~5~

61 7 5
                                    

Hayır! Daha fazla acıya katlanamam. Babamın yanına geri dönmeliyim. Belki evleneceğim adam beni mutlu eder? Burada bu deliyle olmaktansa daha iyidir. Aklı başında bir insan nasıl olursa karşısındakini, daha doğrusu tanımadığı birini bu kadar üzebilir?

Ateş'e bir şeyim yokmuşçasına kafa salladım. Yüzünde tebessüm oluşurken arabadan indi.

Daha fazla üzülmek, acı çekmek istemiyordum. Belki şu an mutlu bir yuvanın ilk adımlarını atıyor olacaktım... Kendimi kanırdırmaya başladım yine. Ben acı ve hüzün ile yaşamaya mahkum olmuş bir insanım... Mutluluk yasak bana....

Kafamı cama çevirdim, Ateş elindeki telefonu kulağına götürmüştü. Bana arkası dönük ve uzaktaydı. Kalbim deli gibi atarken arabının kapısını yavaşça açtım. Ses çıkarmamaya dikkat ederek ağaçlardan birinin arkasına doğru ilerledim. Ateş'in sesleri bana kadar gelirken, kaçtığımı fark etmemiş olduğunu anladım. Biraz daha uzaklaştıktan sonra koşmaya başladım.

Oramanın mis kokusu burnuma dolarken hızlı hızlı nefes alıyordum.

Arkama bakmadan koşmaya devam ettim. Beni bulmaması için içimden dua ediyordum. Daha da hızlanınca nefesim kesilmeye başlamıştı.

Ayaklarımın altı acırken, bir ağacın gövdesine tutundum. Terden alnıma yapışan saçlarımı elimle geriye ittim. Nefesim düzene girerken etrafıma baktım. Ağaçlar dışında hiç bir şey olmayan ormanda bir başımaydım.

Ateş'in peşimde olmadığını düşünerek, dümdüz yürümeye başladım.

Nasıl bir hataya düşmüştüm ben! Hala öğrenememiş miydim her önüme gelene güvenmemem gerektiğini...

Ah küçük kuş...Üzülme her zaman ufacıkta olsa bir umut vardır... Boşver acısın kanatların... Hisettme. Elbet geçer...

Geliyorum baba... biricik kızın yuvaya geri dönüyor... sevinirsin belki. Belkide evlendirmekten vazgeçersin. Sende benim seni özlediğim kadar özlemiş misindir beni?

Yaklaşık on metre ilerimde yol görünce sevindim. Adımlarımı hızlandırarak yola çıktım. Önüme gelen arabalara el kaldırsamda bir tanesi bile durmadı. En sonunda bir araba yanımda durduğumda sevindim.

Camı açan yaşlı kadın bana güler yüzle bakarak konuşmaya başladı.

"Güzel kız, ne işin var senin burada?"

"Teyze ne olur ana yola çıkana kadar beni de al yanında... arabam bozuludu da. Arkadaşlarım almaya gelecekler beni..." Yaşlı kadın bir şey sormadan kafasını sallayınca yanına oturdum.

Yol boyunca bir çok şey sormuştu sorduğu herşeyi geçiştirmek zorunda kalmıştım.

Radyoda çalan şarkı ile parmaklarımla küçük kuşumu okşamaya başladım.

Senin gökyüzünde benim yerim yoktu
Kuru dallarında kanatlarım kırılıp koptu
Senin toprağında benim evim yoktu
Kader ayrı sondu, yazdığı son hikâye buydu

Yanlış yerde geziyor bu kuş
Bu yüzden yalnız uçuyor bu kuş

Beklediğim biri var
O sen değilsin yazık ki anladım, bir yudum sevgin var
Neden hep kötü rüyalarda uyandım

Ben de bir kalp var
Onu en ucuz romanlarda harcadım
Bende bir aşk var
Onu hep yanlış kalplere bıraktım.

Ateş, arıyor mudur acaba beni? Yada neden umurunda olayım ki? Sonuçta bir anda girmiştim hayatına, şimdide çıkmıştım.

Bu yüzden yalnız uçuyor bu kuş....

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin