Kafamın altında sert bir şey vardı. Hayır kesinlikle Ateş'in dün bana verdiği yastık değildi.
Gözlerimi yavaşça açtım. Hafif doğruldum. Karşımdaki koltuğa bakınca boş olduğunu gördüm. Yalnız bir dakika dün ben koltukta yatmıştım. E ben şu an yataktaysam.... Kafamı arkama çevirdiğimde Ateş'le göz göze geldik. Utançtan yanaklarımın kızardığını hissetim. Nasıl olurda Ateş'in yanına yatabilmiştim.
"Ateş...şey kusura bakma ben... Nasıl bilmiyorum..." Ateş'in kahkaha sesi bütün odada yankılanırken kafamı ona çevirdim.
"Çok güzel uyuyordun rahatsız etmeyeyim dedim." Bana sinsi sinsi gülerken kafamı yere çevirdim. Gülümsemiştim. Evet uzun bir süre sonra da olsa gülümsemiştim.
Gece tuvalete kalktığım sırada unutmuş Ateş'in yanına yatmış olmalıydım. Uyku sersemliği ile ne yaptığımı fark etmemiş olmalıyım ki şu an Ateş'le aynı yataktayım.
"Yanakların kızardı." Ateş'in alaycı sesi ile elim istemsiz bir şekilde yanağıma gitti. Cayır cayır yanıyor muydum yoksa bana mı öyle geliyordu?
İlk defa bir erkek ile aynı yataktaydım.Daha tanımadığım bir erkek ile...
Elimi yüzümü yıkamak için yataktan indim. Üzerimde Ateş'in verdiği eşofman ve tişört vardı. O kadar büyük gelmişlerdiki bana, içinde kaybolmuştum.
Ateş'in yüzüne bakmamaya dikkat ederek odadan çıktım.
Ayağımın altında gıcırdayan parkelerden yavaşça banyoya doğru yürüdüm.
Toz içinde olan banyoya baktım. Burada ne kadar kalırdım bilmiyorum. Yada belki bir şekilde düzelirdi herşey.
Yarısı kırık aynanın tozunu elimle yavaşça sildim. Babama benziyordum. Biraz. Onu özlemiştim sanki. Ne kadar da benden nefret etsede seviyordum. Ama bu son yaptığı beni paramparça etmişti. Ve sonunda ben de asla yapmam dediğim şeyi yaptım.
Tozlu musluğu yavaşça çevirdim akan suyu iki avuç içime alarak yüzüme götürdüm. Soğuk su yüzümdeki ateşi söndürürken, yaptığım şeyden dolayı elimle kafama vurdum.
"Kaç gündür halledemediniz mi lan!" Ateş'in bağırması ile yerimden sıçradım. Musluğu kapatıp kiminle konuştuğunu görebilmek için banyodan çıktım. Sesler artarken alt kata indim.
"Ateş bey çok özür dileriz. Biliyorsunuz Mert'in adamları bir türlü rahat vermediler. Anca temizleyebildik." Merdivenin en alt basamağında Ateş ve karşısındaki uzun boylu, şişman kel olan adamı dinliyordum.
Mert ve adamları kim? Temizlemek derken? Hepsini geçtim sen kimsin?
"Tamam. Anahtarı ver." Ateş adama doğru yaklaştı. Hızlıca elinden anahtar olduğunu düşündüğüm şeyi aldı ve cebine attı. Şaşkın bir şekilde onlara bakarken Ateşle göz göze geldik. Beni görünce sinirli olan yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Kaşları yavaşça havaya kalktı. Ateş bana bakınca yanındaki adam da bana kafası çevirdi. Ateş adama geri dönüp kafasını salladı. Adamın gözleri bütün vücudumda gezerken. Ateş de adama ölümcül bakışlar atıyordu. Adam anlamış olacak ki küçük bir tebessüm ile yavaş yavaş evden çıktı.
Ateş ellerini cebine koyup bana doğru yaklaştı. Aramızda santimler kala durdu. Kafam onun omuzlarına geldiği için şu an sadece omuzlarını görebiliyordum. Çeneme elini götürdüğü an karıncalanma hissettim. Yavaşça kafamı, kafasına doğru kaldırdı. Gözlerimiz bir araya geldiği sırada. Yine yanaklarımın kızarmamış olduğunu umdum. Göz bebeklerinin kahverenginin en güzel tonunda büyürken midemde ölü olan bir kaç kelebeğin kanat çırpışlarını hissettim. Dudağının kenarı hafifçe kalktı. Elini çenemden indirip saçlarını karıştırdı. Kafasını arkaya verip sıkıntıyla nefes alıp verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
Chick-Lit"Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığı için yalnızım ben." ~Ahmet Altan "Hepimiz zaten deli değil miyiz?" Su ve Ateş... Annesini yıllar önce kaybetmiş bir kız, baba sevgisi desen o da yok. Son...