanırken görünce, yapacağım şeyden vazgeçtim. Tekrar merdivenlere yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Literatura Kobieca"Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığı için yalnızım ben." ~Ahmet Altan "Hepimiz zaten deli değil miyiz?" Su ve Ateş... Annesini yıllar önce kaybetmiş bir kız, baba sevgisi desen o da yok. Son...