Bölüm 17: Neckless

619 34 18
                                    

Yavaş adımlarla yüzme havuzuna ilerlerken resim hâlâ elimdeydi ve kafamda tek bir düşünce dolanıyordu. Bunu Jason mı çizdi? İnanamıyordum. Yani Jason ve bu muhteşem resmi bir araya getiremiyordum.

Birine çarptığımda resmi dürtüsel olarak gizleyip başımı özür için kaldırdım. “Özür di- Allard?” Kızarma, Hester! Kızarma, kızarma, kızarma! Hayır! Lanet olsun! Kızarmasan şaşardım zaten!

Denizkızı,” diye mırıldandı dudakları bir gülümseme için kıvranırken. “Resmi görmüşsün. Beğendin mi?” Kollarımı göğsümde kavuşturdum ve bilmişçe dudak büzdüm.

“Kime çizdirdin, Allard? Kime zorbalık yaptın bunun için?”

“Aslında hiç kimseyi,” dedi. “Ben çizdim. Birkaç tane daha var ama bu en güzeliydi.”

O mu çizmişti? Hayır, hayır. Yalan söylüyor olmalıydı.

Tamam, inanmamak için bahane arıyordum, değil mi? İçimden doğru söylediğini biliyordum.

“Sen benim resimlerimi mi çiziyorsun?” dedim, sesim şaşkınlıktan incelmişti. Gözlerime baktı, gülümsedi ve yavaşça omuz silkti. Şaşkınlığım yüzümden okunuyor olmalıydı. Ama nasıl şaşırmazdım ki, tanrı aşkına? Resimlerimi çiziyordu.

Jason benim resimlerimi çiziyordu.

“Gitmem gerek.” diye mırıldanmayı başardığıma şükrettim. Yanından ilerliyordum ki kolumu yakalayıp beni durdurdu. Soran bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktım. Ben daha engel olamadan eğildi ve en huylandığım yerden, kulağımın biraz altında boynumdan, öptü.

Tepki vermemek için kendimi sıktım ve o uzaklaşana kadar hareketsiz durdum. Beni ateşin içine atsalar bu kadar yanardım herhalde. O kadar afallamıştım ki, Jason’a çemkirememiştim bile. Sakince, yandan bir sırıtışla yanımdan ayrılmıştı.

Orada öylece ne kadar dikildiğimi bilmiyorum. Sadece kalakalmıştım işte. Bunu neden yapıyordu, tanrı aşkına? Neden beni bu hale getiriyordu? Of.

“Ne yapıyorsun burada, Hessy?” diyen Alfred’e döndüm. Koyu kahverengi gözleriyle bana meraklı bakışlar gönderiyordu. Kendimi şokun içinden çıkardım ve gülümsemeye çalıştım.

“Şey, hiçbir şey,” diye geveledim. “Sen ne için geldin buraya?”

“Hım, sadece dersten önce biraz yüzerim diye düşündüm. Şanslıysam seninle karşılaşırım diye umuyordum.”

“Şanslıymışsın.”

Bana baktı. Yavaşça gülümsedi ve havuzun giriş kapısını açtı. Kaşlarım histerik biçimde çatıldı ve içeri girdim. Neydi bu şimdi? Neden bana öy- Ah, hadi ama! Lanet olası Karma, benimle dalga geçiyor olmalısın! Bu yıl “Herkes Hester’dan hoşlanmaya başlasın” yılı felan mıydı?

Soyunma odalarına girip üzerlerimizi değiştirdikten sonra Alfred’le beraber yüzmeye başladık. Tamam, yakışıklı bir melez zenciydi, eğlenceliydi ve yüzmeyi seviyordu ama eğer gerçekten benden hoşlanıyorsa hemen vazgeçmeliydi.

Suyun içinde nasıl taklalar atabileceğimizi birbirimize göstermeye başladığımızda kesinlikle harika takla attığını gördüm. Benim kadar değildi ama gerçekten harikaydı. Suyla ilgili yapabildiklerimde mütevazı olamıyordum. Çünkü su gerçekten benim kıymetlimdi. Onunla her şeyi yapabiliyordum.

“İşte, şimdi şunu izle.” dedim ve kollarımı havaya kaldırıp bacaklarımı karnıma çektim. Bedenimi geri vererek ters taklayı attım. Suyun içinde fazla ilerlemişim ve yanlışlıkla Alfred’in dibinde su yüzüne çıktım.

Song Of DestinyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin