-Ben buraya nasıl geldim. Eski evdeydim. Acaba rüyamı gördüm.
-Sanmıyorum ama.
Odadan çıkıp aşağa indim. Çok acıkmıştım. Rüzgar oturup birşeyler düşünüyordu. Mutfağa geçip. İkimize bir soslu makarna yapmıştım. Yanınada salata yapmıştım. Masayı kurmaya başladım.
-Açıkmışsındır gel.
Rüzgar dememle masaya oturdu. Tabakları falan getirdikten sonra tabağına makarna kattım. Kendi tabağıma katınca masaya oturdum.
-Beni buraya sen mi getirdin.
Susuyordu. Tek kelime bile etmiyordu.
-Rüzgar Sana birşey sordum.
-Rüzgar
Evet ben getirdim.
-Bir sorun mu var.
-Rüzgar
O eve hala gidiyorsun. O eve mi gitmek istiyorsun.
-Hayır alakası yok.
-Rüzgar
Ee o zaman gidip gidip durma. Ne işin var acaba orada. Issız bucaksız bir yerde.
-Belki gerçek aileme dair birşeyler bulabilirim diye düşünmüştüm.
-Rüzgar
Buldun mu.
-Hayır.
Tabağını bittiğini gördüm.
-Bir tabak daha yemek istermisin.
-Rüzgar
Yok kalsın.
Ben makarna bulucam. Affetmem asla.
-İyi sen bilirsin hepsini ben yerim.
-Rüzgar
AA olurmu tek başına zor bitirirsin ben sana yardım ederim.
Kıkırdayıp. Tencereye daldık. Rüzgarın ilk defa böyle yemek yediğini gördüm. Tencereyi süpürdükten sonra sofrayı kaldırmaya başladım. Rüzgar ise masadan kalktığı gibi koltuğa oturdu.
-Yardım edeydin iyiydi Rüzgar.
-Rüzgar
Uğraşamam.
-Ya öküzün biliyorsun dimi.
-Rüzgar
Ne dedin sen.
-öküzsün dedim.
Üzerime geleceğini anladım elindekileri bırakıp yukarı kaçmaya başladım.
-Rüzgar
Gel buraya bücür.
-Ya Rüzgar karar ver artık bir tavşan bir bücür.
-Rüzgar
Sen sus. Ben seni yakalayınca nolucak.
Evin içinde koşuşturuyorduk. Ama eğlendigimiz belliydi. Oldugum yerde durup. Başımı tuttum.
-Rüzgar başım.
-Rüzgar
Bu ucuz numaraları yemeyiz.
Oldugum yerde yere düştüm. Rüzgar ciddi olduğunu anlayınca yanıma koşarak geldi.
-Rüzgar
İyimisin Ada.
-İyiyim sadece başım döndü.
-Rüzgar
Hastahaneye gidiyoruz gel.
-Hiç gerek yok Rüzgar. Geçti bile.
-Rüzgar
İtiraz istemiyorum gidiyoruz.
-Rüzgar Lütfen daha fazla yorulurum.
-Rüzgar
İyi bugün gitmeyeceğiz ama en kısa zamanda gideceğiz.
-Tamam. Uyuyabilirmiyim.
Kucaklayıp odama götürdü. Yatağımın örtüsünü kaldırıp beni yatırdı. Üstümüde örtüp yanağına öpücük kondurdum. Kapımı da örtüp gitti. Ağlamaya başlamıştım korkuyordum. Annemden sonra hastaneye gitmek beni Korkutuyordu. Bir hastalığım var hissediyorum. Ama ne hastalığı olduğunu bilmiyorum. Çok çabuk yoruluyorum. Rüzgara belli etmek istemiyorum. Benim için üzülmesini istemiyorum. Burnumun kanaması başımın dönmesi. Gözümü kapatıp uykuya daldım. Sabah isteksiz bir şekilde kalkmıştım. Üstümü giyinip. Rüzgarın odasına girdim. Üstünü giyiniyordu. Arkadan sarılmıştım. Bana doğru dönüp boynumu öptü.
-Seni çok seviyorum Rüzgar.
-Rüzgar
Bende seni çok seviyorum bitanem.
Sarılma fastımız bittikten sonra el ele aşağa indik. Artık elini bırakmak istemiyordum. Arabaya binip okulun yolunu tuttuk. Sohbet ede ede okula geldik. Arbadan inerken elimi tuttu. Adam sonra anladı ve elimi bıraktı. Ama ben elini tekrar tuttum. Yüz ifadesinden belliydi mutlu olduğu. Okula el ele girmiştik. Herkez bize bakıyordu. Rahatsız olduğumu anlayıp.
-Rüzgar
Şşş tamam takma.
Kızların iğneleyici bakışlarını hissedebiliyordum. Sınıfıma gelince yanağımdan öpüp ayrıldık. Duru bizi gördüğünü anlamıştım. Yanıma koşarak geldi.
-Duru
Ohaaaa kızım bu ne özgüven.
-Saklamaya Gerek yok artık.
-Duru
Haklısın da Mert'i araştırdın mı.
-Yok daha değil ama merak etme en kısa zamanda konuşurum.
-Tamam.
-Duru Sana çok önemli birşey söylemem gerekli.
-Duru
Tamam gel sıkıcı ders zaten anlatırsın derste.
-Derse girmeyelim. Ortalıkta konuşmayalım arka bahçeye gidelim.
-Duru
Kötü birşey yok dimi.
-Anlatacam işte gel.
Kolundan tutup arka bahçeye ilerledik. Banka oturup. Duru bana baktı .
-Duru
Neler oluyor. Anlat artık.
-Tamam anlatıyorum. Hani benim burnum falan kanıyor ya başımda dönüyor ya.
Korkuyla bana bakıyordu.
-Duru
E-evet
-Hastayım galiba ben. Hissedebiliyorum.
-Duru
Ne hastası biliyormusun.
-yok bilmiyorum. Ama çok yoruluyorum. Halsizim.
Duru'nun gözünden yaş süzülüyordu.
-Ağlama.
-Duru
Sana birşey olmasın. Hadi kalk doktora gidiyoruz. İtiraz istemiyorum Ada.
-Peki.
diyip. Sınıfa doğru ilerledik. Sınıfa gelince içerde hoca vardı. Duru tınlamayıp çantamızı alıp çıktı. İşte bu yüzden seviyordum seni.
Taksiye binip Duru yolu tarif etti.
-Duru
En İyi doktorlardan biri. Seni bir baktıralım. Belki birşeyin yok hemen üzülmeyelim. Birbirimize sıkı sıkı sarılıyorduk. Gideceğimiz yere gelip indik. Kapıdan girerken içimden nolur bir hastalığım olmasın diyip girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asabi ögretmenim
Teen FictionMutluluğunu onu yanında bulan yaşamayı ondan öğrenen.. herşeyi onla mücadele eden bir küçük kız.