Doktorun odasına girip birkaç soru sormaya başladı.
-Doktor
Ne gibi rahatsızlıgınız vardır.
-Başım dönüyor. Burnumun sık sık kanıyor.
-Doktor
Peki bu ne zamandan beri böyle.
-Başka dönmesi yoktu. Bu aralar oluyor. Ama burun kanaması 5 ay önce falan da vardı belki daha önce.
-Doktor
Tam birşey söyleyemem. Bir kaç test yapalım.
-Peki.
Beyin için bir emara girdim. Kan aldılar yapılması gereken herşeyi yaptık. Duru sayesinde.
Doktorun odasına gidip. Testleri verdik. Korkuyordum biraz aslında.
-Doktor
Size Şunu soyliyim beyninizde bir Tümör var. Hastalığınız baya ilerlemiş.
-Peki iyileşme sürecim varmı.
-Doktor
İşte bu imkansız olabilir belki. Olabilirsin kurtulma şansınız çok az ne gerekiyorsa yapacağım. Belki işe yaramayacak. Öleceksin.
-büyük ihtimal ne peki ölücekmiyim.
-Doktor
Büyük ihtimal evet. Ama mucize olursa bilemiyorum.
-Peki çok teşekkür ederim. Hastahaneden çıkıp bir banka oturduk. İkimizde susuyorduk. Duru ağlıyordu. Ben sadece uzağa bakıp dalmıştım. Tutamıyordum kendimi.
Ağlayarak.
-Ölücekmiyim ben şimdi.
-Duru
Deme öyle.
-Biliyormusun hissettmiştim bir hastalığım olduğunu. Benim hayallerim vardı. Annemi görecektim babamı görecektim. Rüzgarla hayatımızı yaşayacaktık. Ben ölmek istemiyorum Duru.
-Duru
Ölmeyeceksin. Böyle deme.
Duru ağlamasını kesti bana moral olsun diye. Ben de ona uyum sağladım. Sadece susuyorduk. Durunun evine bırakıp ayrıldık. O gidince ağlamaya başladım. Hava kararmıştı. Bağırarak ağlıyordum. İnsanlar tuhaf tuhaf bakıyordu. Canım acıyordu. Evin önüne gelince Zile bastım. Rüzgar anında açmıştı. Hiç birşeyden haberi yoktu.
-Rüzgar
Noldu sana niye ağlıyorsun. Biri sana birşey mi yaptı.
İçeri geçip. Ağlayarak
-Hayır kimse bana birşey yapmadı.
-Rüzgar
Neden böylesin.
-Hastaneye gittim. Beynimde tümör varmış. Ölecekmişim.
-Rüzgar
Ne.
Gözünden yaş gelmişti.
-Rüzgar
Sana birşey olmuyacak anlıyormusun. Ben varken sana birşey olmuyacak.
-Ölmek istemiyorum ben.
Birbirimize sarılıyorduk. Ben Ağlamamı durduramıyordum.
-Rüzgar
Seni gerekirse yurtdışına götürürüm.
-Ya Rüzgar Sen anlamıyormusun. Ölücem ben. Kurtulma şansım bile yok. Doktor mucize olur dedi kurtulursan. O mucize de ben de ne gezer. İşte bak benim hayatım bu. Benim hayatım bu ya bu. Neden ya ben neden herkez gibi yaşayamıyorum. Acı çekiyorum hergün.
Gelip bana sarıldı.
-Rüzgar
Şşş şşş tamam. Geçecek bunlar.
Odama doğru ilerliyorduk. Kapımı açıp içeri girdik. Benimle uyuyacağını anlamıştım. Ama hiç ortamı bozmadım. Onu hiç kaybetmek istemiyordum. Yatağa yatıp sıkı sıkı sarıldık.
-Rüzgar
Ben seni hiç bırakırmıyım. Kolay kolay kaçamazsın benden.
-Rüzgar Ben
-Rüzgar
Şşş ölmek lafını yasaklıyorum sana. Şimdi mis gibi uyku çekelim.
Daha sıkı sarılarak uyuduk.
Gece rüzgarın sesiyle uyandım. Rüya görüyordu galiba biraz terlemişti. Seni ne bu kadar korkutuyor Rüzgar. Bir süre geçtikten sonra uyumasına devam etti ama ben uyuyamıyordum. Ya da korkuyordum. Bir daha uyanamamaktan. Bütün gece tavandaydı gözlerim. Hep aklımda ölüm vardı. Bir türlü çıkaramıyordum aklımdan. Rüzgar ise mışıl mışıl uyuyordu. Bundan sonra uyumak bile korku sevgilim.....
Sabah uyandığımda Rüzgar yoktu panik yapmıştım aslında hastalığımı öğrendikten sonra bırakma korkusu var. Yataktan fırlayıp hızlıca merdivenlerden indim kahvaltı masası görünce içim rahatladı o hazırlamıştı. Yanına gidip sırtından sarılmıştım.
-Rüzgar
Mert ve Duru gelicek kahvaltıya hazırlan.
Bunu duyduğuma sevinmiştim hem belki Mert hakkında birşeyler öğrenebilirim. Yukarı çıkıp giyeceğim kıyafeti çıkardım. Kot pantolon+beyaz tişört geçirdim ayakkabı converslerimi giyindim. En azından şuan mutlu olayım sevdiklerimle. Kapı zili çaldığında koşarak kapıya ulaştım. Şaşırarak ikisine baktım.
-Mert
Kapıda karşılaştık.
-Hımm anladım.
Duruyu kocaman öpüp masaya geçtik.
-Duru
Bugün nasılsın iyimisin.
-Saol Duru iyiyim.
Kapı çaldığında herkez kafasını kapıya çevirdi.
-Birisini mi bekliyorduk.
-Mert
Aa şey benim kuzen gelecekti ya.
Kapıyı açıp selam vermeden içeri girdi.
-Mert
Bu da benim kıvanç kuzenim.
Herkes selamlaştıktan sonra sofraya oturduk. Kıvançın alaycı bir tipi vardı. Arada tabi mertle Duru ya bakıyordum tesadüfen göz göze geliyorlardı. Ama Duru hemen kaçırıyordu. Kafamı kıvança çevirdiğimde bizde onla göz göze geldik. Gözümü kaçırıp Rüzgara döndüm.
-Rüzgar Biraz suskunsun bir sorun mu var.
Rüzgar
Yok bir sorun keyfinize bakın.
-kıvanç
Ee Ada sevgilin varmı.
Bunun demesiyle bütün bakışlar kıvança döndü.
-Kıvanç
Kötü birşey mi dedim.
Mert direk konuyu değiştirmeye atıldı.
-Mert
Kahvaltıdan sonra bişeyler yapalım mı.
-Duru
Evet evet çok iyi olur.
Bende rüzgara baktım çok istiyorum manasına birşeyler ifade ettim.
-RÜZGAR
Tamam olur gideriz.
......
Devamı gelecektir. İyi okumalar. ❣😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asabi ögretmenim
Teen FictionMutluluğunu onu yanında bulan yaşamayı ondan öğrenen.. herşeyi onla mücadele eden bir küçük kız.